- 507 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
OMURİLİK SOĞANI NERDE BULUNUR
Genel kültür dediğimizde ne anlaşılmalı. Herkes kendi başının derdine düşmüş. Bedri Rahmi Eyuboğlu üstad “Büyük Şehir” şiirinde modern insanın bir çeşit hastalığı olan kendi etrafına duvar örmek, diğer alanlarla ilgisini kesmekle sonuçlanan bir yalıtılmışlığa dikkat çeker:
BÜYÜK ŞEHİR
Bir değil hallerin beş değil
Nasıl anlatsam hepsini bir bir
Nasıl bağlansam sana nasıl, büyük şehir.
Yüz tane kolum olsa kucaklamağa yetmez
Tepeden tırnağa dudak kesilsem bitip tükenmezsin.
Anten misali gerilse bütün damarlarım
Nasıl duyarım semt semt bucak bucak seni
Nasıl sararım?
Büyük hastanelerinde yatarım insan dolu,
Büyük gemilerine binerim mahşer,
Hanların dolu, hamamların dolu...
Gel gör ki her Allahın günü
Göz göze, diz dize
Tramvayda, sinemada, meyhanede, mabette.
Herkes kendi murdar karanlığına gömülmüş
Herkes gurbette.
Modern insan maalesef “kendi murdar karanlığına gömülmüş” sadece “kariyer” peşinde koşmayı yaşamın anlamı sanıyor. Oysa hayat bütün yaşam disiplinlerini içinde barındıran multi-disipliner bir yelpazedir. Elektronik mühendisi gencimizi davul zurna halay başına durduramıyorsa o gencin hayatını “ıskalanmış” bir hayat saymak gerekmez mi?
Hayatta ilgisi olanın bilgisi olur, ilgi kelimesinin başına “b” harfi getirirseniz bilgi kelimesi yazmış olursunuz. Hayatta ilgisi olanın bilgisi olur. Bilgi gökten zembille inmez.
İşte size bir örnek bir sınavda aşçıya soruluyor:
-Omurilik soğanı nerede bulunur?
Aşçının cevabı çok ilginç:
-Yirmi yıllık aşcıyım, yüzlerce binlerce yemek yaptım. Beyaz soğan nerde bulunur bilirim, mor soğan nerde yetişir bilirim, nerde satılır, kaça satılır bilirim. Arpacık soğanını deseniz bilirim lâkin omurilik soğanı heç kullanmadım. Nerde bulunur, kim satar bilmem.