Müslüman ve İrtica...
`ZAMANI KOKUTANLAR MÜRTECİ DİYOR BANA
YÜKSELDİK SANIYORLAR ALÇALDIKÇA TABANA..`
Necip Fazıl Kısakürek
Müslüman ve irtica ikilisi; yaz-kış, kuzey-güney, soğuk-sıcak,artı-eksi gibi zıtlıkların en zirvesindedir, Müslüman ve irtica kavramı zıtlıklar dağının doruğunun doruğudur.
Zamanımızda ve geçmişte müslümanlara yönelik olarak kullanılan mürteci ifadesi irtica kelimesinden türetilmiş ve kişiler için kullanılan bir sıfat olarak insanların aklında yer etmiş bir kavramdır. İrtica kelimesi ise ’gerici’ tanımının karşılığından ibaret arapça kökenli bir kelimedir. Bu açıklamadan sonra işin aslına geçelim. Evet irticacılar, bu adamlar irtica yapıyor gibi açıklamalarla karalanmaya, aşağılanmaya çalışılan Müslüman ile kendisine atfedilen irtica kavramı birbirine tamamıyla zıt iki kelimeden başka birşey değildir. Hakikatten bi-haber cehaleti, islam ve müslümanlık hakkındaki cahilliği boyunun aşmış insanlar ne zavallı mahluklardır ki alemlerin en ilerici varlığına, müslümana gerici yaftasını yapıştırmaktan bir rahatsızlık duymazlar. Evet ne zavallıdır ve acınacak haldedir onlar. Müslümanın davası öyle bir davadır ki; onu alemin en ilerici şahsiyeti, varlığı kılan da bu davadısıdır. Onun davası Allaha kulluktur, ukbadır. Zahirende ortada olan bu hakikat şudur ki; ukba dünyanın ve dünyadaki bütün emel ve hedeflerin ilerisindedir. Müslümanın davası olan, olması gereken ukba; sineyi ve hayatı Allaha adamaktır, bütün fani idealleri bir kenarda tutarak marifetullaha, muhabbetullaha, cemalullaha ulaşmak, ulaşma gayreti içerisinde olmaktır. İnsanoğlunun varoluş sebebi olan islamı (islamdaki bazı ince hükümleri) irtica, samimiyetle yaşamaya çalışan ihlas sahibi insanları irticacı olarak tarif etmek şayet cehaletten ileri gelmiyorsa, bu tür iddia sahiplerinin islama ve müslümana karşı olan duruşlarından dolayı bu ifadeleri iddiaları sarfettikleri hususunda bir kuşkumuz yoktur. Müslüman için kullanılan bu yanlış ve çirkin ifadenin ve sahiplerinin iflas ettiği, bu hususta tatmin olmak, aydınlanmak isteyenlerinde tatmin olacağı nokta şudur; islamı samimiyetle yaşayan insan veya bu dinin esaslarını halkı için geçerli esaslar olarak kabul eden bir devletin yükselişi, ilerleyişi önlenemez ve engellenemez bir hakikattir. Allah Rasulü önderliğindeki İslam Devleti, Abbasi Devleti, Emeviler (Endülüs Emevileri) ve son olarak da Osmanlı Devleti gibi devletlerin bu aziz dinin esaslarına olan bağlılıkları sonucu ortaya çıkan muazzam yükselişleri görmezden gelinemez. Maddi ilimlerdeki müthiş yükselişleri ve ortaya koydukları eserler zamanın diğer devletlerinden kat be kat ileride olduğu hakikati hala gözler önündedir. Demek bu dinin gereklerini yerine getirmede ince davranmak ve tabiri caizse hükmün hakkını vermek iritca ile uzaktan yakından alakası olmayan hususlarmış. Art niyet bir kenara bırakılmalı ve yalnızca inkar, aşağılama ve karalama için bu dini ihlas ile yaşamaya çalışan dindar insanlara dil uzatılmamalıdır. Bunun aksi bir tutum aklı selim bir insanın ortaya koyacağı davranışlar değildir. Çağdaşlık adı verilen ve insani değerlerle bağdaşmayan birtakım sözde yeni olguların samimi müslümanlarca tercih edilmemesi o müslümanı nasıl irticacı kılar. Adına çağdaş değerler denen her olgu gerçekten bir çağdaş değer midir? Mesela İslamın izin verdiği 4 hanımla evlilik irtica fakat aynı anda farklı farklı 3-5 bayanla birliktelikler yaşamak çağdaşlık (bu noktada Peygamberimizin bir hadisi şerifinde Allah Tealanın tek eşle evlilikten hoşnut olacağı yönündeki ifadelerini not düşmekte fayda görüyorum), örtünmek irtica, fakat nefisleri isyan ettirecek şekilde birtakım ismine elbise denen zırvalarala dolaşmak çağdaşlık, haramlık-selamlık oturmak irtica fakat ne olduğu belirsiz anlamsız partiler vererek adeta hayvanlar gibi tepişmek çağdaşlık mıdır? Bu soruların muhatabı irtica üzerinden prim yapanlar değildir. Çünkü bu sorulara cevap vermek için aklı selim olmak gerekir. Oysa onlarda bu aklı selim olsa idi zaten bu garib ve saçma sapan durumda olmazlardı. Sorumuz insaf sahibi, halen insanlığına dair bazı güzellikleri yitirmeyenleredir. Evet adı çağdaş! olan değerlere sorgulamadan bu çağdaştır deyin oysa iş islamın bir hükmüne gelince ağzına geline sayın. Yok öyle yağma. Şunu bütün samimiyetimle ifade etmek isterim ki; her zamanın ve mekanın ve bütün mevcudatın dini olan İslam dininin eşsiz hükümleri her zamanın, dünün-bugünün ve yarının en medeni, en çağdaş ve en insani hükümleri ve vazgeçilmemesi gereken değerleridir. Çünkü bu dinin sahibi ne belirli bir zamanın sahibidir ne de bu dini yalnızca bazı insanlar için indirmiştir. Bu dini hakkıyla yaşamaya gayret eden bu gayret içerisinde olan müslüman hangi zamanda yaşarsa yaşasın zamanının en çağdaş, en medeni en ilerici insanıdır. İrtica üzerinden prim yapmak ahlaki ve dolayısıyla insani açıdan büyük bir gaf ve ayıptır. Varolan bir hakikati çeşitli istisnaları öne sürerek yanlış ve yalan bir şekilde bu temiz ve aziz milletin ve bütün insanlığın önüne sürmek ve bu şekilde onlara kabul ettirmeye çalışmak ahlakla ilgisi olan davranışlar değildir. Şahsi kanaatim odur ki; ’Ben zamanı yakalamak istiyorum, modernizimden, çağdaşlıktan yana bir duruşum olmalı diyen insan veya insanlar bu hedeflerini ancak ve ancak zaman hatta zaman-üstü bir din olan İslama, onun hükümlerine sarılarak gerçekleştirebilirler.
Son olarak müslümana gerici diyen zihniyete şaşarım, müslümandan daha ilerici kim vardır. Müslümanın derdi ukbadır ve ukbadan daha ileride ne vardır.
12/11/2006
YORUMLAR
Katılmamak mümkün değil. Ne zaman bu millet inancına önem verdiği dönemde, cihana hükmetmiştir.
(Bir örnek askerlerin sefer esnasında sırf inancından dolayı bahçelerdeki yemişlere dokunmadığı dönemlerde)
Osmanılının yıkılışında, avrupa hayranı değilmiydik. Hayır, teknolojisinin değil. Giyim kuşam, eğlence, kültürü.
Bu yazıyı ben biçimsel yönden eleştirmek istiyorum.
Satırbaşları,paragraflar,Fikirlerin tekrarlanışı benietkiledi.Yazımıza daha güzel şeki versek,Fikirleri paragraflarda toplasak daha güzel olurdu.
İçerik yönünden yazıyı tamamen destekliyorum.Bir ülkede irtica korkuları ile inanan insanları baskı altında tutmak bağnazlığın ve gericiliğin daniskasıdır.Dini eğitim fırsatı her isteyene tanınmalıdır.
Kitabımız Kur'an anlaşılamayan yorumlanamayan,anlamtaşımayan bir kitap değil.O Dünya ve ahiret mutluluğunu öğretmek içindir.Onu anlamalıyız.
Dini eğitimi kolaylaştırmak ve bir metodla eğitimi sağlamak Daha yararlı olacaktır kanısındayım.
İşte Dünyanın hali.İmansızların elinde zulüm yaşamak ve çalışmak.Hak'ı bilmek ve hak aramak erdemdir.
Kutluyorum efendim.
Çok haklısınız aslına bakarsanız irticaya karşı bir kitle olsaydı tüm ülke tek yürek olur ve böyle bir kavramın ülkemizde barınmadığını tüm dünyaya haykırabilirdi. Fakat amaç irtica olmadığı için yani müslümanlık ve dinine bağlı insanların karalanması olduğu için bu söylediklerimin hiç birini göz önünde bulundurmamamız normaldir sanırım...
Görüşleriniz için teşekkür eder saygılarımı sunarım.