FACİA

• 14 Mayıs 2014 Çarşamba 12:38:19

Soma’da patlayan trafo sonucunda yer altında mahsur kalan, yaralanan, ölen madencilere
üzülmemek mümkün mü? Birde onların ailelerini düşünün nasıl çaresizlik içinde beklşiyorlar.

Oraya medyasından tutun baro başkanı Metin Feyzioğlu, CHP milletvekiller, İşçi partili
bir gurup ve yardıma koşan işçiler, Kızılay herkes orda.Enerji bakanını da unutmayayıım.
Yanlış bir soru sormuşca iki yıllık gazeteyi azarlamış bakan."Maden ocağında içerde kaç
kişi kaldı diye sorusuna karşılık.

Başbakan ve çalışma bakanı görülmüyor ortalıkta. Başbakan gece kurtarma çalışmaları yürütülürken beş yıldızlı bir otelde gazetecilere özgür olduklarından,kendisine diktatatör
yakıştırmasında bulunulduğundan şikâyet ediyordu.Kendsine uzatılan kamerayla durmaya
çalışıyor.

Bu olay başka uygar bir ülkede olsa istifalar başlamıştı.Bizim ülkemizde bu söz konusu bile
olamaz.Öyle çakılırlar ki koltuklarına ölen ölür kalan sağlar bizimdir bile derler ya da güzel
öldüler, kader derler.

Bu Facia 18’inci yüzyılda bile olmamış. Acaba diyorum biz hangi çağda yaşıyoruz? Yada bilinmez hangi karanlık dönemlerdeyiz?

Şu anda Yatağan işçileri maden ocağına siyah çelenk konulmaları engellendi. Yani kader
birliği içindeki kişiler ölecek ve yasınızı bildirmek için koymak istediğiniz siyah çelenk bile engelle karşılaşacak.

Bir işçi olanlara bakarak artık yeterin diyor kendi konuşma şivesiyle acıyla seslenerek.

Yüzlerce işçi yer altında kaldı. Trafo patlaması inandırıcı gelmiyor. Trafonun yanında
yedeği olması gerekir. Bu nasıl bir ihmaldir. Faciaya davetiye çıkarmaktır.

Ölümlerin karbonmonoksitten olduğu, yangın çıktığı söyleniyor. Kömür madenciliğinin taşeron
işçilerle yapılamayacağını. Fazla kâr etmek uğruna insan hayatı harcanıyor. Yoksa insan
hayatı bu kadar ucuz mu?

İşçiler sedyelere uzatılmış madenden çıkarılıyor. Aileler ağlıyor dövünüyor. Bunun hesabını
insanlara kim verecek? Öksüz kalan çocuklara, genç eşlere, anne babalara gelin de anlatın
bunları.

Resmi rakamla ölen kiş 205. Bunu sayıyla söylemek ççok acı. İçerde canlı işçi var mı? Yoksa
hepsi öldü mü? Bu geçen süre içinde anlaşılacak. İlk olay olduğunda bir panik havası içinde
davranılmış. Yapılması gerekenler anında yapılmamış.

Şu an duyduğuma göre yangın kömürlerin tutuşmasıyla başlamış.

Suçlu aranacak.Aslında suçlular belli.Yeterli kanunları çıkarmayanlar sorumlu. Bu kazalarla
ilgili denetim ve araştırma yapılması için verilen kanun teklifi 6 ay bekletilmiş.Görüşülmeye
başladığında ise AKP’li milletvekillerince reddedilmiş 15 gün önce.

Diyecek sözümüz yok böylesi duyarsızlığa.
Acaba kendi canları söz konusu olduğunda aynı şeyi yaparlar mıydı?
Peygamberimiz karşımızdaki insanın yerine kendimizi koyarak düşünmemizi söyler.
İnsanları düşünmeye davet ediyorum.

Dilerim bundan sonra düşünülür ve gerekli önlemler alınır. İşçi güvenliği sağlanır. Ve de bu
taşeron işçiliğe son verilir.

Söylemesi çok acı ama, Allah ölen işçilere rahmet kalan ailelere de sabır versin.

Milletimizin başı sağolsun..

Bir daha olmaması dileğimle.