- 595 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEYHÜLİSLÂM ŞAİR OLUNCA
Yahya Kemal Beyatlı divan şiirinin geleneğine, işlevine ve estetiğine sahip çıkarken:
Sönmez seher-i haşre kadar şi’r-i kadîm
Bir meş’âledir devr edilir elden ele
(Eski şiirimizin ışığı, hiç sönmeden mahşer gününün sabahına kadar elden ele devir edilir.) demektedir.
Şeyhülislâm Ebusuud efendi döneminde Yunus Emre’nin şiirleri, okuyan kafir olur endişesiyle saraya sokulmazken devran değişip anadan doğma şair olan Yahya Efendi, Şeyhülislâm olunca, bu sefer şiir sarayda el üstünde tutulmaya başlar. Öyle ki; sataşmalar, şakalaşmalar, yarenlikler ve yergiler şiirle yapılır hale gelir.
Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murat, III. Mehmet, I. Ahmet, I. Mustafa, Genç Osman, VI. Murat ve Deli İbrahim olmak üzere dokuz padişah eskitmiş olan Şeyhülislâm Yahya Efendi(1552-1644) 93 yıllık uzun ömrü boyunca, ağdalı, söz sanatlarına boğulmuş şiirden olabildiğince uzak durarak, yaşadığı dönemde İstanbulda kullanılan Türkçeyi tercih etmiştir.
Şeyhülislâm Yahya, gün olmuş baştacı edilmiş gün olmuş, sarayın bitmez tükenmez entrikaları yüzünden hayatına kast edilmek istenmiş gün olmuş itibarı ayaklar altına alınarak huzurda azarlanmıştır. Zaman içinde mezarında bile, yol genişletme çalışmaları sebebiyle rahat yüzü görmemiştir.
Divan şiirimizin hiciv üstadı olan, devletin ileri gelenlerine karşı yaptığı hicivler ölümüne sebep olan Nef’i ile Şeyhülislâm Yahya Efendi çağdaş olup birbirlerini yakinen tanırlar.
Nüktedan bir özelliğe sahip olan Şeyhülislâm Yahya ile Nef’i arasında gidip gelen iki kıta şiir söyleşisi her ikisinin de ne denli yetenekli olduklarını ortaya koymaya yeter.
Şeyhülislâm Yahya, Nef’i hayranıdır. Onun şiirde hakkını teslim etmek için teveccüh gösterir iltifatta bulunur ama bunu yaparken de hani işini iyi yapanlara “o ne kafir, ser verir sır vermez” gibi ifadeler kullanırız ya, Yahya Efendi de böyle mizahi bir yaklaşımla şu kıta’yı söyler:
Şimdi hayl-i suhenverân içre
Nef’i mânendi var mı bir şâir
Sözleri seb’a-yı Mullakadır
İmriül-Kays kendidir kâfir
(Nef’i gibi bir şair var mıdır O kafirin şiirleri, Kabe Duvarına asılan yedi şiirin sahibinden olan cahiliye dönemi şairlerinden İmriül-Kays’ın şiirleri kadar kıymetlidir.)
Bu manzum şakalaşmaya Nef’i bir kıt’a şiirle, şöyle bir karşılık verir.
Bize kâfir demiş Müftü Efendi,
Tutalım ben ana diyem Müselman.
Varıldıkta yarın rûz-ı cezaya
İkimiz de anda çıkarız yalan.”
Müftü Efendi (Şeyhülislâm Yahya) bana kâfir demiş varsayalım ki ben de ona yanlış bir ifade kullanıp müslüman dedim, yarın rûz-ı cezaya (karşılıkların verildiği gün) mahşer yerine vardığımızda ikimiz de yalancı konumuna düşeceğiz. O bana kafir dediği için. Ben ise ona Müslüman dediğim için)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.