İkiz ruhlar 6 arkası yarın deneme öykü
Onları üzmeye hiç hakkım olmadığını düşünerek, yorganı başıma çekip uyumaya çalışıyorum.
Bir yandan da gözümden süzülen yaşlar yastığımı ıslatıyor, belli ki böyle uyumam mümkün değil kalkıp bir bardak su içiyor; sonra da bir sigara yakıyorum daha bir nefes almadan söndürüp eziyorum tablada.
(kalkıp bir sigara alıp yakıyorum, üst üste çektiğim nefeslerle odayı dumana boğuyorum. birden Atıf geliyor, elimden sigarayı alıp eziyor kül tablasında)
-Ben sana yatakta sigara içme demiyor muyum diyerek şefkatle alnıma ve yanağıma bir öpücük kondurup yanıma uzanıyor başımı kolunun üzerin alıp sımsıkı sarıyor beni.
Üstünle başınla mı yattın deyip üzerini yokluyorken elime değen beyaz bir örtünün temasıyla ürperiyorum.
Bir gölge olup odada bir süre dolaşıyor sonra kayboluyor.
Kalbimde bir eziklik elim kolum hissiz, başım dönüyor kendimden geçiyorum..
Sahilde Atıf’la el ele dolaşıyoruz, bir elimizde kağıt helvalar iştahla yerken yanımızdan iki serseri kılıklı genç geçiyor; bana laf atıyorlar.
Atıf birden elimden kurtulup üzerlerine atılıyor, yumruk yumruğa kavga ederlerken ben çığlık çığlığa bağırıyorum.
Çevreden insanlar toplanıp ayırmaya çalışıyorlar, Atıf’ı böyle sinirli hiç görmediğimi anlıyor şaşkına dönüyorum.
Serseriler tabana kuvvet kaçıyorlar.
Sonra Atıf üzerini silkeleyip yanıma geliyor, burnundan ince bir kan sızdığını görüyorum; içim burkuluyor, bir tuhaf oluyor..
Onun incinmesine dayanamıyorum göz yaşlarımı tutamıyorum gözlerim yanıyor.
Beni teskin etmeye çalışırken işi şakaya vuruyor.
-Bana bir şey olsa üzülür müsün ne yaparsın diyor yeniden daha yüksek sesle ağlayarak boynuna sarılıyorum.
Yüzündeki kan benim yüzüme de bulaşıyor, nihayet yüzünü silmeyi akıl ediyoruz.
Mendilimle titrek ellerimin arasındaki güzel yüzünü hem siliyorum hem de mani olamadığım göz yaşlarımla onu öpücüklere boğuyorum.
Her şey birbirine karışıyor.
-üzülme diyor, bana bir şey olmaz daha çok gencim; birlikte yaşayacağımız çok güzel günlerimiz olacak!
Saçlarımda elinin gezindiğini hissederek tekrar derin bir uykuya dalıyorum.
Sabah erkenden uyandığımda her yerim sızım sızım sızlıyor, sopa yemiş gibiyim.
Gözümü açmamla tekrar ağlamam bir oluyor, Hülya beni zorla banyoya sürüklüyor.
-Önce bir duş almalısın asıl bu gün senin için en zor gün kardeşim ama ben senin yanındayım her zaman da olacağım.
Bu günü atlatırsan, gerisi biraz daha kolay olacak.
Ağlamak kendini hırpalamakla onu geri getiremezsin.
Hadi bakalım sırayla duş, kahvaltıyla birlikte seni zindeleştirecek bir fincan kahve göreceksin sana nasıl iyi gelecek.
İtiraz etmeden sözünü tutup duş alıyorum, ama kahvaltı yapmam için ısrar etmemesini bi kahvenin iyi gelebileceğini düşünüp reddetmiyorum.
Söylerken yalvarır gibi bakmış olacağım ki gelip beni şefkatle kucaklıyor yeniden.
Yüksel Nimet Apel