- 580 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
CÜMLE ANLAMI VE YORUMU
Kaynak: necdetersozedebiyat.blogspot.com
CÜMLE ANLAMI VE YORUMU
Cümle Nedir?
Cümle, genel manada yargı bildiren söz ya da söz dizisidir. Cümle yargı birimidir. Bir cümlede en az bir yargı bulunmalıdır, birden fazla yargı bulunabilir.
Temel Kavramlar
Nesnellik
Kişiden kişiye değişmeyen, genel evrensel geçerliliği olan, objektif ve kanıtlanabilir yargılardır. Doğru veya yanlış olabilir. Duygusallık, öznel yorumlar ve kişisellik yoktur. Kesinlik vardır.
“Türkiye’nin en yüksek dağı Ağrı Dağı’dır.”
“Dünya nüfusu gittikçe artıyor.”
“Romanda çarpık kentleşme ele alınıyor.”
Cümleleri nesnel anlatımlı cümlelere örnektir.
Öznellik
Bireylere göre değişkenlik gösterebilen, zorunlu verilerle kanıtlanamayan yargılardır. “Bana göre, bence” anlamı taşır. Tartışmaya açıktır. Söyleyenin şahsî fikirlerini içerir, sübjektiftir.
“Çarpıcı bir dil, etkileyici bir üslûp, akıcı anlatım, usta söyleyiş, ilginç konular…” bu örnekler öznelliğe örnektir.
Eleştiri
Enine boyuna detaylı yorum içerir. Kişi, olay ya da eseri, eksik ve üstün yanlarıyla ortaya koymaktır. Sadece olumsuz eleştiren bahsedilmez; eleştiri, genel itibariyle bir değerlendirmedir. Fakat günümüzde daha çok olumsuz eleştiri yaygın olarak kullanılmaktadır. Kişinin kendi olumsuz yönlerini değerlendirmesine öz eleştiri denir.
Değerlendirme
Eleştiriye benzerdir. Bir kavramı ele alıp onu tartıp onun hakkında olumlu veya olumsuz bir kanıya varmaktır. Nasıl olması gerektiği, neyinin eksik olduğu veya neyinin iyi olduğu anlamları ön plana çıkar.
Not: Değerlendirme, daha çok sanat, sanatçı ya da sanat eseri hakkında olmalıdır. Türkçe sorularında değerlendirme bu çerçevede daha sık ele alınır. Değerlendirme öznel veya nesnel olabilir.
Yorum
Anlatıma duyguların katılmasıdır. Öznel cümlelerde genellikle bulunur.
“yorgun yapraklar, hayran olunası manzaralar, etkileyici sergi, mide bulandırıcı insan…” yoruma ilişkin örneklerdendir.
Yorum, bir çeşit düşünce yürütmedir. Kişisel düşüncelerin, öznel algılamaların sergilenmesidir.
İçerik
Yapıtın konusuna “içerik” denir. Yapıtın özüdür. Eserde anlatılan olay, varlık veya kavramdır. “Ne anlatılıyor?” sorusunun eserdeki cevabıdır.
“Bu roman Kurtuluş Savaşı yıllarını yansıtıyor.”
“Bu kitapta, insan sevgisini işleyen küçük öyküler bulmak mümkün.”
“Eserin omurgasını ülkemizde son yıllarda yaşanan büyük olaylar oluşturuyor.”
Üslûp (Biçem)
Bir yapıtta yazarın anlatım biçimine, dili kullanım yöntemine veya anlatım tarzına üslûp denir. “Nasıl anlatılıyor?” sorusunun cevabı üslûbu verir. “Sözcük seçimi, cümle yapısı, devrik veya uzun cümleler kullanma, yerel söyleyişlerden yararlanma, folklorik anlatım tarzı kullanma, akıcı, duru, çetrefilli bir anlatımı olma, masalsı anlatım, süslü söyleyiş, yalın dil…” gibi örnekler üslûba ilişkin örneklerdir.
Karşılaştırma
İki (çoğunlukla) ya da daha fazla kavramı, benzer veya farklı yönleriyle ele almaktır. “-den, daha, en, -e göre, -e oranla, -e nazaran, -iken … ise, kadar” gibi ekler ve sözcükler karşılaştırma amacıyla kullanılabilir.
Neden-Sonuç
Eylemi gerekçesiyle birlikte vermeye denir. “Çünkü” anlamını taşıyan cümleler barındırır. “Neden” anlamını taşıyan cümlede genellikle belirtilen yargı gerçekleşmiştir. Neden-sonuç cümlelerinde, neden-sonucu bildirecek ek ya da sözcük olma zorunluluğu yoktur.
“Ben yârime gül demem; gülün ömrü az olur.” Örneğinde neden sonuç bildirecek herhangi bir ek ya da kelime olmamasına rağmen cümle neden-sonuç anlamı vermektedir.
“Sizinle sinemaya gelmeyeceğim, evde önemli bir işim var.”
“Bugün Pazar olmasaydı tüm kitapçılar açık olurdu.”
“Yöneticilerin sözlerinde durmamaları, güven kaybına yol açıyor.”
“Planlı çalıştığından başarılı oldu.”
“Uyanamadığı için derse geç kaldı.”
Varsayım
Olmamış bir olayı geçici olarak olmuş gibi kabul ederek o bakış açısıyla olayı değerlendirmektir. “Tut ki, diyelim ki, farz et ki, varsayalım ki, bir an … düşün” gibi kalıplarla oluşturulabilir.
Koşul
Eylemin gerçekleşip gerçekleşmemesi ön şarta bağlıdır. Öne sürülen durum gerçekleşmezse, yargı da gerçekleşmez. Bu durumdan anlaşılacağı üzere koşul cümlelerinde belirtilen yargı henüz gerçekleşmemiştir. Yargı ön duruma bağlıdır.
“-se, -di mi, -meden, -dikçe, -mek üzere, -ama, -fakat, -lâkin, -yalnız, -yeter ki” ile koşul anlamı cümleye kazandırılabilir.
“Neşeli ol ki genç kalasın.”
“Ağladıkça dağlarımız yeşerecek.”
Amaç-Sonuç
Birinci yargı ikinci yargının amacıdır. Neden-sonuç ilişkisindeki sonuca yol açan neden gerçekleşmemişse cümlede amaç-sonuç ilişkisi ortaya çıkar. Bu ilişkide amaç, henüz gerçekleşmemiş olandır. Sonuç ise gerçekleşmiş ya da gerçekleşmek üzeredir.
“-mek için, -mek maksadıyla, -mek amacıyla..” ile kurulabilir.
Açıklama İlişkisi
Neden-sonuç ilişkisinin tersidir. Birinci yargı sonucu, ikinci yargı nedeni verir. “Çünkü, demek ki, öyleyse, anlaşılıyor ki, şu hâlde diyebiliriz ki, böylelikle…” tarzında sözcüklerle açıklama ilişkisi kurulabilir. Açıklama ilişkisinde gerekçe anlamı bulunabilir.
Zaman İlişkisi
Bir birim, diğerini zaman ilişkisiyle tamamlayabilir. Zaman bildiren ulaçlarla yapılır.
“Seni düşünürken gökten yıldız kayar.”
“Her gelişinde bize uğrardı.”
“Bize geldikçe hediye getirir.”
“Kitap okuma saatinde sınıfta ses çıkmamalıdır.”
“İzmir’e geldiğim yıl onun tanıştık.”
*“Yarın erken kalkacağım” örneğinde zaman kavramı var, ancak zaman ilişkisi yoktur.
*”Ağaç yaşken eğilir” atasözünde gerçek anlamda durum ilişkisi söz konusuyken mecaz anlamda zaman ilişkisi söz konusudur.
Durum İlişkisi
Sonucun ne şekilde ve nasıl gerçekleştiğini, gerçekleşeceğini veya gerçekleşmediğini bildirir.
“Nasıl?” ve “Ne şekilde?” sorularıyla bulunur. Durum ulaçlarıyla yapılır. Bunlara örnek olarak “-ken, -erek, -meden, -meksizin” verilebilir.
“Durmaksızın yürüdük.”
Öneri Cümlesi
Bir konuda tavsiyede bulunma, yol göstermedir. Herhangi bir şeyde görülen eksikliğin nasıl giderilebileceğini bildirebilir. Bu anlamda, dilimizde, “salık vermek” deyimi vardır.
Tanım Cümlesi
Bir kavramın ne olduğunu belirleyen ve kavramı ayırıcı özellikleriyle ortaya koyan cümledir. Tanım cümleleri “Bu nedir?” ve “Neye denir?” sorularına yanıt verir. Olumsuz olarak kurulmuş tanım cümleleri de bulunabilir.
“Sanat, yaşamı yüceltme ve daha anlamlı kılma çabasıdır.”
Ön yargı
Sonuçlanmamış bir durum hakkında önceden edinilen olumsuz düşünceye ön yargı denir. Dilimizde “peşin hüküm vermek” deyimi ön yargıyı ifade etmektedir. Ön yargı cümlelerinde sonuç muhakkak gerçekleşecek gibi yorum yapılır.
“Türkiye AB’ye giremez.”
“O gelmeyecek biliyorum.”
Yakınma
Bir durumdan şikâyet etme, sızlanmadır.
“Bir kere de beni dinlese…”
“Sanki ondan yardım istedim!”
Hayıflanma
Bir olaydaki üzüntülü ve hoş olmayan hâl için kendi kendine acınmak, yerinmek ve yazıklanmaktır.
“Bir türlü başarılı olamıyorum.”
Not: Yakınma ve hayıflanma cümleleri arasındaki temel fark, yakınma cümlelerinde yakınan kişi kendisinden farklı bir olay, kişi ya da durum hakkında sitemde bulunurken hayıflanma cümlelerinde kişinin kendi kendine, kendi eksikliğine yerinmesi söz konusudur.
Olasılık (Tahmin, İhtimal)
İlettiği yargının gerçekleşmesinin veya gerçekleşmemesinin olabilirliğini anlatan cümlelerdir. Olayın sonucu ile ilgili bir fikir yürütme ve çıkarımda bulunma manası taşır.
Tasarı (Plan)
Gerçekleşmemiş, ancak gerçekleşmesi düşünülen fikir ve amaçlardır.
Kaygı
Gerçekleşmesi muhtemel olumsuz bir olay karşısında önceden korkuya kapılmak, endişelenmektir.
Alçakgönüllülük
Kişinin kendisinin beğenilecek ve hoş karşılanacak özelliklerini abartmama ve bunlarla övünmeme davranışıdır.
Takdir Etme
Beğeni cümleleridir. Hoşa giden davranışı övmektir.
Üslûba İlişkin Bazı Kavramlar
Yoğunluk (Özlülük)
Az sözcükle çok şey anlatma, özlü bir anlatıma sahip olmaktır. Cümlelerin derin anlamları bulunur. Atasözleri, özdeyişler ve aforizmalar yoğun anlatıma sahiptir.
Yalınlık (Sadelik)
Süsten ve zorlamalardan uzak, açık ve kolayca anlaşılabilen anlatımdır.
Açıklık
Anlam belirsizliğinin bulunmadığı anlatımdır.
Duruluk
Gereksiz ifadelere yer vermeyen, anlaşılması kolay, önemsiz söz oyunlarının bulunmadığı anlatımdır.
Doğallık
İçinden geldiği gibi anlatmaya denir. Zorlama ve yapaylık, özentilik görülmez. İçtenlik ve samimilik vardır.
Akıcılık
Okuru sıkmama, kolaylıkla okunabilme, ilerisini merak ettirme özelliğidir.
Kalıcılık
Çağını aşma, zamana yenik düşmeme, eskimeme özelliğidir. Çağlar ötesine seslenilir. “Yarını yakalamak” ve “Yarınlara kalmak” deyimleri dilimizde kalıcılığı anlatır.
Özgünlük
Farklı ve benzersiz, kendine özgü, kendi has olmaktır. “Nevi şahsına münhasır” sıfatı dilimizde özgünlüğü anlatmaktadır. Aynı zamanda, içinde yenilik kavramını da barındırır. Edebiyat platformlarında ilk kez boy gösteren ve özgün olan kişi, anlaşılacağı üzere bir yeniliğe sahip olur. “Sıra dışı” ve “marjinal” tanımlamaları da özgünlüğü anımsatır. Özgünlük, kendine ait, yeni bir yol çizmektir.
Evrensellik
Her çağda, her insan için geçerli olan konular için kullanılır. Bu konular aynı zamanda yazarın kalıcılığı yakalamasında önemli rol oynayabilir. Sevgi, aşk, barış, hüzün gibi konular evrensel konular içerisinde yer alabilir. Bunlar sadece bir topluma özgü olmayıp dünya genelinde edebiyatçıların eserlerinde yer verdiği konulardandır.
Ulusallık-Yerellik
Yalnızca belli bir topluma özgü niteliklere ve betimlemelere yapıtta yer vermektir. Ulusal betimlemeler, ilgili toplumun kültürü, halkı ve yaşayış tarzı hakkında önemli ipuçları sağlar, yaşanılan toprağın rengini yansıtır.
İmge
Yazınsal yapıtlarda yansıtılmak isteneni daha canlı, daha etkili ve görünür kılmak maksadıyla mecazî veya benzetmeli yollarla zihinde canlandırmak istenen görüntüdür. Görsel hafızaya daha çok hitap eder.
Bakış Açısı
Kişinin belli bir olayı ya da konuyu kendine ait yönlerden ele alıp değerlendirmesidir. Yazarın dünya perspektifidir. Bakış açısı çeşitli sosyal, kültürel, dinî ve politik duruşlardan etkilenir. Bu durum yazarın eserlerine yansıyabilir.
Ahenk
Dizeyi ve düz yazıyı oluşturan cümleleri ses özelliklerine göre uyumlu bir şekilde sıralamaktır.
Biçim
Yazınsal yapıtta öğelerin birbirine bağlanarak meydana getirdiği düzendir. Yapıtın formudur.
Cümle Anlamı
Eş Anlamlı Cümleler
Aynı duygu ve düşünceyi yansıtan cümlelere denir.
Yakın Anlamlı Cümleler
Anlamca aynı doğrultuda olan cümlelere denir. Cümlelerin olumsuz biçimiyle de yakın anlamlısı oluşturulabilir.
Karşıtlık İçeren Cümleler
Taban tabana zıt anlamlar içeren cümlelerdir.
Çelişkili Cümleler
İki cümle arasında veya daha fazla sayıda cümle arası anlam tutarsızlığı bulunabilir, bu durum bir çelişki oluşturur. Çelişkili cümleler birbirine tamamen zıt olmayabilir.
Cümle Tamamlama
Düşüncenin akışı, bir cümlede söylenmek istenen yargının yönünü ve niteliğini aşağı-yukarı ortaya koyar. Belli bir bölümü boş bırakılmış cümleler o cümledeki sözcüklerin anlam özelliklerinden yararlanılarak tamamlanabilir.
Cümlenin Ana Düşüncesini Bulma
Cümlenin bütününde ortaya atılan genel fikir, cümlenin ana düşüncesidir.
Düz Anlatımlı Cümleler
Herhangi bir kişinin sözünü olduğu gibi anlatmaya denir. Doğrudan anlatımlı cümleler de denir.
“Atatürk, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” demiştir.”
Dolaylı Anlatımlı Cümleler
Bir kişinin sözünü anlam değişmeyecek biçimde değiştirerek aktarmaya denir.
“Atatürk, hayatta en hakiki mürşidin ilim ve fen olduğunu söylemiştir.”
Parçaya Dayalı Cümle Anlamı Soruları İçin Bilgi
Bu tür sorularda cümleler arasındaki bağlantılar çok iyi kavranmalı, iyi yorumlanmalıdır. Cümleler arasındaki “neden-sonuç, en genel yargı, açıklama” vs. ilişkilerin yanı sıra soru kökünde yöneltilebilecek olan “hoşgörülülük, beğeni” vs. kavramların iyi yorumlanması beklenmektedir.
Hazırlayan:
Necdet Ersöz (Ulaşım: www.twitter.com/ErsozNecdet)
Kaynaklar
Tüm Türkçe yazılarında seçkin üniversiteye hazırlık kitapları, üniversite ders kitapları, güvenilir internet siteleri, bazı dil bilgisi makaleleri ve TDK resmî sitesi kaynak olarak kullanılmaktadır.