Annem
Yazsam mı yazmasam mı arası daldım sayfaya. Öyküler okunmayınca bende de yazmak
hevesi kalmıyor. Bu düşüncelerle girdim sayfaya..
Bugüne odaklanmak gerek şimdi.Sabah anneme uğradığım zamana.Bakkala gitmem gerekti ve param bütündü.Bu yüzden yeterli parayı annemden almak zorundaydım.Annem para nedense konusunda biraz hassastır.Para cebinden öyle kolay çıkmaz, tıpkı sevgisi gibi. Sevgisine ise hiç
doyum olmaz, eğer ona kendinizi sevdirmeyi başarmışsanız. Annem dünden beri benimle ne
sorunu varsa paylaşıyor ve sorunları anlattıkça rahatlıyor, yüzündeki asık ifade yerinie normal halini alıyor.
Dün bayramın üçüncü günüydü ve tenceresine kurban eti konulup pişirilmemişti daha. Ah gücüm yetse kimseye minnet etmez işimi gücümü yapardım. Bir parça eti tencereye koyup da
önüme getiremediler. (Kardeşlerimden bahsediyor) Önüme kaç günlük nohudu ısıtıp getirdi Fatma.Kendisi yukarıya Nazife’ye çıktı.O et pişirmiş. Ne olur bir yudum da buraya getirin.Eee
nice zaman sonra Nazife sana et yemeği getireyim de ye diyor.Ben karnımı doyurmuşum sonra
gelmiş, akılları başlarına.
Dün annemin yüzü hiç gülmüyordu. Kardeşim de bundan şikâyet ediyordu. Bir çehre, bir çehre
hiç yüzü gülmüyor.Annem eti sever bunu bugün de söyledi bana. Ben eti severim biliyorlar.Bir
tencereye et koyup pişirmesi bu kadar mı zor?dedi. Annemin eski bayram günlerini hatırladım.
Bayram sabahı ezanda kalkar bizi de kaldırırdı. Birimiz evi süpürürken, diğerimiz silerdi.Sonra
tozlar alınırdı. Annem bir yandan arefe günü sarılan yaprak dolmasını pişirirken, bir yandan da
fırına baklavayı koyardı pişirmeye. Bir gün öncesinden pişerdi kimi günler baklava. Baklavayı
önceleri baklavacı bir kadın gelir yazardı. Sonra ben anneme dedim ki: Anne, anneannem ne güzel baklava yazardı; sen neden yazmayı denemiyorsun? Annem benim sözümü haklı bulup
bayramlarda baklavayı o yaptı. Çok incecik açamasa da fena olmuyordu baklavası. Gelen misafirlere göğsü kabararak, baklavayı ben yaptım. Nasıl olmuş,beğendiniz mi diye soruyordu.
Onlar da ellerine sağlık çok güzel olmuş yenge-teyze falan diyorlardı.
Bayram günü halamları da çağırır bayram yemeğini birlikte yerdik. Kurban bayramı ise kesilen
kurbanın ciğerinin gelmesi beklenirdi. Halam ciğer doğrama işini çok güzel yapardı. Ciğerin içine biraz da et karıştırılıp kavrulurdu. Önünden yoğurt çorbası içilirdi.Eğer Şeker bayramı ise
yine et yemeği pişmiş olurdu kahvaltı zamanına dek.Yani bayram namazı kılınır gelinir, sonra
hemen sofraya oturulurdu.Etlisinden sütlüsüne sofrada her şey olurdu.
Annem şimdi o günleri çok arıyor olmalı.Elinden gelse yine her şeyi eskisi gibi yapacak. Anne sen hiç üzülme, onlar sana yüz döndükleri anda ben varım dedim. Ah kızım ah, şimdi de iyi
değilim dedi. Bir kendi işimi kendim yapabilsem ah!
Annemden bakkalda bana yetecek parayı aldım, giderken. Ben işlerimi halledeyim, hemen gelirim diyerek ayrılırken gülümseyerek güle güle, hadi çabuk gel dedi.
Annemin çabuk el kızım sözü kulağımda ama yine de karnımı doyurup öyle gitmeye karar verdim. Ben gidinceye dek annem yalnız kalmamış. Uyuklarken kapı çalmış. İyi ki kapı sesini duydum dedi. Ayfergil gelmiş kızı kardeşi ve torunuyla. Torunu büyümüş ortalıkta dolaştı durdu. şekeri de o sundu dedi. Çok hoşuna gitmiş. Ayfer’e Nazik diğer kızlarımdan daha iyi
demiş. Bizim kızlar duymasın, nerdeyse beni boğmaya kalkarlar.Her işini biz yapıyoruz sevilen
sen oluyorsun diye.
Annem her şeyin zamanında yapılmasını ister, alıştığı gibi. Bizim kızlar yavaştan alıyorlar ve
annemin yüzünün asılmasına neden oluyorlar. Nazife dün annemin yüzü asık oturması haline
ne yapsak yüzünü güldüremiyoruz dedi. Oysa onun önüne eti pişirilip konulsaydı mutlu olacak
yüze de asılmayacaktı. Kardeşimin kızı anneannemi şu karşıdaki huzurevini gezdirip yaşlıların
durumlarını gösterseydik o zaman ne kadar iyi olduğunu anlardı demiş. İçimden ya anneni de
yaşlanınca böyle huzurevini göstermeye kalksan ne olurdu acaba diye dşündüm.
Sanki bizler hiç yaşlanmayacağız. Kardeşim bizde yaşlandık artık diye mazeret gösterse de
bizler daha yaşlanmadık. Yaşlanınca böyle kalmayacağız. Bunu ben de dahil hepimizin iyice
düşünmesi gerek.
not:
Merak edenler için. Benden bir buçuk yaş küçük kardeşim annemin üst katında oturuyor. Bu
yüzden anneme daha kolay gelip gereksinimlerini karşılıyor. Diğer küçük de yemeğini yapar.
Bana gelince yıllarca annemle birlikte oturduk. Birbirimizle acı tatlı her şeyimizi paylaştık, geceli gündüzlü. Nedense kardeşlerim benim yaptığım hiç bir şeyi görmedi. Bu yüzden ben de
biraz da siz yapın da ben göreyim dedim, alenen söylemesem de. Ama her zaman annemin
yanındayım. Onu üzmelerine izin vermeyeceğim.Biraz daha gözlemliyorum onları, işleri elime
alma zamanı geldi, geliyor..
08. 10. 2014 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Yakın olmak oldukça güzel. En azından arada bir gidip hal hatır sormak insanı mutlu etmekte. Ben senede bir kaç ay anneme bakarım Samsunda.
eşim gelmez O İzmirde yalnız kalır. Aradan geçen zaman içinde annemi özlerim ama uzak her zaman gidilmiyor.
Samsuna yerleşmeyi çok istedim lakin olmadı.Şükür büyük erkek kardeşim emekli olunca Samsuna yerleşti.Çoğu zaman annemde kalıyor. Artık annem yalnız değil...Bunu düşünmek bile manevi olarak insanı rahatlatmakta.
Bu da benim Hikayem Hanımefendi.
yazınızı ilgiyle okudum güzeldi içten ve sadeydi saygılarımla
glenay
Bugün kardeşim ayağından rahatsızlandı,
yarı günümü annemde geçirdim.
Her gün giderim.
Onun yaşadığını bilmek bile güzel.
Sizin de iyiki abiniz varmış yanında.
Anneler illâki bütün çocukları yanında olsun istiyor.
Çok teşekkür ederim,
selâmlar..
Hayatin icinden güzel anlatim
Anlamliydi
Anne babaya baska evlatlari yokmus tek sen varmissin gibi davranmak gerekiyor...bilhassa günümüzde evlatlarin cogu vefasiz vurdum duymaz olmus...,Bazi evlatlar dünya zevklerini anne babaya hizmetten daha önemli gördügü bir dönemde yasiyoruz:-(
saygilar
glenay
Onlar da evlâtlarına yardımcı olmalı ama,
yaşlanınca insan daha çok kendini düşünüyor..
Bir orta yol bulunmalı bu konuda..
Çok teşekkürler,
selâmlar..
Neyse, sen kendini biliyor tanıyorsun ya Nazik hanım, benim gibi herhalde 25 yıl da yanında tutmuşsundur;
daha ne olsun.
Yine ön yargılardan uzak, çok da dobra - dobra kaleme alınmış yazını beğeni ile okudum. Bu tempo iyi ve yeterli. Bence de insan kendine yetmeli, kendi olmalı her zaman. Ayakta kalışın, hatta saygın oluşunda göstergesidir, insanın kendine yetmesi, güvenmesi.
İyi geceler dileklerimle selamlıyorum sizi dost şairim Nazik Gülünay
Kemal polat
glenay
Kardeşlerimin biri çalışıyor, diğeri ise bir süre uzaktaydı, öncesinde ise
çocuğuyla ilgileniyordu ancak.Birkaç yıldır annemle ilgileniyorlar, bu arada
ben de yardımcı oldum.
Çok teşekkürler yorumunuza Kemal bey,
selâm ve saygılarımla..
hasta anne, hasta kardeşi hasta koca...üçü de bakıma muhtaç...eşimden bahsediyorum, hani şu kıskançlıklarından gına getirdiğim eşimden...SİZ HANIMEFENDİLER CEFAKARSINIZDIR, EMİNİM Kİ, SİZ DE DAHA FAZLA DAYANAMAYACAK, ANNENİZİ ÇEKİP ALACAKSINIZ YANINIZA...SAYGILAR
glenay
Sanki evinden ayrılınca kendini yük olmuş gibi hissediyor.
Anneme evinde bakmak zorundayız. Kızlar da bu durumdan şikâyetçi.
Eşinizin ailesinin durumuna da üzüldüm. Allah hepsine de iyilik versin.
Çok teşekkürler,
selâm ve saygılarımla..
hikayelerin ayakları yere basmaz çoğu kez.. bu yüzden yük gelir, soytarılık edemeyeceğime göre yorumuma da kırılacakları kesin o yüzden cayarım.. müzik de batar hani..
kardeşimin hikayeden çok yaşanmışlığın karelerini bulmak sevindirir beni..
ama karamsar günlerinde katlanılmazlığıda malumudur..
ben sevdiklerimin mutluluğundan mutlanırım o yüzden
kardeşimi okumaya bayılırım..
bu vesile ile Anacığımın ellerinden öpüyor
sıhhat afiyet huzur, ömrüne bereket diliyorum..
kardeşleriyin ablası değil de kaynanası gibi duruyorsun
diyim ben sana yani..
Şükür.
glenay
İki kardeşim beni yok saymakta kararlılar.
Bugün kardeşim Nazife'nin kızı küçük kız kardeşimi çağırmış, teyze gel
sana et pişireceğim diye.(Beni araya hiç koymazlar, unutulururum hep)
Bunu Nazife bana söyledi. Bende eh, o da sizi çağırıyor
herşey karşılıklı yani dedim. Evet, her şey karşılıklı dedi.
Birbirlerinin arasından su sızmaz, ben garibimde içimde ağlama duygularıyla kala kalırım. Küçükle aynı apartmanda otururuz. Bana
dünyanın diğer ucu kadar uzak ve ben onu bebekliğinden beri çok sevdim.
Sevdiğimi de yaptıklarımla gösterdim.
Ha, Nazife annemden çıkarken, sen de gel dedi. Karnım tok diyerek
gitmedim.
Yani anlatılacak çok şey var, boşverin iyisi mi..
Çok teşekkürler,
selâmlar..
İbrahim Çelikli.
ben de bayram gününü yazdım sana
Allaha emanet ol
kimse babamla görüşmüyor,
birader i götürdüm, barışmış oldular
ama beni adamdan sayan hala yok..
evim arabam yok muş
yok şükür..