Cinsellikle ilgili bir yazı bulamadım nedense, değerli anne ve aynı zamanda yazar dost:)Toplumsal bir konu gibi görülen yazının çok daha ötesinde seyreden bir hayat var,bu doğu batı diye ayrılsa da aynı zamanda ve aynı iklimdeyiz,ayrıca çağdaş bir cinsellik yok bu yazıda,olsaydı şapka çıkarırdım bir eğitimci olarak...Yetişen nesli kendimize göre yorumlamak bile incitiyor,bir canın varolan değeri apış arasından çok daha değerli ve anlamlı,bir insan çoğu kişiyle yatar ya da yatmaz umursanan bu değil de o insanın varlığı olmalı...

Açılış paragrafı ile ilgili yorum yapmak isterim:

=> Almanların; "ananı s.kerim " sözünü bir türlü anlayamadığını duymuştum. Teyzeoğlu anlatırdı" neden ama neden s..ksin?"

Belki Almanlara şöyle denebilir: Ama rızası olmadan, hatta rızası sorulmadan cinsel ilişkiden bahsediyoruz. Fikrinin bile alınmayarak kadının nasıl yok sayılmasının Almanımız durumu anlamaya başlayacaktır. Hele bir de rızasına karşı cinsel ilişki (Bu noktadan sonra saldırı diyelim) fikri kanlarını dolduracaktır. Yine de hiç bir zaman algılayamayacakları nokta küfürdeki tecavüzün o anneyi aşağılanmasına yol açacak olmasıdır. Niye bir tecavüz kurbanı aşağılansın ki? Ama kültürümüzde öyle. Dikkat edilirse küfürdeki eylem hem cinsel ilişki, hem de tecavüz manasında kullanılıyor. Türkçe'de bundan başka tecavüz etmeyi tek kelimeyle anlatan başka bir fiil yok (İngilizce'de to rape, Fransızca'da violer).

Saygılarımla.

Ayşe Hanım,
Sizi anlamak için bence yüz yıl geçmesine gerek yok.
Çünkü ben zaten şu anda sizin gibi düşünüyorum.
Kızım yok ama olsaydı ve bir erkek arkadaşı ona duygularını anlatan bir mektup yazsaydı sadece kontrollü olur ve o çocuğu biraz tanımaya çalışırdım.
Sizi anlıyor ve saygılarımı sunuyorum.

Hiç unutmam, ikokul çaglarindaydım, kız kardesimde beş yaslarında, evimizin bir iki cadde uzaginda ki oyuncakçiya gidiyoruz,hava henuz kararmamış, babamiz yaşinda adamin biri pesimize takildi, oyuncakçidançıktik hâlâ peşpeşimizde, bir dukkanin onünde durduk,vitrinden adama baktim, yolun karşısinda o da durdu, yoldan gecen bir kadini gordum, avaz avaz bağirdim anne diye bir yandan da bizim caddeye dogru kiz kardeşimi sürüklyerek nerdeyse koştuk, bizim eve gelene kadar da kostuk, bir daha kiz kardesimle o oyuncakçiya gitmedim, cok korkmuştum,çocuksunuz o sirada ne yapabilirdik, kardeşimi alip goturebilirdi, bana cocukken babaannem erkeklerden kötuluk gelir diye aşılamişti, kisaca bizim zamanimizda kötüydu, saygimla.

kolay mı? Kolaycılığı kendilerine saklayan,kendi arzu ve isteklerini başkalarında suç sayanlar,kendilerini bir meleğin kanatları altında sağlama almışlar. Lakin günah dediklerinde ,kadının suratına din ayetini vurmuşlar

Kolay mı ?


Ah günahlarım, kimden kaçtınız,kime sığındınız. ?..Ya Tanrılar sokağından geçtiniz ya da o filozoflar sofrasına meze oldunuz...Bazen uçsuz bucaksız ,bazen daracık bir odamız,bazen kelepçeli kollarımız ve sonunda mahkum olan aklımız....Hani hür kalan yanımız...? İşte o anda Ölen hep kadınlarımız.analarımız,bacılarımız....

Günah kime?


Kolay hayat yaşamaya alışık toplumlar,kolay insan olmaya da alışmışlar. Kendini sorguya alan kaç insan tanıyoruz? Bütün bir hayatı ayıp,günah,sus,konuşma,orospu,kaltak,ibne,sapık, diye diye kendimizi kendimiz dışındaki herkesi ayıplı,tanımsız ahlak yasalarının neresinde olduğunu bilmeden yaşıyoruz.


Yaşamak ayıplarla,günahlarla.....Üzgünüm ,dünyanın en haince pislikleri nedense din uğruna,din sahibi toplumlarda...Neden acaba ?




saygılar,sevgiler