- 599 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AYŞESU BEBEK VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ***
Samsun Bu Bebeğin Başlangıç Öyküsünü Konuşuyor
18 Temmuz 2014 Cuma 10:06
Yeşim Gürsoy, Sosyal hesabında evlilik dışı dünyaya gelen günahsız bir bebeğin bundan sonraki yaşamını tümüyle etkileyecek sürecin nasıl yaşandığının hikayesini anlattı
""Her ikisi de 1994 doğumlu iki pırıl pırıl genç.Oldukça mutaassıp ailenin iki çocuğu..İkiside üniversite okuyor..
Okullar bitince ailelerle paylaşıp evlenme planı yapan iki genç birliktelikleri sonucu çok geç farkettikleri bir bebekleri olacaklarını öğreniyor..
Bebek alınma zamanı geçtiği için anne bütün aileden saklayarak kilo almasın diye yemeyerek içmeyerek doktor kaydı olmasın diye bir kez doktora gitmeyerek dokuz ayı tamamlıyor..
Bebek ani doğmasın olay ortaya çıkar diye memeleketlerinden kalkıp Samsun’a geliyorlar.
atakum da X hastane nin fiyatında anlaşamıyorlar çünkü okul arkadaşları aralarında para toplayıp sezeryan ameliyatı için bütçe oluşturmaya çalışıyorlar..
O hastane olmayınca elelel sokaklarda ne yapacağız derken bir polise bu civarda hastane var mı diye soruyorlar..Polis MEDİVA’yı tarif ediyor..Geliyorlar Dr. Şazen Hanım ve Başhemşiremiz Şerife Hanım çocukların durumuna yardımcı olmak için önce anneyi bir rahatlatalım sonra para işini çözeriz diyerek ameliyata alıyorlar..
Gençlerle konuşan doktorumuz çocuğu söyleyemeyeceklerini ve bakamayacaklarını ifade eden gençlerden bebeği çocuk esirgeme kurumuna bırakacağını öğreniyorlar..
Dünyaya inanılmayacak güzellikte bir kız çocuğu getiren anne ise perişan şaşkın ,..Hemen gençlerle tanışmaya gititm..İtiraf etmeliyim giderken çok öfkeliydim. İçimdeki kızgınlığı kontrol etmeye çalışarak SELAM GENÇLER diye odaya girdim..
İnanın ben daha böyle doğmuş iki günlük güzel bebek görmedim. Gözleri ağlamaktan şişmiş bir anne kafasını yerden kaldıramayan bir baba…Gençlerle konuşmaya başladım AMA ikna mümkün değildi..
Arkadaşım bu işin uzmanı Sevil Bilasa‘yı aradım. Hemen bir sosyal hizmet görevlisi sosyolog geldi. Konuşmalar tamamlandı, bebeğin nüfus kağıdını çıkarın, anne bir dilekçe versin ben gelip arkadaşlarımla bebeği alırım dedi..Ben ikna yolları aramaya devam ediyorum. Peki dediler bu bebeğin nufus kaydı çıkınca ailelerimizin haberi olur mu..İşte orda bir gerçeği daha öğrendik ki evlilik olmadan doğan bebekler annenin üzerine kendi soyadıyla kaydoluyor…Bu demektiki bu bebek te gayrimeşru, babasız çocuklar sınıfında yer alıyor..Buna daha dayanamadık. Ailelerine haber verme işi çok sakıncalı sonuçlar doğurabilir diye cesaret edemezdik.Babaya belki biraz ağır geldi belkide gerçeklerle yüzleştirdi ama ona delikanlı tanımını sordum. Bu kadar cesaretle bu işler yapılmış hiçbirşey düşünülmemiş zamanında önlemler alınmamış şimdi ikisinin sorumsuzluğunu biz bu bebeğe mi yükleyeceğiz..
Tamam ben sorumluluğu alıyorum dedim babaya çünkü kafası çok karışıktı. şimdi burda evleneceksiniz bu bebeğin babası ve soyadı olucak sonra yuvaya teslim ederiz, İstemedi mi aile ozaman boşanırsınız ama çocuğunuzu kimliksiz anneyi ailesine karşı yerlerde bırakmamalısın. Sonuçta siz bütün bunları birbirinizi çok sevdiğiniz için yaptınız…Tamam dedi baba ben delikanlılığımı da yaparım, hemen araştırmaya başladık..
Bizde hastane odamızda nikahlarını yaptık..
Ayşe bebek artık pempe nufus kağıtlı bir kız ve orda babası var. Ama bu arada babayla arkadaş olduk. Konuşurken gördüm kü bu toplumsal baskılar gençler üzerinde korkunç etkiler yapıyor.
Baba bana Yeşim abla yemin ederiz hiç bırakıp kaçmayı düşünmedik derken bile aklından geçtiğini hissettim..Bu kadar kolay mı bir canı ,candan canı bırakmak..
Hiçbirşeyi düşünemeyen bu gençlerle Allah yolumuzu denk düşürdü ve ben bu gerçekle karşı karşıya kaldım. Anne emzirdikçe baba bizlerle konuşunca kafaları daha çok karıştı..
Dün odama gelen baba abla ben ailemden en yakın gördüğüm kişiyle konuştum.
BEBEĞİ DE ANNEYİ DE ALIP ONLARA GİDECEĞİM BEBEĞİMİZİ VERMEYECEĞİZ.
İşte hayat burda hepsi için değişti..Ayşe bebek annesi babası varken yuvada herhangi bir çocuk gibi olacaktı. O anne baba vicdanlarıyla savaşacaktı. Belki de hiç ailelere söyleyemeyecekler yollarını ayırıp sonra alacağız dedikleri bebeklerini almayacaklardı…
Akşam babnın teyzesinin eşi enişte geldi yine sosoyal hizmeler görevlilerimizle onları konuşturduk .Karşımızda sessiz ama bizi dinlerken duygulanan çok yorum yapmayan bir beyfendi vardı.Odaya girip ayşe bebeği ve anne yi görünce sadece şunu söyledi..Benim oğlum ve gelinim çocukları olsun diye yıllardır tüp bebek denemesi yapıyorlar ALLAH tan gelen bu yavruyu nasıl bırakacaktınız…!!
ANNELER BABALAR GENÇLER HERŞEYİ DÜŞÜNÜN.DOĞURMAKLA ANNE BABA OLUNMUYOR. ASIL EBEVEYNLİK ONLARI HAYATA KAZANDIRMAKLA BAŞLIYOR….
BU HİKAYEDE BELKİ BİRİLERİNE DERS OLUR, O YÜZDEN SİZLERLE PAYLAŞMA GEREĞİ DUYDUM... ""
Bu hazin ibretlik gördüğüm hikayeyi bazı yerlerini kısaltarak yukarıda yayınladım. Makale sahibi hanımefendinin mezkur hastanenin çalışanı,Halkla İlişkilerden sorumlu olduğu ve bu zamana kadar sosyal aktiviteler de üstün hizmet ve başarılara imza atmış biri olduğu düşünülür ise;hem hastanesi adına ve hemde görevi gereği böyle bir olayı facebook sahifesine taşıması doğaldır.
Sokakta bırakılmak veya bir kuruma teslim edilmekte iken iknası ile anne babayı olumlu sonuca kavuşturması, AYŞESU bebeği analı babalı bir hüviyet kazandırmasındaki emek ve becerisi elbette büyük takdire şayan hadisedir. Kendisini alkışlıyor , önümüzü ilikliyoruz.
Asıl olan bu olayın düşündürdükleridir. Ve irdelenmesi tartışılması gerekende toplumun kanayan bu yarasına parmak basmaktır.
Anadolu’nun iki ayrı şehrinden istikballerine matuf eğitimleri için aileleri tarafından dua ve umutlarla yolcu edilen iki gencin kesişen kaderlerinde birbirlerini sevmek belkide aşık olmak vardır. Olabilir.. Ne güzel..İşte o ara bu olayı paylaşan hanımefendinin sahifesine yorum olarak çokcalarının yaptığı gibi bende bir şiirimle katkıda bulunma yanlışını yaptım.Şiirimi aynen aktarıyorum :
Ne güzel yakalamışsınız işte
Genç yaşta en güzel şeyi
hani şu daima aranılan sevgiyi
yaşamışsınız mest etmişsiniz
çelmişsiniz temiz ürkek yüreklerinizi
Halt mı vardı be soktunuz araya şehveti
kuytuda bir yerde ayaküstü
karanlıklar ağlarken halinize
ne yaptınız siz öyle köpekler gibi
bir anda esiri oldunuz şehvetin
kirlettiniz tertemiz sevgilerinizi
işte o gece başladı hazin hikayeniz
döl tuttu günahınızın bedeli
korku,kahır,ödleklik sardı her yanınızı
ne olacaktı şimdi ????
gel zaman git zamanda büyüdü
anane ,örf,ahlak dışı haliniz
Dünya’ya merhaba dedi
o rezil piç gecenin can içi meyvesi
Acizdiniz, delikanlılık hak getire
topuklayıp kaçacaktınız belki de
bir sokak çocuğu emanet kalacaktı millete
öyle ya kazanmıştınız zaten bir sokak izbesinde
Ama öyle olmadı tükendi planlarınız
Karşınıza çıktı Allah’tan bir hastane çalışanı
El koydu,kimlik kazandırdı yeni doğana
Siz var ya siz tarifsiz rezillersiniz
Ömrünüzce o ekipe dua ediniz...
Anlatılan ortadadır. Bir olay vardır; kahramanları vardır daha henüz 19 yaşlarında bir kadın ve küçük adam. Şimdi anne ve baba..İyi güzel yapmışsınız evlat diyerek kucaklamak bravo mu demeliydik. Onlar bu gün maalesef çoklarının yaşadıklarına örnektir. O yaşlarda elbetteki sevgiyi yaşamaları doğaldır. Ama delikanlıca,edepli ve sınırlıca..Bu toplumun kanayan yarasını da şu veya bu tarz ve uslupla tenkitte bizim hakkımızdır. " Efendim.. Onlar cahiller.. Yargılamak bi,ze düşmez" edebiyat ve yol göstericilğinde de kimse bulunamaz. Şiirim budur. Çok şeyi de işaret etmektedir. Bir olayı sahifenize koyup paylaştığınızda kişilerin kendilerce yorum yapmalarını da saygı ile karşılamak gerekir. Bu şiire sahifesinde engelleme yapan zihniyet ; " ah çocuklar neden doğum kontrol tedbirlerine dikkat etmediniz.." diye bizzat beyan ve fikir zikredebilmekte ve öte yandan " Efendim bu durumda olan çok üniversiteli var.Devletin bu işe el atıp onlara destek olması, maaş bağlaması gerekir" diye yorum atana beğeni işaretinde bulunuşu manidar ve çok acı bir şeydir.
Bir yandan okumak üzere ,kıt kanaat maddi imkanlarını evlatlarına seferber eden aileler; bir tarafta başımıza taç olan tertemiz sevgileri bir anlık şehvet duyguları ile yerle bir edilen,yıkılan umutlar.. Gittikçe avrupai yaşayışa özendirmeler, adeta sevgi yerine fuhuşa yöneltmeler. Böyle mi el tutulur, bu düşüncelerle mi el verilir. Yukarıdaki çıplak şiirime engelleme koyup ; birde aklı sıra zılgıt atabilen ve bu nedenlerle listesinden çıkaranlara denilecek hiç bir şeyim yoktur.
Sevgi dünyanın en müstesna değerli bir haslettir. Yaşamayı ve yaşatmayı Allah her gencimize ve bizlere nasip etsin. Ama o kadar anane,örf ve toıplumsal kuralları takmadan vakitsiz yapılan bu tür eylemler ahlaki değerleri yerle bir etmekte ve ciddi manevi travmalar yaşanmaktadır.
Hiç kimse el verme kisvesi altında; portföy dolduruşunda bulunmaamalı, ben ideolum,ben önde gidenim pozlarına girmemeli,akıllı olmalıdırlar.
Bu çirkin ve acınası hale düşen iki gence yeniden hayata tutunma fırsatı veren; yaptırdıkları nikahla AYŞESU yu babasız damgası yemekten kurtaran ekipe şükranlarımı bir kez daha sunuyorum. Meydana gelen bu rezilliğin hiç bir mazeretle geçiçtirilmesi mümkün değildir. Bu tür hadiselere kılıfllar giydirilerek; kimsenin fikirlerinin bertaraf edilemiyeceği bilinmelidir. Hiç kimsenin durumuna bakmadan ekol müş gibi kendini öne atma hamlesi olmamalı; haddine göre kulvarında yürümelidir. Ahlaki kurallar bellidir, yeni modeller üreterek ahlak ekolistti değil; zurnanın son deliği olunur
Bu toplumun her bireyi temiz sevgileri yaşamayı hak edenlerdir. Sevgilerini bir anlık dürtülerine teslim ederek namusun karartılması en büyük cinayettir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.