- 401 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Niğde Üniversitesi Öğrencilerinin Sorularını cevaplarken...
Niğde Üniversitesi Öğrencileri Sordu Biz Cevapladık
Niğde Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrencileri 16. Aralık.2014 tarihinde bizleri “ İletişimde Engel Yoktur” konferansına konuşmacı olarak davet etmişlerdi. Bizlerde konuşmadan sonra soruları cevaplayarak güzel soru soranları kalemler ve Genç Gelişim Dergileri ile ödüllendirmiştik. Soruları bir defa da burada cevaplandırarak herkesle paylaşalım de orada olmayanlarda faydalansın istedim.
SORU-Konuşmaya başlarken, sonradan işitme engelli olduğunuzu ve engellilere yardım etmemiz gerektiğini söylediniz. Peki siz engelli olmasaydınız engel konusunda yine bu kadar duyarlı olur muydunuz? (Selin Dülger-İZMİR)
CEVAP- Ben engelli olduğumda 12 yaşında, hayatın ne demek olduğunun farkına varılmadğı bir yaştaydım. Hayatımız oyunlar ve derslerden ibaretti ve çevremizde engelli olanları küçümseyen insanlara kızardım. Hatta engellileri okula gönermedikleri için akrabalarıma çok tepki gösterirdim. Bugün de aynı tepkiyi gösteriyorum ve bunun benim engelli olmam ile değil insan olmamızla alakalı olduğunu, engellilerin aslında sağlam olanlara büyük dersler verdiklerini ama insanların anlamadıklarını görüyorum. Bazen engelli aileleri değil engelliler bile neden engelli olduklarının ve engelli olmalarına rağmen hayata gayretle tutunmaları gerektiğini bilmedikleri için hayatı hep şikayetle geçirmeyi tercih ediyıorlar.Halbuki hayat güzel ve zor diye bir şey yok. Gayretle daha da güzel olabilir.
SORU- Ayrılıklarda klasiktir. Kalana “ Hoşcakal” gidene “ Güle Güle” denir. Engellilere Hoşça kal dememizi sağlayan ve başarı yolunda güle güle gitmemizi sağlayan en önemli etken nedir?(Ramazan Ötkün)
CEVAP- Onlara hayatı ve onları sevdiğinizi söylemeniz ve bunu da davranışlarınızla göstermeniz onların hayatta “Hoşça kal” malarını ve Başarı yolunda “ Güle güle” başarıya gşitmelerini sağlayamaya yetecektir. Birde onların başarabileceğinize inanmanız bunu sağlayacaktır.
SORU- Bazı insanlar engellileri sevmezler, hatta engellilerle alay ederler. Bunları gördüğümüz ve duyduğumuz halde neden bazı insanları değilde, bütün insnaları seviyorsunuz? Onlara faydalı olmaya çalışıyorsunuz?(Faruk Ekin)
CEVAP- “Yaratılanı hoş gördüm, yaradandan ötürü” demiş bir büyük insan. Engellilerle alay edenler ne yaptıklarını bilmeyen, aslında engellilerle alay ettiklerini zannederek kendileri ile alay eden, kendilerinin de engelli adayı olduğunun bilincinde olmayan insanlar. Bilinçli olmayan insanlar ile beraber düşünmekte bilinçli olmamak ve cehalettir. O yüzden biz kendimizi seviyorsak engellileri küçümseyenleri de sevmemiz lazım. Olabilir ki bir gün onlarda hatalarını anlarda engellileri severler.
SORU- Sevgiyi, sevmek ve öğrenmek nasıl kazanılır?(Mümn Ünlü)
CEVAP-Sevmeyi gberçekten bilen insanlar ile aynı ailede yetişen ve sevgiyi gerçek manada yapan insanlar ile arkadaş ve dost olan insanlar gerçek manada sevgiyi zamanla öğreneceklerdir. Nasıl ki, kötü alışkanlıklarımız bulaşıcı ise sevgi ve bilgi dolu insnaları sevmek de bulaşır. Bizi gerçek manada seven ailemniz ve öğretmenlerimiz , arkadaş ve akrabalarımız bize gerçek sevgiyi öğreten değiller mi?
SORU- İşitme engelinizin szie verdiği en zor durum ne oldu? Ve bunu nasıl yendiniz? (Fadime Cenk)
CEVAP- İşitme Engelli olarak en zorlandığım konu karşımızdaki insanların engellilere karşı önyargıları ve başarılarını küçümsemeleri , onlarla şakalaşıyor kılıfı ile alay etmeleri olmuştur. Halbuki başarılı engellilerden faydalanmak lazım.
SORU-Engelleri aşma konusunda sizi motive eden etken nedir? (Halim Turgut Halkla İşlişkiler ve Reklamcılık- Şanllıurfa)
CEVAP- Engelleri aşma konusunda bizi motive eden konuşmalara davet edilmemiz, yazılarımızın okunması ve kitaplarımızın ilgi görmesi, gençler tarafından hakiki manada sevilmemiz bizi motive etmiştir. Bundan sonra da yazılarımızın okunması, kitaplarımıza ilgi ve gençlerin bizleri hakiki manada severek konuşmaya davet etmeleri bizi motive edecek olan etkenlerdir.
SORU-Bende 7 yaşına kadar duymuyordum. Daha sonra doktorlara giderek iyileştim. O ana kadar tek hatırladığım şey annemin beni defalarca cağırıp benim ona tepki vermememdi. Şimdi aynı durumda olsam hayattan zevk almazdım. Peki sizi hayata bağlayan şey ne oldu? Başarınızı neye borçlusunuz?
(Yeşim Çalışkan)
CEVAP- Beni hayata bağlayan şey , çevreminm bana inanmamasına rağmen benim kendime olan inancım ve “Oku” emrinin boşuna olmadığını anlayarak çok okumaya gayret etmem ve bunu da severek yapmam. Çevremdeki insnaların okudukları yazılarımı, dinledikleri konuşmalarımı, kitaplarımı sevmeleri beni hayata bağlayan şeyler oldu. İnsanlara olumlu bakış açısı aşılamak gerçek manada güzel şey.
SORU- Engellilerin engellerini aşmalarına yardımcı olmak için çok çekingen veya bilgisiziz. Bunu aşmak için ne yapmalıyız?(Azmi Uyumaz- Harita ve Kadastro-Adana)
CEVAP- Bunun için engellilere dostluk kurarak onlara nasıl yardımcı olabileceğinizi sorarak onların fikirlerini almak en akıllıca iş. Çünkü onlar sizlerden beklentilerini en iyi anlatırlar. Çekingenlikleri atarak engellilerle dost olmak onların fikirlerinden faydalanmak size artı değerler katabilir.
SORU- Okumak istemeyen birine okuma alışkanlığı nasıl kaznadırabiliriz? (Furkan Karaaslan)
CEVAP- istemeyen birine zorla bir şey yaptıramayız ki. O yüzden okumak istemeyen bir insanı çok okuyan ve gelişmiş insnalar ile tanıştırmak en akıllı ve mantıklı iş. Olabilir ki onların okuma sevgisi ona da geçer.
SORUÇevremizdeki hemen hemen herkes kötü sözler sarfediyor. Siz hiç iyi ki duymuyorum dediğiniz mi? (Buket Kılıçlı- Adana - Radyo Televizyon Bölümü)
CEVAP- Bende bunun için cihaz bile kullanmıyorum. Bu sözleri işitme engelli olmamıza rağmen bize duyurmak isteyenlerden de uzak kalıp, arkadaş bulamazsam bu sefer kendimi okumaya vererek okumakla en iyi arkadaşın kitap olduğunu göstermeye gayret ediyorum. Size de boş konuşan insanlardan uzak kalarak çok okumayı sevmenizi tavsiye ederim.
SORU- Biraz önce salonumuzun boş olduğundan bahsettiniz. Size göre ve araştırmalara göre işitme engellilerin ve diğer engellilerin değeri ne kadar biliniyor?(Zeynel Dağ-Makine Bölümü-Mersin)
CEVAP- Engelliler yardıma muhtaçsa herkes onlara yardım etmek istiyor. Ama eğer engelli kendi işini kendi görüyor, bunun yanında başta çevresi olmak üzere herkese yardım etmek yol göstermek istitorsa, kıskanç, tembel ve O’nun kadar başarılı olamayan insanların ya küçümsemelerine ya da önemsenmemeleri ve görmemezlikten gelinmelerine sebep oluyor. Bu bazen en yakınları, iş arkadaşiarı bile olabiliyor. Onların başarılarını engelleme demeyelim de, onlara yardım ediyor görüntüsü ile duyarsız kalmalarına sebep oluyor. Bu sadece başarılı engelliler değil, engelli olmadığı halde başarılı olan insanlara karşı da toplumuzda yapılan bir şey. Ama azim ve kararlılıkla yoluna devam eden engelli olsun olmasın herkes bu kıskançlık, duyarsızlıklara aldırmadan yoluna devam eder. Faydalanan faydalanır. Faydalanamayana ne diyebiliriz ki? Onlarda faydalanamama engelli değil mi? Onların bu tutumu da en basitinden bir kalp hastalığı ve düşünce engelli olmaları, anlama engelli olmaları değil mi? Onlara ne diyebilkiriz ki?
SORU- Yaşadığınız sornunlar aile hayatınızı naısl etkiledi? Nasıl desteklediler?(Şeyma Bağışlayan- Harita ve Kadostro)
CEVAP- Bu tabii ki aile olarak daha çok bağlanmamıza ve daha çok güçlenmemize sebep oluyor. Bazen karamsarlıklar olsa da bunu hemen atlatmasını biliyoruz.
SORU- İnsan azasında bir yer olmadığında veya 5 duyu organının birinin eksik olması diğer 4 duyuyu paylaşım olarak dağıtılırmış.
Peki sizde bunun payının cidden sizde etkisi olduğunu düşünüyor musunuz? (Merve Özden- Radyo Tv Proğramcılığı)
CEVAP- Evet düşünürüm.6 his diye bir şey vardır. Sezgilerin güçlü olması. Bunun bende var olduğuna inanıyorum. İnsna isterese azalarının güçsüz yönlerini başka azalarının güçlü yönleri ile telafi edebilir. Bu sadece duyu organlarımız için değil her yönümüz için de geçerli. İş bunun farkına vararak harekete geçmekte.
SORU- Kuzenim de duyma ve konuşma engelli.
Duymak istediğinde ve konuşmak istediğinde sadece seni seviyorum kelimesini duymak ve sizi seviyorum demek istiyor.
Bir an için duysaydınız en çok neyi , kimin sesini duymak isterdiniz?(Demet Çelik- Halkla İlişkiler ve Reklamcılık)
CEVAP- Her işitme engelli aynı şeyi duymak ister kuzeniniz işitme engelilerin genel olarak duymak istediği şeyleri hissetmiş. O’nu ve O’nu seven sizleri candan tebrik ediyorum.
SORU- Biliyoruz ki bakmak ve görmek kavramları çok farklı kavramlar.
Sizce bakıp görememek bir engel mi? (Revşan Aydemir-Adana)
CEVAP-Bence bakıp görememek de duyup işitememek de anlamamak da ve bunda ısrar etmek de en büyük engel. Gençlere baktığımız zaman toz pembe gördükleri hayatta hem görme hem duyma yetilerinin anlama engelli olmalarına engel olduğunu görüyoruz toplumumuz bakan ama göremeyen duyan ama anlayamayan insnalarla dolu olunca hali hazırda iletişim kazaları iletişim cinayetleri ile dolu bir dünyada yaşıyoruz. Gazetelerde okuduğumuz olayların nerede ise yüzde 90 ı iletişim hatalarından kaynaklanıyor yanlış anlama, yanlış duyma, yanlış görme dedikodu sonucu yani..
SORU- Tüm yalanlara ve dedikodulara kulaklarınızı tıkadınız.
Peki öylesye özlediğiniz bir ses var mı? (Esra Yardım)
CEVAP- Tabii ki sevdiklerimizin sözlerini duymak güzel ama söze gerek yok gözlerde güzel sözler söyler.
SORU-Bir memur olarak maaşınızı alıp yaşamak yerine neden böyle azimli mücadeleci bir yol seçtiniz? (Okan Aktaş)
CEVAP- İnsanın bir resmi sorumlulukları vardır birde insani. İnsani sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalştığımız zaman insan olmanın hazzını yaşarız. Bizim birikimimizi çevremiz anlamasa başkaları anlar diyerek davete edildiğimiz yerlere giderek gençlere hayat sevinci aşılamaya çalışıyyoruz. Bu da bizlere gerçek manada insan olmamızın bilincine ermemize sebep oluyor. Davet edildiğimiz yerde sizler gibi insanların bizi gerçek manada sevdiğini görmek de ayrı bir mutluluk tabii ki.
SORU- Günümüzde normal insanlarla bile sohbetliğimizin olmadığı zamanlardayız. Peki engellilerle nasıl iletişime geçebiliriz? ( Dilek Boğa- Laborant ve Veteriner Sağlık)
CEVAP- Engellilerle iletişime geçmek zor değil ki. İnsan gibi yaklaşarak onlarla iletişim kurabilirsiniz. İyi niyetle engellilere yardım etmek isteyenlere Allah kalbine anlaşacakları sevgi ve anlayışı koyar. Bazen arkadaşlarımız “duyan insanlarla anlaşamıyoruz ama sziinle iyi anlaşıyoruz” derler . Bunun sebebi de gerçek manada bizleri sevmelerinden dolayı kalplerinde yumuşama olması ve bizimle gerçek manada iletişim kurmayı çok ve içten istemelerinden kaynaklanıyor.
SORU- Bir dilek hakkınız olsaydı işitme engelli olmamayı mı yoksa insanların işitme engelli kişileri sevmesini mi isterdiniz? ( Esra Ateş)
CEVAP- İnsanları işitme engellileri sevmesi ve onları anlaması beni daha çok mutlu ederdi. Birbirimizi anlamaya ve sevmeye duymaktan daha çok ihtiyacımız var çünkü
SORU-Eğer işitme engelli olmasaydınız şu anda bulunduğunuz konumdan daha iyi bir yerde olabilir miydiniz? ( Betül Çelikateş)
CEVAP- İlkokulda sağlam bir insandım ve başarılıydım da. İlkokuldaki arkadaşlarımın geldiği yerlere baktığım zmaan ve işitme engelli başarılı insanlara ülkemizdeki insanların bakış açısını gördüğümde, evet duysaydım daha iyi yerlerde olabilirdim diye düşündüğüm zamanlarda oluyor ama işin doğrusunu Allah bilir.
SORU- Kişisel Gelişim için ihtiyacımız olan esaslar nelerdir? Sabır inanç gibi başka hangi vasıflara sahip olmalıyız? (Hilmiye Sarıaydın)
CEVAP- Öncelikle başarıya inanmamız ve bu başarıya inanacak dostlarla bir arada olmamız lazım. Bugün gençler kendilerinin başarılı olacağına inanan hocaları, yazarlar, aile büyükleri gibi insanlara değil de sözde kendilerini sevdiğini söyleyerek durmadan aşağılayan ve başarılı olamayacağını söyleyen insanlara inanıyorlar.
SORU- Menenjit Hastalığına yakalanmasanız bu kadar gayret eder miydiniz? (Ümit Taş)
CEVAP – Ben ilkokulda da gayretli insandım. Küme çalışmalarında hep yazıcılık görevi bana verilirdi. Güzel yazı yazardım. Arkadaşlarım teneffüslerde konuşmalarımı dikkatle dinlerdi. Hatta bana “büyümüşte küçülmüş” derlerdi. Hatta arkadaşlarımı o kadar savunurdum ki, haksızlıklara o kadar karşı çıkardım ki komşumuz Saevim yenge bana “ sen avukat olacaksın galiba, arkadaşlarının hakkını iyi savunuyosun” derlerdi. Yani engelli olmamız azmimizi kamçıladı ama engelli olmadan önce de başarılıydım . Bunu hayatımı anlattığım ve yayınlanacak olan “ Anne Sesler nerede?” kitabımda da anlattım.
SORU- Birtakım zorlukları başarabilmek gerçekten çok tarif edilemez bir duygu.
Sizce başarıya inananlar için zorluklar engel mmidir? (Mert Yiğit –İletişim Fakültesi)
CEVAP- Başarılı olmak isteyen insanlar her zorlukta bir fırsat görerek ona odaklanır. Başarılı olmayı sadece lafta görenlerde her fırsatta bir zorluk görerek her şeyi bahane eder gelişmemek için . Öğrencilerin sınavı bahene etmeleri gibi… Bence hayat zor değil, onu zorlaştıran insanın gene kendisi. Geliştirmek yerine eleştirmeye yatkın olması.
SORU- Günümüzde işitme engellilere yönelik sosyal hayatta pek yenilik yapılmadığı ortada. En basit örnek sinema salonlarının işitme engelilere uygun olmaması Bunun gibi şeylerle ilgil değişiklik yapmak için çalışmalarda bulundunuz mu? (Sezer Yağmaz)
Cevap- Yetkililer çok zaman işitme engellilerin varlığını abul etmiyor ki bu sorunlara eğilsinler. Lafta işitme engellileri seven çok. Yetkililer önce işitme engellilerin varlığını kabul etsin ki sonradan sorunları çözmek kolay olacak.
Bizleri Niğde’ye Davet eden İletişim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Selen Doğan’a, Dekan yardımcıları Doç Kazım Özkan Öztürk’e ve Doç. Işıul Horzum Hanıma , bizleri evlerinde misafir eden öğrenciler Fatih Dağlaraştı’na, Aykut Temell’ye, Yasin Yıldız a, Ramazan Ötkün’e ve bizleri yalnız bırakmayan Yavuzhan İnan’a, Faruk Ekin’e, Mahmut Taşöz’e, Furkan Karaaslan’a, Feyyaz Demirkol’a, Emre Göktaş‘a , Alişan Cabiroğlu’ a ve isimlerini hatırlayamadığım herkese çok teşekkür ederim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.