- 593 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Evladını Döven Kendini Döver
Evladını Döven Kendini Döver
Orta Çağ’ da yaşananlar, aynen günümüze taşınmamalı! Güncellemek gerek! İlmin izzeti var! Nakille, akıl olmaz! Nakil, akla yol gösterir ama kişinin kendi aklının yerine geçmez! Nakil şuna benzer; "Bal çok tatlı" diyen birine; "Ne biliyorsun, tattın mı?" dendiğinde; "Biri yerken ağzını şapırdatıyordu ondan gördüm!” demesine benzer. Tatmadan bilemezsin! Mesela bir nalbant, tıp doktoruna okuduğu bir tıp dergisindeki makale ile akıl verse; okuduğu makaledeki hakikat bile olsa, nalbant nakledince yerini bulmaz ise felaket olur! Dergideki makaleden bahsedebilir ama kıyas yapamaz! İlimdeki ayrıntı, bilginin yerli yerinde kullanılmasıdır!
Taraftarlık öyle bir illet ki küçük de olsa bir ayrıntı ile büyük bir maksat halledilmeye çalışılır. Bu bir sinek kanadının göz bebeğine tam kapatılmasına benzer! Fakat en ufak bir sarsıntıda yandan her şey görünür! Sinek kanadı geçici kapatır! Küçük bir emareyle rakibini yok etmeye çalışan şizofreni durumlar ortaya çıkar! Öfkenin sıcağıyla bilinmez, büyük pişmanlıklar sonradan ortaya çıkar! Yetersizlik duygusu, taraftarlıkta öyle acayip sonuçlara sebep olur ki; maazallah! İnsanlar taraf olduğu anda yani taraftar türbinlerinde, popüler havanın etkisiyle davranır! Kendi başına kalınca düşünmeye başlar, sorgular ve gerçeği anlar!
“Kızını dövmeyen, dizini döver!” Anlamı; “[1] Kızını iyi yetiştirmeyen anne ve baba, kızı el kapısında beceriksizliği yüzünden sıkıntı çektiği zaman dövünür durur.(Toplum tarafından hoş görülmeyen bir atasözüdür)” Bu atasözünde “Dövmek”, “Yetiştirmek” manasında kullanılmış olsa da iş “Dövmek” olunca bilinçsizce “Dövmek” övülüyor! Zannediliyor ki döverek insan terbiye olur! Olur mu? Olmaz!
Baba, öldüresiye çocuğunu dövüyorken çevredekiler müdahale etmek ister; "Hacı suçu nedir?" Hacı, cevap veriyor; "Düşmanlarımın tahriki ve aldatmasıyla bana karşı geliyor!" İyi de hacım, sonuçta olan sana olacak! Aldatanlar, madem senin düşmanın; istediğini sana yaptırmış olacak! Güzel yetiştirse o evlat düşmanla kol kola olmaz. Hatta baba, düşmanla kol kola olur ise çocuk ondan öğrenir!
Eskilerden din öğretenler, sık sık şunu derdi; “Baba oğluna oğlu babasına imana gelince kılıç çekmiş!” Oysa bu zamanda bu kötü bir durum! Görüşler güncellenmeli, bu zamanda olmaz bu tür din kavgası. Bu zamanda ilimi ve bilimsel ikna vardır!
Bir babanın iki evladı birbiriyle kavga edince ev darmaduman olmuşsa baba açısından hangi evladının haklı olduğu ayrıntıdır! Yani baba üzülür sonuçta!
Korkak taraftarlığı sevmem; münafık taraftar, sürüye kurt getirir! İki haksızdan birine taraf olmak zorunda değil insan! Şu da var, iki haksızın haklı oldukları yanlarına taraf olunabilir! Bu arif kişinin harcıdır ama. Avam, topluca kabul edip topluca reddetmeyi seçer; mecburen, çünkü ayrıntıları anlayacak kapasitesi yoktur!
Son tahlilde; eski zamanda “Dayak Cennet’ten çıkmadır!” atasözü de güncellendi! Okullarda “Dayak” yasak! Gözlemlerim şöyle; eski öğretiler yeni hayat şartlarına tıpa tıp uymuyor! Ya bu görüşler güncellenecek ya da kavga daha da kızışacak! Ümit ederim akıllar başa gelir…
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.