Noktalama İşaretlerinin Önemi
Hem ahkâm keseceğim mangalda kül koymayıp,
Hem hata yapacağım öyle kolay doymayıp,
‘Çokbilmiş!’ demezler mi pek de hatır saymayıp,
Düzeltirim dilimi zorsunarak caymayıp!
(Doğaçlamam, 2014)
Bazı sitelere eklemiş olduğum ‘Nokta, Virgül ve Bazı Ekler’ başlıklı yazımda da belirttiğim üzere salt düz yazıda değil şiirde de noktalama işaretlerinin büyük önem arz ettiğini burada bir daha vurgulamak isterim.
Okuyanlarca hayli ilgi ve rağbet gören yazımda /-mi, -midir/ soru eki ve türevlerinin kelimeden ayrı yazılması gerektiğini, /-de, -da/ ve /-ki/ eklerinin hangi hallerde kelimeye bitişik ya da ayrı yazılmaları gerektiğini ve bazı istisnai durumları da örneklerle açıklamaya çalışmıştım.
Elbet Türkçe dilbilgisini ve yazım kurallarını tümüyle ele alarak burada açıklamanın mümkün olamayacağını takdir edersiniz! Adı geçen yazımda ‘nokta’ ile ‘virgül’ hakkında da ayrıntılı bilgi vererek aşağıdaki yaygın espriyi sunmuştum:
Belki hoş bir espri olmayacak ama bir virgülün iki cümle arasında nasıl anlam farkı yarattığını görebiliriz:
—Oku, adam ol baban gibi, eşek olma!
—Oku, adam ol, baban gibi eşek olma!
Her dilin özgün kuram ve yazım kuralları vardır. Dili kullanırken bu hususu yok saymak gibi bir lüksümüz olamaz. Anlamını ve/veya nasıl kullanılması gerektiğini bilmediğimiz kelime, deyim ve terimleri ya kullanmayalım, ya da araştırıp öğrenelim. Aksi halde trajikomik durumlara düşmekten kurtulamayız.
Bilmemenin değil öğrenmemenin ayıp olduğunu; öğrenmenin sonsuz bir süreç olduğunu ve her yaşta ve başta (=kültür) muhakkak bir şeyler öğrenebileceğimizi hemen hepimiz biliriz. Öğrenmek ve öğretmek, eğitim sürecinin etkileşimli (=interaktif) ve işteş iki temel öğesidir.
Dinimiz ilim öğrenmeye çok önem vermiştir. Nitekim bir hadis-i şerifte; ‘Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz, çalışınız!’ buyrulmuştur.
“Önce doğruyu bilmek gerekir; doğru bilinirse yanlış da bilinir, ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz.”- Fârâbî
“Bilmeden yapılan hata yanlışlıktır, bilerek yapılan hata ise ihanettir.”- B.Brecht
“Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa, efendim olur.”- Goethe
Atatürk, Türk Dili ile ilgili olarak “Türk milletinin dili, Türkçedir. Türk Dili, dünyada en güzel, en zengin ve kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yüceltmek için çalışır… Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlakının, göreneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının kısaca bugün kendisini millet yapan her niteliğinin, dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk Dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.” (1929)
‘Eğitimci dilciymiş!’ deyip alay ederler,
Hüzünlenmek yerine kıkır kıkır gülerler,
Tüm körlerle sağırlar birbiriyle gezerler,
Biraz tepki görünce gocunarak sezerler!
(Doğaçlamam, 2014)
Yerli yerinde ve doğru olarak kullanmamız gereken noktalama işaretleri kelimelerin, cümlelerin, tümüyle yazının ve şiirin duygulu, vurgulu ve anlamlı biçimde okunmasını, anlaşılmasını ve özümsenmesini sağlar.
Bazıları der ki;
__Türkçeyi severim ancak şu noktalama işaretleri sıkıntı veriyor! Hiç kullanmasak, olmaz mı?
Ben de derim ki;
__Dili sevsen de sevmesen de noktalama işaretlerini yok sayamazsın zira böyle bir lükse sahip değilsin!
Biliyorsan konuş, aksi hâlde sus;
Küsme talihine olsa da makûs!
Dinle, anla, öğren; güçlensin zihnin;
Göster iradeni, yok olsun cehlin.
(Doğaçlamam)
Saygıyla.
15.07.2012
(Güncelleme: 13.08.2014)
YORUMLAR
Güzeldi.
Bu sayfalara yazan bazı edebiyat duayenleri,
hiç noktalama işareti kullanmıyorlar şiirlerinde.
Bazı nesir yazarları da, hiç büyük harf kullanmıyorlar.
Bunu, bilerek yapıyorlar.
Sebebi nedir, bilemiyorum artık.
Ama,
ben sonuna kadar size katılıyorum.
Hatalarımız çok bu konuda ama, düzetmek için çaba sarf ediyoruz en azından.