- 1045 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
HAK
Tabiat solgun çehresini ağaçların sarı yapraklarına bırakırken, göçmen kuşlar çoktan sıcak ülkelere göç için yola koyulmuştu.
Sıcak ve uzun bir yaz tatili bitmiş, yine okulun zilleri yeni bir eğitim ve öğretim için çalıyordu.İrili ufaklı çakır gözlü çocuklar sabahın ilk ışıklarıyla okul bahçesinde guruplar halinde sıraya girmiş, sınıf öğretmenleri eşiğinde sınıflarına itiş, kakış merdivenleri çıkarken, okulun İnkılap tarihi öğretmeni kız çocuklarının etek boylarını keskin bakışlarıyla süzüyordu.Kız öğrenciler arasında başörtü takanlar hanımefendi tarafından fişleniyordu.
__Sen , sen, sen...! kızım çabuk odama gelin ..
__tamam öğretmenim ..
__kızım galiba baş örtüsü yasağından haberiniz yok
__var öğretmenim
__ eee..niçin takıyorsunuz ?
__öğretmenim inancım gereği
__olmaz bir daha görmeyeyim ..şimdi doğru sınıfınıza
Bir kaç aylık eğitimden sonra yazılılar başladı. Artık öğrenciler öğretmenin eline düşmüştü.
__çocuklar çıkarın kağıtlarınızı yazılı olacaksınız
çocuklar öğrenciliğin gereği tek tek kalem, silgi ve kağıtlarını masanın üzerine koydular. Öğretmen tek tek soruları yazdırıyor. Birazdan yazılı başlayacak beraberinde haksızlıkta kayıtlara geçecek.Sınıfta sessizlik hakim, herkes çalıştığı kadarıyla soruları cevaplıyor.
Sessizliği bozan cırtlak bir ses
__bırakın kalemleri..! arkadan öne doğru uzatın yazılı kağıtlarını.
Evet sınav bitmiş ti.Kağıtları çantasına koyan öğretmen, kalabalığı yararak öğrencilerin bakışları arasında gözden kayboldu.Aradan bir hafta geçti sınav sonuçları açıklandı ...sıra bana geldi
__kaç bekliyorsun ?
__şeyyy öğretmenim 9, 10
___ha ha hayyy ayol ne diyorsun otur 4
Birinci dönem tarih dersim karneme 4 geldi.İkinci dönem aynı sırayı paylaştığım arkadaşım Hatice’ye durumu izah ettim.Ama inanmak istemedi ve iddaya girdik olurdu ,olmazdı diye. Artık yazılı kağıtlarını değiştirme kararı aldık.Dönemin son yazılısı ve biz okuldan atılmayı göze alarak inkılap tarihi yazılısına girdik. Arkadaşımın karnesinde inkılap tarihi dersi 10, benim notum yıl boyunca ne hikmetse ne 3 oldu,ne 5 oldu.Sınav başlamıştı arkadaşım kendi kağıdına benim adımı ,ben de onun adını yazdım ama sağ olsun öğretmenim sayesinde İnkılap tarihi kitabının sayfalarını satır satır ezberlemiştim belki beş alırım diye ..Çünkü kadıncağızın hırsı bitmek bilmiyordu beni sınıfta bırakmaya karalıydı.2. dönemin son yazılısını olup dersten çıktık.Arkadaşıma sınavın nasıl geçti dedim ..gayet iyi 10 bekliyorum dedi ama kağıt benim adıma düzenlenmişti ..Ben de ezberlediğim kitabın son yazılısından 10 bekliyordum emindim.Aradan bir hafta geçti yazılılar okundu .Hatice 10, ben yine 4 almıştım.Arkadaşımın bakışları tek bir noktaya takıldı .Öğretmenin yanına gitti ve beni de çağırdı.
__Öğretmenim arkadaşıma neden dört verdiniz bana 10 verdiniz dedi.
__Kızım arkadaşın çalışmamış dört aldı, sen 10 aldın dedi.
__Öğretmenim ikimizi de tekrar yazılı yapın hemen. Ama başka sorular sorun kitabın neresinden olursa olsun, çünkü arkadaşıma haksızlık yaptınız yıl boyunca.
__ne haksızlığı kızım ?
__öğretmenim ben arkadaşımla yazılı kağıtlarını değiştirdim.Sırf kağıtta arkadaşımın adı var diye 10l uk kağıda 4 verdiniz oysa arkadaşımın adıma cevapladığı yazılı kağıdındaki not 10..
Kızarıp bozaran öğretmen peki çıkarın kağıtları dedi.O gün yılın tüm haksızlığını sınav kağıdıma döktüm ve 10 aldım. Baş örtüsü takınan arkadaşımı savunmam bana pahalıya mal oldu.Hiç pişman olmadım haksızlığa haklı sözlerle cevap verdiğim için.Bu gün o muhterem hanımefendi yaşıyorsa asla kendisine hakkımı helal etmiyorum.
MELDA
YORUMLAR
Bu tarz bir öğretmene ortaokul yıllarımda ben de rastladım
Biçimsel olarak biraz daha farklı, özü aynı kanımca
1970'lerin sonları
Sağ sol kutuplaşması dorukta
Fen Bilgisi öğretmenimiz kelimelere takılıyor
Sözgelimi ders konusunu hakkıyla bilsenizde kelimenin yeni veya eski halinin telaffuz edilmesine göre değerlendirme yapıyor
Örneğin derseniz mesela diyor
Örneğinde ısrar ederseniz vay halinize, notunuzu kırıyor
Bir kız öğrenci, örneğin veya başka kelimelerin güncel versiyonlarında ısrarcı olunca orta sonda Fen dersinden bütünlemeye kaldı
Her sene taktir alan Türkçe, Matematik gibi dersleri dokuz on olan kızımız Fenden bütünlemeye kalıverdi
Hatta sene sonuna doğru bir gün hoca öğrenciye dedi ki; seni bir şartla geçiririm, şarkı söyle geçireyim, öğrenci hocam dedi dersimiz müzik dersi değil ki şarkı söyleyeyim,
Şimdi bu öğretmenin öğretmenlik formasyonu nerde
Yalnız bu tip durumları salt ideoloji yapmak olarak görmüyorum
Türlü kompleksler, takıntılar da var kanaatimce
Mesela söz ettiğim hocamız kısa boylu, gözleri ileri derecede bozuk
Hani öğrencinin bu noktalarda kendisini kale almayacağı hatta tiye alabileceği kaygıları sanırım vardı
Demem o ki, ideoloji yapmayı besleyen psikolojik olumsuzluklar da var bence
Maalesef, gündelik yüzyüze ilişkilerin de ötesinde eğitim öğretim sisteminde bu tip tutum ve davranışların görülmesi ve hatta dönemlere göre yaygınlaşma derecesi ciddi bir problem arz edecektir
Hele ki, etki-tepki ya da eskilerin ifrat-tefrit dediği mekanizmanın işlemesinin meydana getirdiği, getireceği gel-git hallerini düşünsenize
Mühim bir konuyu güzel öykülediğinizi söylemeliyim
Saygı ve selamlarımla...
Laiklik ilkesinin yanlış yorumunun cesası çekildi hep...
Laiklik dini inancı güvenceye almak, siyasete alet etmemek demektir.
Laik bir ülkede her bir birey dini inancını yaşamakta serbest olmalıdır.
Hiçbir bireyi herhangi bir inancın gereklerini yerine getirmeye zorlayamayacağımız gibi terine getireni de bundan alıkoyamayız.
Laiklik budur.
Ama yıllarca siyasetten uzak da olsa dini inancını yerine getirmek isteyenler laiklik bahanesiyle engellendi...
Bunun en büyük zararını şüphesiz ki Atatürk gördü...
Atatürk düşmanlarının Atatürk'ü dinsiz ilan etmeleri için kapı oldu bu uygulamalar.
Oysa Atatürk'ün laiklik ilkesi "Yunan'a kurşun sıkan dinden çıkar" fetvası verenlere karşıydı. Masum bir şekilde inancını yerine getirenler için değil.
Atatürk'ün annesi de dindar bir hanımefendiydi.
bir zamanlar başörtülü kızların üniversite kapılarında, duvara koydukları küçük kırık bir ayna karşısında utanarak açık başlarını örtüp evlerine döndükleri zaman isyan ediyordum, şimdi küçük yaşta başörtüsüne zorlanan, imrendirilmeye , kandırılmaya çalışılan küçük kızları gördüğümde isyan ediyorum. Ne insanlığa, ne İslama yakışır bir davranış ve düşünce tarzı değil zorlama. 9 yaşındaki torunum da kapanmış, annesi biz istemedik kendisi karar verdi diyor, inanıyorum, okulda çocukların beyni yıkanıyor. o zaman açılmak istediğinde de kararına saygı duyun dedim, biliyorum ki bir süre sonra bu hevesi geçecektir. karar verebilecek yaşa gelene kadar çocuklar çocuk gibi yaşamalıdırlar.