- 686 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAKİKAT GÜLLERİ CEMİYETİ KURULUŞ BİLDİRGESİ
HAKİKAT GÜLLERİ CEMİYETİ’NİN
KURULUŞ BİLDİRGESİDİR
Not: bu yazıyı 1995 yılında Bursa İmam Hatip Lisesinde okurken kurmayı düşündüğüm cemaatin kuruluş bildirgesi olarak yazdım ve Fatih Öztürk tarafından daktilo edilmiş halidir. Sonra bu cemaati kurmaktan vazgeçip Milli Gençlik Vakfına dahil olup orada teşkilandık ve başkanımız Ali IŞIK olmuştu.
Hamd alemlerin rabbı olan Allah’a salat ve selam onun kulu ve resulu Hz. Muhammed S.A.V. e ve onun al ve ashabınadır.
İnsanlığın başlangıcı Hz. Adem a.s. dan veri İnsanlık tarihi iki çeşit davete sahne olmuştur. Biri Hakka ve hakikate diğeri ise batıla ve delalete.
Tarihi seyir içinde insanlık her iki davete de kulak vermiştir. Hakkın davetine yönelen insan Tevhid cennetinin iman, aşk, merhamet, şefkat, fazilet,nur, huzur ve saadet bahşeden tuba ağacının muhteşem "kemal" meyvesinden nasibini almış Batılın davetine yönelen ise zulüm cehenneminin ihtiras, mide, şehvet, yalan, hile, sahtekarlık sunan zakkum ağacının korkunç dikenleriyle zıkkımlanmış ve kıvrılıp gitmiştir.
İnsan hayatına seher vaktinin tazeliği ve bülbül neşesini sunan Allah resuluna kadar gelip geçen nebi ve resuller hakkın davetini yapmış ve insanları Tevhid cennetinin Tuba gölgelerine çağırmışlardır.
İslam bu davetlerin sonuncusudur. Solmayan sararmayan yıpranmayan ve eskimeyen mükemmel bir son. Bütün nebi ve resullerin müşterek davalarının kendisinde dile geldiği mukaddes ilk ve son.
Ay, Güneş, Yıldız, şu dağ, taş, tarih, devlet, millet, vatan, sistem, felsefe, sosyalizm, komunizm, kapitalizm, emperyalizm, doğu batı hülasa herşey bu solmayan, yıpranmayan, eskimeyen ve bitmeyen "ilk ve son" un karşısında yani İslamı islam ideallerini kendisine yakışır bir vakarla bir ölü gibi zamanın bataklığına saplanıp islamın diriltici hak nefesiyle kurtacak mü’min islam davetçisidir.
Zehirleyici, kahredici,buhranlara ve bunalımlara gebe olan şu ihtiyar dünya, bu davetçiye muhtaçtır ve onun gelmesini beklemektedir. Onun varlığına susamıştır.
Bir sarkaç gibi sallanan islam alemide bu davetçiye muhtaçtır. Pop müziği ile rahatsız edilen türbeler, diskotek kulüp ve sarhoş çığlıklarıyla çınlayan, kurşunları dökülen kubbeler, Kuruyan sebil çeşmeler,minarelerinde sönen kandiller yine bu davetçiye muhtaçtır. o halde nedir bu davet ve davetçi
Davet: Allah’ın ebediyet yolu
Davetçi O yolun hak yolcusu
Davet:Mü’minin kalbindeki gerçek
Davetçi:Onu dış dünyaya çıkaran enerji.
Davet: Muhteşem bir vahdet deryası.
Davetçi:İnsanları ona sürükleyen iman nehri.
Davet:İlahi aşkın kaynattığı volkan
Davetçi:Kötülükleri silmek için onu patlatan aksiyon
Davet:Varlığın hayat iksiri
Davetçi: Onu insan ruhuna akıtan enerji
Davet: Bütün peygamberlerin davası
Davetçi: Madde duvarlarını yıkıp rahmet denizini yaran asa
Öz olarak ifade edersek:
Davet Malik-i zülcelal’den Cebrail a.s. ın aracılığıyla cebeli nur ufuklarında Hz. Peygamber S.A.V.’e inmeye başlayan vahiy. Davetçi bu vahyin silinmez izini yıpranmaz eserini kısılmaz sesini ve tükenmez hazinesini insanın kalbine nokta nokta nakşeden el. Görülüyor ki dava büyük davet çetindir. Davetçi ise kutlu bir neşter davet vazifesini omuzuna almış olan davetçiler yollarında bir çok sıkıntılara güçlüklere ve hatta eziyet ve işkencelere maruz kalacaklardır.Tarih boyunca bu böyledir ve böyle olacaktır.
Hz. İbrahim a.s. kavmini Allah’a çağırdığı için ateşe atılmamış mıdır?
Hz. Musa a.s. Kavmini sapıklıktan kurtarmak onları doğruya güzele sevketmek istediği için boğulmak istenmemiş midir?
Hz. Resulullah s.a.v. ve daha birçokları insanları din ve dünya saadetine davet ettiği için öldürülmek istenmemiş midir?
Fakat ne ateş Hz. İbrahin’i yakmış, ne deniz Hz. Musa’yı boğmuş ne de Hz peygamber öldürülebilmiştir. Zira şu bir gerçektir ki kökünde iman bulunan bir azim temelinde hakk bulunan bir dava ve davetçi maddi kuvvetlerin maddisilahlarıylaırılmaz zedelenir ama yok edilemez.
Bu sebeple davetçiler her türlü güçlüğe ve engellere rağmen yollarına devam edeceklerdir. Korkmadan ümitle, Çünkü bu mü’minlerin var veya yok olma davasıdır. Eğer Mü’minler var olmak istiyorlarsa-ki çok gereklidir- kalplerini ve keselerini açarak bu davaya sahip çıkmalı aksi halde zelil bir ölüm ile kıyamet gününde yüce mevlanın niçin dini mi anlatmadın sorusunun muhatabı olacaklardır. Gayret bizden hidayet ve başarı Allah’tandır.
İşte biz, ben ve dört arkadaşımla beraber 1 Aralık 1995’te kurduğumuz ve ismine de "Hakikat Gülleri" adını verdiğimiz cemiyet bu doğrultuda islamı yaşamak ve anlatmak için kurulmuştur. Biz bu yolda malımızla ve kanımızla mücadeleye hazır mücahitler olarak toplandık,mevlam bizleri muvaffık kılsın.
"Hüküm yanlız Allah’ındır"
AMAÇLARIMIZ:
1-)Allah’ın rızasını kazanmak ve ona kul, resulune ümmet olabilmektir.
2-) Onun dinini herkese ama herkese büyük-küçük genç-yaşlı bay-bayan işçi-memur, zengin-fakir herkese küçümsemeden kınamadan anlatabilmektir.
3-)biz aşağıda sayacağım vasıflara uygun 20 kişilik yönetim kurulu, kendimizi 6-7 aylık yetiştirme süresinden sonra anlatma faaliyetlerine geçmek
4-) Öğrenci hareketlerini düzenlemek ve onlara doğru olanı azimle yılmadan anlatmak ve onları bilardo kafe gibi bataklıklardan cami ve cemaat arasına alabilmek
"Kendimizi yetiştirme faaliyetleri"
1-) Bir yerde toplanarak belli vakitlerde toplanıp hoş sohbet ve sıcak bir ortamda kendi kendimizi idare ederek
a-) Kitap okumak
b-)Hitabet ilmini öğrenmek
c-)Konuşmacılar getirip dinlemek
d-) sohbet konferans ve konuşmalara katılmak
e-)Belirli konular hakkında araştırma hazırlayıp okumak
2-) Gezi sportif faaliyetler düzenleyerek üzerimize sıkkınlık bitkinlik gelmesini önlemek
3-) Sık sık bir araya gelmek en azından birbirimizden haberdar olmak
"Yönetimde bulunanlarda bulunması gereken vasıflar"
1-) İman: son derece imanlı ihlaslı olacak davası uğruna yani Allah yolunda ölmeyi şeref bilecek bu davanın sonunda Allah’ın rızasının bulunduğunu ve bunun mükafatını göreceğine inanacak cemiyetimizi şahsi çıkarlarına alet etmeyecek İslamın bu ülkede hakim olabilmesi için çalışacak.
2-)Sabır: Müthiş bir sabıra sahip olacak gevşemeyecek yılmayacak her zaman ilk gün ki heyecanla atılacak belki bu davet meyvelerini hemen vermeyecek ama bu cemiyetin dağılması için sebep olamaz nitekim islam bir kişi ile başlamış nice işkence ve eziyet görmüş peygamber efendimize 13 yıllık Mekke hayatında sadece 100 kişi inanmıştı eğer Peygamber efendimiz sabırsız olsa idi belkide islam devleti hiç kurulamayacaktı..
3-)İbadet: ibadet edecek bu Allah’a karşı görevimizdir nitekim Allah-ü tealaya karşı asıl görevlerini yerine getirmeyenden sonraki görevi yani islam’a davet etmesi beklenemez.Namaz oruç gibi ibadetleri yapacak bunları yaparken özellikle namazda gösterişten uzak olacak namazlarını cemaatle kılmaya özen gösterecek.
4-) Cesaret: cesur olacak hakkı ve hakikati söylemekten korkmayacak Üzerine gelen zulüme karşı direnecek geri adım atmayacak. Bu uğurda ölecek burada şunu belirteyim eğer bu dava ve cemiyet içindeyken ölecek (kaza hastalık ecel vb. nedenlerden) veya öldürülecek olursa Allah yolunda cihadın en büyüğü ve zaruri ve en zoru olan söz ile cihad ettiği için şehittir cihadın kolayı ise silah ile mücadeledir. şehitler ki sorgusuz sualsiz cennete girecekler peygamberlerle cennetin en yüksek makamında beraber olacaklar 70 kişiye şefaat edeceklerdir. Allah cümlemizi şehitler zümresine dahil etsin (Amin)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.