- 985 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gecenin Sessiz Işıkları
Bakışlarını toprağın üzerinde bir çakıl taşına dikmiş gökyüzüne çakılı halde sessizce duruyordu. Geceyi aydınlatan ışıklardandı oda, güneşin ışığını yansıtıyordu toprağa, ayna oluyordu güneşin sesine. Küçücük bir yıldızdı çakıl taşının gördüğü, belki çok uzaktaydı ama küçücüktü. Aydınlığa kavuşturduğu için yıldıza teşekkür ediyordu sessizce. Sabah olmasın, güneş doğmasın ki yıldızından ayrılmasın istiyordu. Güneş doğarsa bir daha görememekten korkuyordu. Belki kendisini bir Âdemoğlu alıp uzaklara atacaktı ya da denize doğru fırlatıp, denizin üzerinde bir iki kere sekip dalacaktı derinliklerine denizin.
Sokak lambaları da sessizdi, yan yana uzayıp gidiyordu yol boyunca, yol boyunca gidiyordu insan, çakıl taşının yanından yola çıksa, yolun üzerinde birçok levha görebilirdi, dinlenme tesislerini, petrolleri… Ama sokak lambaları yıldızlar gibi değildi, hatta bakakaldığı yıldız hiç değildi. Gecenin sessiz ışıkları, geceyi aydınlatan ışıklarıydı onlar, çakıl taşının yıldızı, ışığıydı o…
Denizin kıyısındaki banklara yakın bir yerdeydi. Sabaha yakın bir zaman, vedalaşmaya yakın bir anda bir çift âdemoğlu gelip oturmuştu banka. Kimi zaman ayaklarının altında kalıyor, sesini çıkaramıyordu bir türlü. Sesini çıkaramayınca da uzun uzun bekliyordu karanlıkta. Seslerini işitiyordu. Erkek kıza ‘Sevgilim bak şu yıldıza ne kadar da parlak, tam altında oturuyoruz, hatta bak denize de düşüyor aksi’ diyordu. Sessizliğe gömülen küçük taşın ıstırabını duysalardı utanırlardı belki de, belki de kalkıp giderlerdi oracıktan. Zıplamaya, kımıldamaya çalışıyordu, ‘Keşke alıp atsalardı beni az ileriye doğru, kimsenin geçmeyeceği bir yere, hiç olmazsa görürdüm güneş doğuncaya kadar’ diyen sesini duymuştu yıldız, ‘Şimdi kaysam gökten aşağıya düşerdim denizin orta yerine biterdi ıstırabı taşın, biterdi bu rüya’
Gecenin sessiz ışıkları altında oturuyorlardı halen, halen kaldırmamışlardı ayaklarını çakıl taşının üzerinden. Erkek ‘ Bak kayıyor yıldız, hatta kaydı bile’ dedi. Telaşlanmıştı. Yerinde duramıyordu ama sesini çıkaramıyordu. Ezan sesini işitince ‘Hadi kalkalım, kalkalım mı?’ diye sordu kız. Erkek kafasını salladı ve kalktılar.
Uzun bir nefes aldı.
Gözleri hemen yıldızını aradı.
Önce sönen sokak lambalarını seyretti sonra güzelliğiyle tek başına kendisini seyreden yıldızını…
Güneş sessiz ışıklarının ayak sesiyle aydınlatmaya başlamıştı sabahı, namaz vaktinin çıkmasına tam on beş dakika kalmıştı ki uyandı, rüyasında gördüğü bu güzel manzara karşısında gülümsedi. ‘Hayrolsun’ deyip namaz için abdest almaya gitti.
Son
30.06.2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.