- 2581 Okunma
- 32 Yorum
- 7 Beğeni
EDEBİ YAZI DEĞİL SADECE İÇ DÖKÜMÜ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Uzun zamandır şiir yazamıyordum, bir öykü yazayım dedim onu da beceremedim. Kafam dolu, içindeki gereksiz düşünceleri atmadan sanırım uğraşlarım boşa gidecek yazamayacaktım. O gereksiz dediklerim neydi? Kırılganlıklarım, küskünlüklerim, alınganlıklarım vs… Atabilmenin başka yolu var mıdır bilmem, yıllardır yazarak hallediyordum işimi. Fikir ve düşünce özgürlüğü olması gereken bu ülkede düşüncelerimi şiirlerime yansıttığım için eleştirildim, yazdıklarım öfkeleri çekti, yok sayıldım. Bir süre onun için yazmadım. Detaya girmeyeceğim, sonrasında sağlık problemleri yaşadım. Öyle ki klavyeyi bile kullanamaz oldum. Yazdığımı sandığınız birkaç satırı bile çocuklarıma yazdırmıştım.
Şiirden ve defterden kopamıyordum, en azından arkadaşlara yardımcı olayım dedim. Aylarca sayfaları dolaşıp yazılan şiirleri okudum. Birkaç kelimeyi bile büyük çaba harcayarak titreyen tek parmağımla yazarken hatalı şiirleri uyarmaya başladım. Şiir kaybetmesin istiyordum hâlbuki ama karşılığında aldığım yine öfke oldu.
Doktor sinirlenme diyor, haydi gel de sinirlenme.
Bir çocuğu camdan sarkarken gördüğünüzde kapıyı çalıp çıkan ev sahibi ile selamlaşıp, evinin güzelliğinden bahsedip sonra çocuğun düşmek üzere mi olduğunu söylemek gerekir? Zaman yoktur. Şiirler de öyleydi, kurul üyeleri bakıp hatalı diye geçip gitmesin diye bir an önce düzeltmeleri için uyarıyordum sadece. Vaktim ve yazmaya imkânım olsa yazmaz mıyım sanki? Bu yaştan sonra şiir bana ne kazandıracaktır? Hayattan beklentim neydi? Neyim vardı? Bir çocuklarım, bir de şiir bütün varlığım. Çoğu zaman okuduğum şiirin kimin olduğunu bile görmem, bakmam, baksam da unuturum zaten. İçimdekileri dökmem için olanlardan sadece birkaç örnek vereceğim.
Yıllarca bana ve arkadaşlarıma hakaretler eden, çirkin şiirler yazan birisi vardı. Hakkını yememek gerek iyi de şiir yazıyor. Bir şiirinde hece noksanı vardı, düzeltmesi için uyardım. Onca zamandır sana kin gütmemişim, yazdıklarını unutmuşum yapılır mıydı bu hiç? Sessizce şiirini söylediğim şekilde düzeltip bana bir mesaj düzmüş. Neymiş efendim şu kişinin de şiirinde hata varmış da onu söylememişim, onun küçücük hatasını yüzüne vurmuşum. Zaten hata küçük olduğu için uyardım, yoksa sana bulaşır mıydım?
Bu da başka birisi, uzun zamandır şiirlerini takip ettiğim, zaman zaman yardımcı olduğum birisi. Arkadaş o kadar çok övgü almış, şiirini okumadan tebrik edenlerden kendisini üstat kabul etmiş ki hemen her şiirinde yaptığı hataları uyarıyorum diye kızmış, artık cevap da vermiyor, şiiri de düzeltmiyor. Ey şimdi ben onu listemden atmaz mıyım? Kalsın şimdi okumadan yorum yapanlarla.
Bu gün yine bir bayan arkadaş kafiye hatası yapmıştı, her ne kadar kendime söz verdiysem de bir daha karışmayacağım diye duramadım kavlimde. Hem hatasını hem de nasıl düzeltileceğini yazdım. Aynısını yazmayacağım benzer bir örnekle anlatayım.
Geceleyin, gündüzleyin
Mısra mısra heceleyin
Dedim ki, kafiye olmuyor, gündüz—leyin, hece—leyin derseniz – leyin rediftir şiir bozulur
Gündüzleyin geceleyin
Mısra mısra heceleyin
Şeklinde yazın.
Ne yapmış hanım şair; gündüz’leyin, hece’leyin. Ne denir şimdi buna.
Siteye geldiğimden beri heceye başlamak isteyen onlarca arkadaşa yardımcı oldum, bir çoğu şimdi benden de iyi yazıyor. Kimse bilmese de şiirlerini okudukça mutlu oluyorum, az da olsa benim de payım var diye. Bu verdiğim örnekteki kişilere de çok destek olmuştum. Karşılığını daha yazmadığım çoğu gibi kötü bir şekilde aldım.
Özellikle bu kişileri seçip yazdım zaten okumuyorlar, okusalar yerlerinde saymaz ilerlerdi.
Oh! Canıma değsin az da olsa rahatladım. Hele bir iyileşeyim o zaman görün beni…
YORUMLAR
Ic dunyanizdaki kirginliklari paylastiginiz yazinizi okudum. Yorumlara donemedim zamansizligimdan. Vakit bulabilirsem yarin veya sonraki gunlerde yine burayim insallah Afet Ablam.
Su gercek ki ben de dahil olmak uzere, insanoglunu memnun etmek zordur. Yaptiginiz yardimlari hos tutanlar kazanmistir, digeri ise kaybetmistir. Husran sizden uzak olsun diyerek iyi aksamlar diliyor, selamlarimi sunuyorum...
Afet hocam gönlüne,yüreğine bedenine saglık versin Yüce Rabbimiz...Evet sizin gibi şiir denetmenlerine her zaman ihtiyaç var olacak ve olmaya da devam edecek...Yazınızı okurken idealist olmanın zirvelerini içeriğinde tattım...Var olun...Saglıkla kalın...Neşeli olun...Saygıla ve selamlar
Afet hocam gönlüne,yüreğine bedenine saglık versin Yüce Rabbimiz...Evet sizin gibi şiir denetmenlerine her zaman ihtiyaç var olacak ve olmaya da devam edecek...Yazınızı okurken idealist olmanın zirvelerini içeriğinde tattım...Var olun...Saglıkla kalın...Neşeli olun...Saygıla ve selamlar
Hani "şairine bakmadan doğrudan şiire odaklanıyorum ve şiirin hatalarını tespit edip, uyarıyorum" demişsiniz ya. Esasen şairine de bakmak lazım uyarmadan önce ama şu edebiyat aşkı yok mu, dilimizi tutamıyoruz.
Beni de çok pişman ettiler. Teşekkür edeceklerine kalbimi kırdılar. Teşekkür de beklemiyordum oysa. Derdim insan değil ki, şiir.Bu edebiyat sitelerinde şiir yayınlamakla bir marifet yapıyor değiliz. Yürek ürünümüzü okurlarla paylaşmak istiyoruz, o kadar. Diğer şairlerin eserlerini okumak isteği de ruhumuzu doyurmak amaçlı.
Öyle bir şiire rast geliyor ki insan, bir mana çıkartıyor ve fikir dünyası zenginleşiyor, bir duygu yakalıyor, kalbi mutmain oluyor. Hislere tercüman olan her yazıt kişiliğe bir katkıdır aynı zamanda. Hayattan mutluluk çalmaktır.
Kimse dört dörtlük şiir yazıyor değil. En azından her şiiri böyle değil. defalarca okuyup göremediğimiz hatalarımız olur. İkaz edilmezse öylece kalır. Edilirse düzeltme şansımız vardır.
Bugünlük bir kayıt olsa tamam. Gün yarına döndüğünde sorun biter. Oysa geleceğe kalacak bu paylaşımlar. Hatalar sabitleşecek ve düzeltme imkanı da olmayacak. Gel de anlat sabit fikirli, ön yargılı, "Ben yaptım, oldu."culara.
Geçmiş olsun Afet Hanım. Hayırlı ve bereketli bir ramazan diliyorum. Saygı ve sevgilerimle.
Güne seçilen bu değerli yazınızı da yürekten kutlarım.
Burada herkes kendi düşüncesini beyan etmiş. Yazının içeriğinden yola çıkarak defterde bulunan herkesin birbirine yardımcı olduğunu biliyorum .Şiir konusunda Afet hocam dahil burada bir çok kalemin yardımını gördüm. Şiir yazdığımı sanarak geçmişte ne övgüler aldım. Gerçek eleştiriler gelinceye kadar neredeyse kanat takmış uçuyordum...hani sözde şiir yazıyorum ya. Ne zaman ki ustalarımla tanıştım yazdığım tüm şiirleri pasifledim. Çünkü ben bile beğenmiyordum eleştiri olmadan başarı beklenmez .Eleştirinin dozu iyi ayarlandığında başarının tadına doyum olmaz.İnsan ölünceye kadar bir öğrencidir .Her ne kadar her şeyi bilse de, muhakkak bilmediği çok şey vardır. Burada ustasından çırağına kadar hepimiz bir aileyiz .Aileden bir kişinin sıkıntısı hepimizin sıkıntısı olmalı. Gönül kabedir yıkmamak gerek . Her zaman yapıcı olmak, yapılan eleştirileri de can kulağı ile dinlemek gerek .Meramı şiir olan zaten nasihatten alır olmayan ömrünün sonuna kadar yalnızca yazar ve eleştirildiği an saldırganlaşır.
Taraf tutulması konusunda geçmişte örneklerine denk geldim ama Afet Kırat hocam bunu yapmayan ve kendi alanında dik duruşa sahip zarif, defterimizin ağır kalemlerinden saygın hanımefendi (KARTANEM) KENDİSİNİ BU YAZI VESİLESİYLE KUTLUYORUM tüm yorumculara da katılımlarından dolayı teşekkür ediyorum
BAŞKA AFET KIRAT YOK....!!!!
Bunları ben de yaşadım Afet Abla...
Yanlış gördüğüm yerde, yorumda değil de, mesaj olarak düzeltmesini istediğim kişiden çoğu zaman azar işittiğim bile oldu. Yılmadım. Çünkü benim için o kişinin yaptığı yanlış değildi, edebiyata yapılan yanlıştı.
Halbuki ilk klavye ile yazı yazmaya başladığım zamanlar nokta ve virgülden sonra harfleri yapıştırıp yazardım bende. Öyle olmaması gerektiğini aramızdan bir arkadaşımız sessizce mesaj ile uyarmıştı sağ olsun, benimde çok hoşuma gitti. Her zaman dua ederim kendisine. Bir tık mesafe bırakacaksınız dedi.
Bunda kötü ne var ki, şimdi benim kendisini haşlamam mı lâzım yani. İnsanoğlu işte!...
Seviyoruz sizi, her zaman da seveceğiz. Bizlerin sevgisi zaten yeter.
Afet İnce Kırat
Afet Ablacığım Merhaba,
Seni, nedenini tam olarak bilmediğim bir şekilde seviyorum. Senin de bana karşı duygularının öyle olduğunu biliyorum.
Ben, şairin duygu ve düşünceleri hedef alınmamak koşuluyla şiirle ilgili eleştiri olayına sıcak bakıyorum. Gelişimi arzu ediyorsak eleştiriye ihtiyacımız var, o an için pek hoşumuza gitmese bile, bu şekilde düşünüyorum. Ben de kalemini takip ettiğim birkaç kişiye eleştirilerde bulundum zaman zaman. İçlerinden birinden ağızımın payını alınca onu eleştirmekten vazgeçtim. “Beğenilme gayesi yokmuş, öyle yazmak istiyormuş vs.”
Gelelim şairin duygu ve düşüncelerinin hedef alınmasına. Bu, bana pek doğru gelmiyor. Şiire eleştiri tamam da ”vay sen niye böyle düşünüyorsun, niçin bunu söylüyorsun” noktasında olay şahsileşiyor ve kendi düşüncesini dikte şekline dönüşüyor diye düşünüyorum. Aslına bakarsan buna kimsenin hakkı yok. Ama insanların bir kısmı da böyle davranmayı seçebiliyor. Eğer bu durum senin canını sıkıyorsa belki, ‘Neden ve kimin için duygularını kaleme aldığını’ hatırlaman sana yardımcı olabilir. Cevabı herhalde kendin için olsa gerek. Yahut da o insanları da öyle kabul etmen de bir seçenek. Yani … Neticede hiçbirimiz mükemmel değiliz, tabi onlar da. Kaldı ki, şiirlerin olumlu veya olumsuz hatta bazı durumlar için özellikle de olumsuz eleştiriliyorsa, kesinlikle iyi bir kalemsin. Sen nasıl ki değer verdiklerinin şiirlerini eleştiriyorsun, emin ol onlar da öyle yapıyorlar ve her zaman ‘senin’ şiirlerini eleştiriyorlar.
‘Hamurabi’ gibi iyi şiirler, ya da senin için iyi şiirler hangileri ise onlardan yazman için şiire devam etmeni arzu ediyorum. Bu nedenle sağlığına da iyi bakman icap ediyor. Daha kalıcı bir iz bırakmak için daha uzun müddete ihtiyacımız var Ablacığım. Bırakacağın izin kalıcılığını ‘şiirlerin’ belirleyecek, bu sitedeki ‘yorumlar’ değil. Belki bunları hatırlamaya ihtiyacı var, sadece senin değil hepimizin.
Çok sevgi ve selamlar Ablacığım,
Afet İnce Kırat
Valla çok iyi yazmışsınız.
Ben sizden çok şey öğrendim.Bunu inkar edersem nankör olurum.
Bazen bende dayanamayıp bir kaç arkadaşın hece şiirini düzeltmeye kalktım ama dediğiniz gibi aynı üslupla karşılaştım..Çünkü onlar çok iyi yazıyor:)
Ama insanız hala aynı hatayı bazen yapmaya devam ediyorum. Ağzımın payını da alıyorum tabi:=) olsun ..
Afet İnce Kırat
Öncelikle geçmiş olsun Afet abla.
Bilinmelidir ki, kimse ne kriter ne de kusursuzluk abidesi.
Bu minvalde düşünürsek eğer, insanın insani değerlerine ( kişiliğine) uzanmadığı sürece eleştiriye açık olmalıdır. Hele de öğreti amacı ile bildirim yapılıyorsa baş tacı edilmelidir.
Ama ne yazık ki, sapla saman o denli karıştırıldı ki, ne saygı ne de öğreti değer taşımıyor.
Yap et ondan sonra da seyre dur zihniyetinde insanlar artık.
Kitap gibi olmanın yolu okuyup öğrenmekten geçer. Herkes kendini allame-i cihan sandıkça ne bu ülke ne fikirler ne de öğretmek için didinen insanlar itibar görmez. Tamahla yürümeyi kesmediği sürece insanlar, bir yere de varılmayacağı aşikar.
Edebiyatı bile içindeki niyete alet ettikçe insanlar, ego şişkini olup çıkıyor maalesef. Ne aynaya bakmaya vicdan ve yüzleri vardır ne de sağduyulu olmaya.
Her daim tebrik ve saygımla.
Afet İnce Kırat
Ben de uzun süredir sitede yoktum.Ağır bir ameliyat geçirdim.Daha tam iyi olmamakla beraber,malum
şairler şiirsiz duramaz.
Sizin de rahatsızlığınıza üzüldüm.
Anlatılmak istenen konuya gelince,Sizi her zaman takdir etmişimdir.Kendinizi bilhassa hece şiirine adamış
ve yetiştirmiş bir şairemizsiniz.
Bundan dört beş yıl önce sizinle kafiye konusunda tartışmış birbirimizin kalbini kırmıştık.Aynı durum
Mehmet Emin Bey le de(OFLU) olmuştu.
İyi ki de olmuş ben ondan sonra tekniği düzgün hece şiirleri yazmaya başladım.
Size ve Oflu hocama teşekkür ederim..
Allahtan acil şifalar diliyorum.Selam sevgiler.
Afet İnce Kırat
:)) afet kırat beni okusun diye kırk takla atmaları gerekli aslında.. herkese bişeyler yazıp da bana yazmıyor yani beni okumuyor diye içten içten hayıflandığım bir bilir kişidir afet kırat.
olmadan oldumcuklara takılma afet abla...
yanlışlar alınıyor(güceniyor) diye doğru eğrilip bükülmez...
saygımla
eflatun
Afet İnce Kırat
teşekkürler ve saygılar.
insanlar birbirini kırmak yerine kelimeleri kırsın daha iyi değil mi;)
peki neden kırık kelimeler de insanı kırar?
duygular hisler,dile gelenler, kalemden klavyeden dökülenler...
her şeyin bir kuralı var. aklımıza gelebilen, aklımıza gelebilecek her şeyin.
...
konu şiir.. konu e edebiyat siteleri ve müdavimleri...
şiire, edebiyata değer verenleri üzenler kimler peki?
a- kuralları bilmeyenler...( araştırmayanlar, ben yaptım olducular..)
b- kurallara uymayanlar..(bildikleri halde şiir ve yazı kurallarına uymayanlar...)
c- hakkını vererek, değer vererek her sese, güzel şiirler yazanlar ... (kıskançlığa sebep oldukları için insanları üzüyorlar...)
d- kurdela ve ana sayfa heveslileri...(ara sıra ortalığı velveleye veriyorlar...)
...
ben dili ile sen dili...
mesela tayyip erdoğan önceleri ekseri ben dilini kullanırdı. kendini anlatırdı, temsil etmeye çalıştığı insanların durumlarını, istekleri vb.. o zaman sevilirdi, sevilmese de saygı duyulurdu...
sonraları yavaş yavaş muktedir olmaya başlayınca sen dilini kullanmaya başladı. hep suçlayıcı, tehdit edici, ben bilirimci, aşağılayıcı, kibirli vb...
arada sırada da halkın pek bilmediği isimler kullanmaya başladı. mesela bir ara ekonomi konusunda keynesyenden
belki bir çok kürdün bile ondan öğrendiği ahmedi haniden...
..............
insanlar ne için yaşar, edebiyatçı ne için yazar çizer?
her manayı, her nesneyi kendi düşüncesi veya çıkarı için kullandığı için mi başarılı olur, başarıdan ziyade söz sahibi olur.
neden duvarlara karalamaz da edebiyat defterinin şiir ve yazı bölümüne karalar değil mi?
haberdar olmadığı veya edilmediği için mi?
bütün peygamberler insanları hep haberdar etmek için uğraştılar oysa...
veya yazı ve şiirin de sigara gibi bağımlılık yaptığı ve bu bağımlılığa nerede başlarsan orada yazmanın da alışkanlık yaptığı için mi.. (biraz saçma biifade oldu ya..)
.............
genç yaşımda edebiyat defterini düzeltmeye çalışırdım, sonra sadece edebiyat defterindeki çevremi, sevdiklerimi, beğendiklerimi, daha daha sonra sadece kendimi düzeltmeye çalışıyorum.:)
bir zamanlar ustalar üstatlar bilenler beni eleştirsinler diye dört gözle beklerdim..
sonra ya hu bu adam veya kadın nerde kaldı (kendi çevremden) neden selam sabah vermez oldu, yorum morum yapmaz oldu diye bekler oldum.
daha daha sonra çıktım oba çadırlarının kurulmuş olduğu düzlüğe tepeden bakan bir tepeye...obayı seyrediyorum.
ne büyük harf küçük harf umrumda, ne de kafiye redif.. ne çok güzel şiirler yazıp kurdela almak itiyorum ne de güne düşmek...
ne girdiğim bir tartışmada karşımdaki mors etmekle ilgiliyim, ne de kafama vurulan balyozlarla.
mesela bir örnek vermişsin ya abla kafiyeden...
Geceleyin, gündüzleyin
Mısra mısra heceleyin
Dedim ki, kafiye olmuyor, gündüz—leyin, hece—leyin derseniz – leyin rediftir şiir bozulur"
bu şiirin kafiyesi şeması benim için aa...
siz diyorsunuz ki
gündüzleyin geceleyin
mısra mısra heceleyin olursa kafiyedeki hata giderilmiş olur..
ben buna katılmıyorum. ilk mısrada başlarda olan kafiye kelimesi, sonraki mısralarda ister ortada olsun ister sonra...
şair ses düzenini yakalasın, saat sesi gibi tik tak tik tak tik tak diye diye kulağımı rahatsız etmesin, anlatmak istediğini anlatsın yeter aslında diyorum.
....................
ben mi değiştim yoksa hint yarımadasında bulunduğunu düşündüğüm satranç oyunuyla, kızılderililerin duman tüttürmesi arasında bağ kurmaya çalışmam mı beni değiştirdi
........................
edep edep deyip aslında edepden habersizler yordu beni..kaldı ki edebiyatcı da bir yudum su vermedi gitti yolda bitmiş tükenmiş aç sefil bir vaziyetteki yolcuya...
her yaşta başka türlü anlaşılan zaman ve değerler üstüne selam olsun abla..
rabbim insanlığa merhamet etsin.
edebiyat defterine de meclisimiz gibi dörde beşe bölünmüş değil tek bir yürek gibi atmayı nasip etsin. (olmayacak bir dua olabilir mi bilmiyorum)
selam ve muhabbetlerimle...
cuma gününüz mübarektir, mübarek eyleyesiniz.
Eğer bir insan, katkı göstermeyi hak etmiyorsa uğraşmayın! Ne zamanınızı boşa harcayın ne de hak edenlere ayrılabilecek zamanı israf edin…
Eğer yaptıklarınızı; katkılarınızı, uğraşılarınızı, iyiliklerinizi dilendirecekseniz o iyiliklerin çok anlamı ve değeri yok! Herkesin bilmesine gerek de yok. Bilen nasılsa bilecek. Eğer karşılık olarak takdir edilmeyi, yüceltilmeyi baş tacı edilmeyi ve iltifatlar bekliyorsanız bu biraz yakışıksız olur.
Herkesin sizi sevmesi ve takdir etmesi mümkün değil. Mizaç uyuşmazlığı, fıtrat uyuşmazlığı, davranış uyuşmazlığı, bakış açısı uyuşmazlığı ( vs..vs..) gibi nedenlerle sizin sevmedikleriniz olduğu gibi sizi sevmeyenler de olacaktır. Bundan daha doğal ne olabilir?
Şahsen sizi seven insanlarla karşılaştığım gibi sizden muhtelif konularda çok şikâyet eden, hatta sizin yüzünüzden şiirden ve defterden soğuyan insanlarla da karşılaştım. Tıpkı sizin de benimle alakalı şikâyetlerle karşılaştığınız gibi. Özellikle günün seçkisi konusunda çok etkin olduğunuz, sizin onay verdiklerinizin güne geldiği, sizin favorilerinize aldıklarınıza ve sizinle yakın olanlara özel muamele yapıldığı noktasında bazı düşünceler var. Ben bu düşüncelere çok katılmıyorum ama böyle bir sıkıntının olduğunu da bilmeniz gerekiyor sayın Kırat!
Özellikle bugün anasayfaya taşınan, sizin tabirinizle de “ edebi olmayan “ yazınızın muhtevasını hemen dört yorumunuzdan birinde zikrettiğiniz hâlde kurul mensuplarınca hangi özelliği ile buraya taşındığı noktasındaki şüphelerin de yukarıdaki endişeleri destekleyici özellikte olması da göz ardı edilmemeli!
Bütün rahatsızlıklarınıza Allah’tan (cc) şifa diliyorum!
Oflu tarafından 6/26/2015 11:11:10 AM zamanında düzenlenmiştir.
Afet İnce Kırat
Bu yazı gerçekten bir iç dökümüydü, ne takdir beklentisi ne de şikayetti. Yazıları güne kim seçiyor, neye göre seçiyor onu da bilmiyorum. İyi niyetle düşünsem samimiyetini beğenmişlerdir diyebilirim. Bazı arkadaşlar gibi art niyet taşısam insanlar beni eleştirsin diye özellikle seçmişler derdim.
İnsanları zan altında bırakmak hiç hoş değil. Kuruldaki herkes karşılık beklemeden grevini yapıyor. zaman zaman hatalı seçim de yapabilirler, gzden kaçırdıkları da olabilir. Hatalı şiir seçtiklerinde nasıl seçtiniz bunu diye eleştirilebilir, ben de çok yaptım, ama taraf tutmakla kimseyi suçlamadım. Bazıları gibi her gün şiir ve yazı yayınlamıyorum, elimden geldiğince de dikkatli ve doğru yazmaya çalışıyoum. Yazdıklarımın seçkiye girmesi de o yüzden olabilir. İyi yazmaya gayret etmek mi kabahat oluyor? Uyarı niteliğinde olduğunu bilsem de çok üzüldüm şimdi. kim ne düşünürse düşünsün artık yapmam desem de doğru bildiğimi yapacağıma eminim. Düşüncelerinizi açıkça yazdığınız için teşekkür ederim. Saygılar.
Oflu
Elbette tercih sizin, zevk sizin, zaman sizin, kalem sizin.
Bu sizin özgürlük alanınız ama o zaman karşı tepkilerden şikayet etmeyeceksiniz! Onlar da doğru bildiklerini ve inandıklarını yapıyorlar.
Ne kadarına tahammül etmeye gücünüz varsa o kadar uğraşabilirsiniz :))
Afet İnce Kırat
Oflu
Öğlenleyin, akşamleyin kullanılıyor bildiğim kadarıyla...
"Akşamleyin yanar kule
Dört ufuktan şule şule."
- F. Halıcı.
" AKŞAMLEYİN SAAT BEŞTE " (çeviri olsa da)
- G. LORCA (Çeviri T. Uyar )
" Ne kadar da güzelmiş akşamleyin ağlamak "
- N. Genç.
...
" Öğlenleyin " oldukça fazla kullanılıyor Neclâ...
Bu işte bir yanlış hatırlama mı var acaba?
Afet hanım yazınızı büyük bir dikkatle okudum. Kesinlikle de haklısınız (bazen benimde dilim durmuyor ya da tutamıyorum diyelim). İnsanın yapısında bu var sanırım. Ama yılmıyoruz, devam. Sizden istirhamım listenizde olmak ve hatalarımı görmemi sağlamanız. Eğriye eğri, doğruya doğru demeniz. Bunu özel mesajla değil yorumlarınızda yapmanız. Başkası eder etmez bilmiyorum, ben dikkate alacağıma söz verir baş tacı ederim eleştirilerinizi. bu benim derdim. sizin derdinize Allah'tan acil şifalar diliyorum. En kısa zamanda benim bilmediğim (sitede yeni olduğum için) ama tahmin ettiğim eski performansınız bekliyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun. saygılarımla
Afet İnce Kırat
'Öyle büyük ki parmaklarındaki zaman, bütün yanlışları hükumsüz kılıyorsun, bütün doğruların acı, senden doğuyor eksik ve gölge, göz yaşınari, kandil, harfsiz cumle, icinde çok eski cok ıssız bir çocuk, ey imkansızın sonsuzluğu, başlıyor yeniden ölüm korkusu, sensin buraların sonsuz hocası ! '
Satın alınamayan akıl, satılmayan gönül, ıssız ve sukunetten uzak gönüllere dolarken, hatıraların yanık cümlelerinde bir şiir kadar kalıcı olmak ne güzel şey. O şeylerin çok olması kıskanılmayacak mı sanki.
Güzel olana katkı, güzele övgü, güzel yazmaya ve yazdırmaya devam
Saygılar
Afet İnce Kırat
Öğretmenlik işte bu yüzden kutsaldır. Maddi karşılığı az manevi karşılık yerine kızgınlık, sitem gördüğü için.
Babamızın bir sözü vardı: Allah insanın kulağını eğri yaratmış ki doğru söz acıtsın.
Peygamberin de bir sözü var (aklımda yanlış kalmadıysa: Sözü yumuşak söyleyin.(Eğri kulağı acıtmasın)
Sitem ettiğin kişiler gelince iy işiir yazan iyi adamdır denemez ki (İyi şiir de yazsa eşek yine eşektir)
orfeo tarafından 6/26/2015 11:43:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
Afet İnce Kırat
Gorki'nin Lenin'e karşı güzel bir sözu var di '' Aklın şiiri bilimdir, yüreğin bilimi şiirdir. Lakin siirle tefekkür olmaz, siirle akıl uymaz. Şiirle güzel konuşmayı , güzel hayal kurmayi öğreniriz. Demek ki siz insanlara yüreginizi şiirle açmışsınız. Karşılık almadan, istemeden bunu yapmışsınız. Doğrumu ?
Oysa insan en çok iltifat edilmekten, övülmekten, ödüllendirilmekten ve hep alkışlanmaktan hoşlanır. Eleştirinin yönü yergiye, hicive özelliklede açıklara giderse durum vahimle§ir.
Siz kendinizin sahip olduğu güzellikleri paylaşmak, edinim sağlamak, öğretmek ve belkide öğretirken öğretmenin peşindeyken, kezzap suyunun yakıcı özelliğini unutmuş olmalısınız. Bu ortam kıskançlıklarla dolu, edebiyat kışkañçtır, , Edebiyatçı kışkanctır ... yoksa yetim bir yiğın sozcük, kelime, cümle evsiz barksız kalacaktır.
Bence ....
Oysa kıskançlık, bir duygu içinden çıkan; bir mezar içine düşen, kefene sarılı bir bedeni dahi kendine getiren, rezil bir düşüncenin kelimeler arasından bir bardağa sızan keyf !
İçtin mi? İçirildi mi? Etkisine düşen akıl, ardına aldığı duygularla, kefenin o beyaz rengini kendine bir ruh sayan, azaplı bir işkenceye dönüşür. Fikrime değil, sözüme itibar ,diye sızlanan onca söz, edebiyatçının çantasına gizlice düşürülen en leziz keyf…!
Bir merhamet dilenirken ,bir merhaba ile gözlerindeki mir bağının çözülmesi, karşısındakine bir garip niyetiyle söylev ve sövgü heveslisinin söz düellosuna, bir de metinlerindeki o ulu sözleri dahil etmesi, ona bir azaptan çok bir keyf…!
Kışkanarak anlatmaya, anlamaya ve edebiyat içinde kalmaya devam ...
Sevgiler
Afet İnce Kırat
CaNMaYBuLL
:) siz kendiniz olun bence ... en güzeli bu ...
CaNMaYBuLL
Umarım iyisinizdir...Herkeste bir küskünlük var ; ve yine umarım bana küskün değilsinizdir.
saygılar
Kimileri, Kimilerinin zavallı dünyasında kendilerine alkış beklerken, yığınların olmamasına aldır-madan, hala sahnenin tam ortasında edebi inlemesini ebedileştirmenin peşinde. Güzel ölmedi, güzel doğmadı en iyi güzel sadece keşfedilmenin rakkasında.
Edebiyat dünyanın en kıskanç alanı. Elbette sizi sevenler kadar sizi seviyor gözüküp pişman olanda olacak İyilik meleği gözlerini açmamak şartıyla iyiliğini yapar. Biliyor gözlerini açınca ne olacağını.
Şimdilik hece/lemeye devam ediyiruz, yarın aruz/ şapka giyebilir... '' İyilik yap denize at '' demiyorum , iyilik yap bilmeyeni denize at Edebiyatı sevelim ki, kıskanmalar oldukça daha çok gelişsin...
Kıskanmaya ve kıskandırmaya devam...Tabi yardımlaşmalarada devam ...
saygılar
Afet İnce Kırat
Bütün samimiyetimle inanırım ki, öğretilemeyecek şeylerden biridir şiir...
Ha, şiir sanatıyla ilgili bir takım şeyleri kavrayabilecek durumda olan birine, yapacağı düzenlemelere farklı açılardan bakma 'ustalığını' az çok kazandırabilirsiniz; ama hayal etmeyi nasıl kazandırabilirsiniz ki?...
Gecenin bir yarısı kalkıp, bir başkası için hiçbir önemi olmayan kelimeleri, o efsunlu halin bitivermesine meydan vermeden kağıda dökmesini nasıl bekleyebilirsiniz, gerçekten şair olandan başkasından?...
Ezberlerinde hangi şiirler vardır? Varsa, neden o şiirler ezberlerindedir?... Sadece bu iki soruya verecekleri cevaplar bile yeterlidir, şair olup olmadıklarını anlamak için...
Mesela, "En güzel şiir henüz yazılmamış olandır" sözünden ne anlıyorlar?...
Bu söz, onlar için ne kıymet ihtiva eder?...
Velhasıl, siz kendinizi neden üzüyorsunuz ki?...
Daha, "Dünyayı güzellik kurtaracak" inancına sahip değillermiş ki, o 'hassasiyetlerle' (!) karşılaşmışsınız...
Değil mi, efendim...
Saygılarımla.
Afet İnce Kırat
Afet ablam öğretene kızılmaz teşekkür edilir, yüregimizden geleni yazıyoruz ama kurallarada uygun olması lazım biliyorum. ama ben cogu kuralı tam bilmedigimden hatalar yapıyorum senin gibi yardım amaclı acıklamalı ögretenler baş tacım. böylesi güzel yürege sahip bir kac abim ve siz varsınız yanlışımın bilincinde degilim cünkü bilmedigim cok şey var şiir kurallarında o zaman yazma diyenler olabilir, ama demeyin..şiir benim arkadaşim gercek hayatta birilerine gidip derdimi anlatsam dünya duyar o ne dedi bu ne dedi yanı dedikodu dinleyecegime şiirlerimle dertleşiyorum ben, onlar beni anlıyor, hem sırdaşım sıkıntılı anlarımda beni yanlız bırakmıyor şiirlerim vefalı bir dost gibi bana, icimden geldigi icin yazıyorum, beni bilinclendirenlere bu vesile ile teşekkür ederim. ic dökümünüz yerinde ve anlamlıydı saygılarımla....
Afet İnce Kırat
Kaleminize, yüreğinize sağlık. Hece ve aruz şiirinden pek fazla anlamam. Beceremem de... Fakat, diyebilirim ki, hece şiirini okumayı serbestten daha çok severim. İnsan nasıl keyfediyorsa onu yapmalı, ben de serbest yazarken daha çok keyif alıyorum. Şiirden fazla anlamam, fakat nesirde öz güvenim tamdır. Benim de tıpkı sizin şiirdeki kurallara hassaslığınız gibi, nesirde Türkçe yazım kurallarına hassasiyetim fazladır ve hatalı bulduğum yazıları, kim olursa olsun ikaz etmeden geçemem. Ve, sizin gibi burnunu sokma diye kendime kızdığım halde illaki ukelalığımı yapıp ikaz ederim. Tabii karşılaştığım sonuç da sizin karşılaştıklarıız gibi olur... Anlayamadığım şey, bu insanlar neden illaki burunlarından kıl aldırmak istemezler. Yazılan tenkide teşekkür ederek hatayı telafi edeceğini belirterek yüceltilmeyi hak etmezler mi? Yemin ediyorum ki, benim bir hatamı ikaz edip bana doğru şeyi öğreten insan kadar saygı duyduğum bir başkası olamaz. Tabii ki, tenkitin kişiliğe değil, yazılana olması kaydıyla... Güzel yazıydı. VE DAHA ÖNEMLİSİ YAZIM KURALLARINA UYUMUNUZ MÜKEMMELDİ. Sizi saygıyla selamlıyorum...