- 2697 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAMA SEVİNCİ
İnsanlar birbirleriyle iyi geçinseler, kalpler kırılmasa, anlayışlı ve hoşgörülü olunsa, inanınız cennete gerek kalmazdı.Mutlu olmak, huzur bulmak için ölümü beklemek niye? İşe birbirimizi sevmekle başlayalım. Katı bir kalp,bencillik ,hasetlik ve soğuk bir yüz, araya engeller koyar.Herkes, öncelikle kendisini düzeltmeli. Her tür yalandan, riyadan, çıkar ve menfaat ilişkilerinden, kısacası her türlü kötü düşünceden ve davranıştan kendimizi arındıralım.Önce kendimize dürüst olalım. Bu sevgi seli ve iyi niyet çabaları dalga dalga yayıldığı zaman, işte size cennet gibi bir dünya.
’Sevmek ’ demek, asla cinsellik demek değildir. Önce niyetimizi arı, saf duygular içinde tutalım.Sevmekten korkan yürekler asla mutlu olamazlar, huzur bulamazlar. Ölümlü dünyada neyi paylaşamıyoruz? Bu gün varız, yarın yokuz. Ölümü merak ediyorsanız, gözünüzü şimdi 1 dakikalığına kapatın ve karanlık bir dünyada olduğunuzun farkına varın. Sonra Allah’a dua edin, tüm uzuvlarınız yerinde ve sizler sağlıklısınız. Uzuvları eksik bir insan bile yaşama tutunuyorsa, dünyaya tebessüm edebiliyorsa, siz neden bir tebessümü kendinize çok görüyorsunuz.
Hayat şartları çok zorlu ve bu zorluklar içinde dahi olsa, birbirimizden muhabbeti kesmeyelim.Sevgi her kapıyı açar. Şimdi, hemen en yakınımızdan başlayalım, siz bu yazıyı okuduktan sonra, yanınızdaki arkadaşınıza, dostunuza, tanıdığınıza veya ailenize, o an yanınızda kim varsa, sevgi dolu bir tebessümü çok görmeyin. Lütfen, kalbini kırdıklarınız varsa, şu dakika itibariyle de gönüllerini alın. Özür dileyen siz olunuz, özür dilemek bir erdemlikdir, yüceliktir. Bunu yaparken egonuzu yenin. Gurur denilen o seti aşın. Unutmayınız; zararın neresinden dönülürse kârdır.İnanınız çok mutlu olacaksınız.Hayata bakış açınız değişecektir. Şimdi şu testi yapalım: Namluyu kafanıza doğrultup, tetiğe basmayı düşünün.Ya da, dünyanın meşakkatinden ve ağır yükünden usandığınızı ve çok uzaklara gitmeyi, izinizi kaybettirmek istemenizi düşünün.Neden mi dedim? Çünkü bunları düşündüğümde, hayatın çok güzel olduğunun farkına vardım ve tabiri caizse yeniden doğdum. İnsanlara ve tüm canlılara bakış açım değişti. Maalesef, sudaki balık misali hayatın kıymetini anlayamıyoruz. Küçük, basit sorunlar peşinde koşmakla ömür tüketiyoruz. Yaşarken kendimize hayatı zulmediyoruz. Sevgiyle kalınız,, yüzünüz hep gülsün.
Vecdi Murat SOYDAN
20/02/2014- Isparta
YORUMLAR
Sevgili Murat.
Bana göre cennet de cehennem de insanın kendi beynindedir. Etrafımıza baktığımızda kainatın tüm güzelliklerin biz insanlar için yaratılmış olduğunu görürüz. Ama tabii ki bakmakla görmek arasındaki farkın bilincindeysek.
Pek çoğumuz çok çok parası olup her istediğini yapabilen insanların cennet gibi bir hayat yaşadıklarını sanır hatta onlara özenir, onların yerinde olmayı hayal eder oysa o insanların bazılarının intihar ettiğini öğrenir daha sonra. Demek ki cennetin anahtarı çok para değilmiş.
Nedir peki o anahtar?
Çok basit: Sevmek. Herşeye rağmen sevmek...Gururu, kini, hasedi, öfkeyi, nefreti, kibiribir tarafa bırakarak ama hepsinden önemlisi umutsuzluğu yıkarak sevmek. Her zaman mutlaka bir çıkış yolu olduğunu bilerek sevmek..O kadar da zor değil aslında sadece bir ufacık hamleye bağlı.
Cennet de cehennemde içimizde, seçmek ise bize ait.
Selam ve sevgilerimle.
Yazdıklarınız konusunda yüzde yüz hem fikirim. Yaşadığımız yeri huzurlu yapacak olan bizleriz. Cennet de ayaklarımızın altında cehennem de. O kelimeler var ya insanı hayata bağlar isterse de hayattan uzaklaştırır. İnşallah insanoğlu bunun bilincine varır, yüzündeki gülümseme ve sözcükleriyle hayata renk katar.