Bir Öğle Sonu / 1 bölüm
Öğle olmuştu. Kızım okuldan gelecekti birazdan. Evde ekmek yoktu. Kocam iki gündür eve
ekmek almıyor. Sabah sinirle:
"Sizin için kazanmaya gideceğim öyle mi? Ekmek getireyim yer misiniz?"dedi.
Aynı sinirle dişlerimin arasından mırıldandım:
""Gerek yok kendimiz alırız."
Paltosunu giydi.Kapıdan çıkıyordu ki döndü:
"Şu 300 L mısır parasını versene sen."
"Bi kere mısır parası 300 lira değil 200 liraydı." dedim duraksayarak
"Nerden 200 lira oluyormuş.300 lira verdik ya."
Üç yüz lira verdiysen, 1 kilo mısır aldık 100 liraya. İki yüz lirasını da kadın mısır yok diye geri
getirdi.
"Olsun ver."
Çoktan harcadım dedim. Kapıyı çarparak çıktı.
O kapıdan çıkınca dünyalar benim oluyor. Evi bile kendimin sanıyorum. Evdeki tüm eşyalarla adeta özdeşleşiyorum.Sandalye, masa,radyo, soba,halı, kilim,somyalar her şey beni tümlüyor.
Bulaşık yıkarken radyoyla birlikte şarkı söylüyorum, gerçekten özgürmüşüm gibi, kazancım
yerindeymişce. Mutluluk duygusuna kapılıyorum. Ta ki akşam olup ta onun esmer ince yüzünü
asık bir halde karşımda görünceye dek.
Bu günki gibi olağan dışı günlerde aynı duygulara kapılamam. eşyalarla özdeşleşemem. Şarkı
söylemek gelmez içimden.Ağlamak istemiyle yanarım. Boğazıma bir şey tıkanır; insanlık gücü
umut, kendimi dıştan algılama, gülünçlüğüm gibi. Ağlayamam. Kimi zaman ağlayamamak beni
sıkıntılara boğar. Usuma acıklı geçmiş olayları getirir, ne denli yalnız, garip, acınası bir kişi olduğumu düşünürüm.Bazen zorlayarak birkaç damla gözyaşı akıtabilirim .Gözyaşı dökünce
rahatlarım çünkü. Sinir gerginliğim geçer, ateşim düşer.İçimdeki darlanma iyileşir..
Kızgınım ya, aç kalacağımı anladım ya iyice güçleniyorum.Yenilmek yaramı azdırmıyor.İyileşme
istemim beni olduğumdan daha büyük yapıyor. Evlilikte yenildim. Ne seviyor, ne seviliyorum.
Bu adamla anlaşmak olası değil. Bunu baştan biliyordum ama evliliğimin ilk günü duvağımı
sürüyerek baba evine dönüp kasabalıya alay konusu olmak istemedim. Yani ele güne rezill olmak çıktı karşıma.Bu kötü düşe kalka yürüyen evliliğimden iki çocuğum var.Onları düşünmek
geleceklerini hazırlamak zorundayım.Kavga gürültü arasında çocuklar da sinirli, sıkılgan oluyor.
İnsanlardan korkuyor, kaçıyorlar. Böyle sürüp gidemez. Sorumlulukları benim üstümde olan
geleceğin iki büyük kişisini yanlış biçimlendiremem. Yolun neresinden dönülse kârdır..
Kararımı verdim. Ailemi artık umursamıyacağım.Onlar ayrı, biz bir ayrı aileyiz.Kendi sorunlarını
çözsünler önce. Benim kocadan ayrılmamı istemiyorlar. Kendileri için tabii. Çevreye ne deriz
korkusuyla. Kocay bana tek güvence olarak sundular. Diğer pek çok kadın gibi. Benim insan gücümü unutuyorlar. Ezildikce nasıl çoğaldığımı, öldükçe nasıl dirildiğimi.
Üstüme kalın hırkamı giydim.Oğlumu da giydirdim. Cüzdanımı naylon iş çantamdan çıkarıp açtım. İçindeki parayı saydım. Tam 160 lira.Paramın azlığı beni korkutmaı. Kâğıt yüz lirayı alıp
hırkamın cebine koydum. Ekmek almak için fırına girdiğimde, yolda yürürken özgürlüğü tattım.
Fırında çalışan oğlanlar beni ilk kez görüyorlardı. Belki kocamın da ekmek sattığını biliyorlardı.
Biri fırından yeni çıkmış kızarmış ekmekleri çantama koyarken"sağol abla"dedi.Birşey demedim
Paranın üstünü alıp göz ucuyla saydım.Fırından çıkınca arkama dönüp bir süre baktım. Okullu
çocuklar ders bitmiş, dağılıyorlardı. Kızımı aralarında göremeyince oğlumun elinden tutup eve
doğru yürüdüm..
Eve girdik,arkamızdan hemen kızım geldi.Yüzünü acı içinde buruşturdu çizmelerini çıkarırken.
Karnım ağrıyor dedi.
"Dışarda çok mu beklediniz canım?"
"Biraz bekledik. Şiir okudular."
"Ne şiiri."
"Atatürk şiirleri."
Bu günün ne özelliği varki dedim kendi kendime. Kızım önlüğünü çıkarırken üzgünlüğü gözlerinden okunuyordu. Ansızın:
"Okulda hep sizi düşündüm."dedi.
"Niye kızım?"
"Acaba annemle babam kavga mı ediyorlar, babam annemi yere yatırıp dövüyor mu diye."
İçim acıyla burkuldu.Çocukları ne denli etkilediğimizi somut bir biçimde anladım. Kararımın ne
denli yerinde olduğunu anladım böylece.
Kızıma sarılıp yanaklarından öptüm. Onu kaygılarından kurtarmalıydım:
"Üzülme canım.Yemeğimizi yiyince teyzengile gideceğiz. Onların orada bir ev var,belki boştur.
Orası tutulmuşsa başka kiralık ev var mı diye sorarız. Teyzenin kaynanası biliyordur. Oğluna
kiralık ev arıyordu. Anneciği çok sevinçliyim diyen kızım oynamaya zıplamaya başladı.
Kardeşimin kaynanasının evindeydik yarım saat sonra.
Kapıdan girişte küçük iki çift çizme gördüm. Umutsuzluğa kapıldım, çünkü yabancı biri vardı galiba içerde. Tek katlı bu toprak evin kapısını çalınca kapıyı kardeşim açtı.
" Misafir var herhalde. Ne küçük, ne hoş çizmeler bunlar,dedim gülümsemeye çalışarak."
Karanlık,toprak evin iki küçük penceresinden birinin önüne sedire oturdum. Pencereden arada bir karşı apartmanlara bakıyordum.Bir apartmanın üst katı boştu.Kızım durmadan bana dürtüp
"Anne hadi söylesene. Taşınacağız değil mi?"diyordu. Kimi zaman kaş göz işaretiyle kızımı
susturuyor, kimi zamanda konuşmak zorunda kalıyordum.
Herkes kendi derdindeydi.Kardeşimin kaynanasının kaşları çatıktı. Namaz zamanı namazlağayı
küçük odaya serdi. Odadan çıkarken:
"Öyle böyle başım ağrımıyor, dedi."
"Grip misin? Üşünttün mü yoksa?"
Hiç ses etmeden odadan çıktı. Kardeşim saat üçte işine gitti.Çocuklar öyle mutluydu ki yerinde
duramıyor konukların çocuklarıyla bir olup hoplaya zıplaya oynuyorlardı.Üstelik küçük yeğenim
uyuyordu. Babaannesi uyutmuştu. İkide bir çocuklara susun, oturun demekten bıktım.
Sonunda kalktım.İçimdeki tedirginlik beni diken üstünde oturtuyordu.Üstümü giyip çıkarken:
"Buyur gelsene, niye gelmiyorsun dedim kardeşimin kaynanasına."
Kardeşimden yanıktı.:
"Fatma giderken anne gel,sende gidelim demiyor, annengile olsun sana olsun. Ben anneme
ablama gidiyorum deyip, çıkıp gidiyor. Bu iş ölene dek!.."
Ne diyeceğimi şaşırdım:
"Ben ona söylerim, olur mu? Ben valla seni severim."
"Ben de sizi severim."
"Ben onunla konuşurum, hâdi Allahaısmarladık."
Dışarda yüzümüzü soğuk kış rüzgârı yaladı. Bir başıma olsam, kimsem olmasa. Kimsem yok gerçekte.Annem, babam, akrabalarım..tümü bir görüntü. Özel yaşantımdan kendilerince bir pay çıkarmaya çalışan, bir sürü cahil insan. Allah’ım dedim içimden, kimsem yok. Bir sen varsın Tanrı’m. İçimde bana güç veren,destek olan tek varlık.
Devam edecek.
(Eski yazılarımdan)
YORUMLAR
Çok üzülüyorum bu yazılarınızı okudukça ve hınçlanıyorum bu tarz erkeklere bu adamın şahsında.
glenay
Pek çok kadın bunu benimsemiş.
Önce kadınlar kendi haklarına sahip çıkmalı.
Ben artık kurtuldum ama, bu durumda
pek çok kadın var.
Çok teşekkürler,
sevgiler..
Peri Tozu.
Ve bütün söylediklerinize katılıyorum.
Sevgilerimle...
çocuklar bazen bizden daha ileriden gidiyorlar
onlardan öğreniyoruz.
güzel bir yazıydı kutlarım Nazikcim
sevgiler kocaman
glenay
gelen nesil her zaman bir öncekinden ileri
teşekkürler Maide,
sevgilerimle..
Kaç gündür okumak için zaman kolluyordum yazınızı. Daha doğrusu zamanların da nasıl kullanılacağını unutmuşa benziyoruz. Tatsız ve kuşku veren gelişmeler nasıl da bu kadar etkiliyor bizleri. Acaba herkes etkileniyor mu, yoksa bu denli hassasiyet biz ve bizim gibi insanlara mı ait diye düşünüyorum zaman zaman.
Yine yaşamınıza dair ilginç bir gözlem çok samimi ve dobra duygularla düşmüş sayfalara. Umarım, dilerim, sonu tatlıya bağlanır.
Esenlik ve mutluluk dişlekjlerimle kutlayıp selamlıyorum, Nazilk Gülünay sizi.
Kemal Polat
glenay
Ramazan ve sürekli değişen insanı yıpratan gündemlerde etkiliyor.
Allah'a şükür şu anki durumlar iyi.
Bu yazıyı bulunca hüzünlendim ve buraya yazmak istedim.
Devamını fırsat bulunca yazacağım inşaallah..
Çok teşekkürler Kemal bey,
selâm, sevgi ve saygımla..
Hayırlı kandiller..
kempol
glenay
Abartısız, gerçek.
Çok teşekkür ederim,
selâm ve saygılarımla..
glenay
İnsan isteyince başarıyor.
Çok teşekkürler,
selâmlar..
İbrahim Çelikli.
şükür
evelallah ayakları üzerinde onurludur kardeşim