- 879 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bu vatan topraklarının her zerresinde kanı canı olan aziz Mehmet’im!
Gecenin zemherinin vurduğu, Yağmurun ince ince toprağı ıslattığı ve toprağın o hoş kokusunun her an duyulduğu bize emanet ettiğiniz cennet yurdumuzun bir köşesinden yazıyorum bu satırları.
Ah Mehmet’im; toplar, tüfekler, gülleler yağarken üstünden, Şehit olurken gözlerinin önünde kardeşlerin, iniltiler yükselirken sema da, sen bir an düşünmeden bizlere iyi bir dünya bırakmak için ve bu cennet yurdumuzu bize emanet etmek adına ; canından vazgeçtin. Böyle ağır bir bedeli bizler için ödedin. Evlatların için torunların için hiç düşünmeden ödemiş olduğun bu bedelinin hakkını nasıl veririz. Senin göstermiş olduğun bu cesareti biz de gösterebilir miyiz?
Eminim ki sen bu güzel vatanı bize bırakırken, bu uğurda öğününü kuru ekmek ve üzüm hoşafı ile geçirirken hiç yâdına düşmemişti torunlarının, lüks evlerde, lüks arabaların içerisinde ömrünü boşuna geçireceği. Fakirin hakkını gözetmesizin sadece kendi için çalışacağını. Kardeşini hiç düşünmeden mal mülk için öldüreceğini. Nasıl düşünebilirdiniz ki Sizler biliyordunuz çünkü kardeşçe yaşamanın ne olduğunu. Yine eminim ki; bizler için, sizlerin çok daha güzel hayalleri vardı. Ama bizler sizi yanıttık. Dünya nimetlerinin ihtişamlı güzelliğine kandık. Sizin bize bırakmış olduğunuz tüm değerleri unuttuk. Neydi vatan sevgisi, neydi ki anaya, babaya, ataya saygı. Neydi ki hakkı gözetmek. Neydi ki Yaradan’ın rızasını kazanmak. Biz bu değerlerimizi hazır bulmuştuk oysaki ama kıymetini bilemedik yavaş yavaş kaybettik.
Sizlerden öncekiler Yaradan’ın rızasını kazanmak adına, temiz bir vatan ve temiz bir nesil bırakmıştı. Sizler de aynı amaç uğruna bize bu emanetleri aktardınız. Maalesef ki bizler bunu başaramadık. Daha da kötüsü değer anlayışımız değişti. Sizlerin cephede omuz omuza birlikte savaştığınız kardeşleriniz şimdi Suriye’de, Afganistan’da, Kerkük’te, Filistin’de kan gövde içerisindeyken, bizler için en yüce değer nasıl lüks içinde yaşarız oldu. Görmez olduk olanları, Sağır olduk duymadık kardeşlerimizin imdadını. Onlar soğukta üşürken, daha sıkı sarıldık yorganlarımıza.
Bizler sizi anlayamadık. Bizden sonra ki nesilleri hiç düşünmedik. Sizlerden binlerce kez özür dilesek de yine de vazifemizi yapmış olmayız.
Keşke sizinle aynı dönemde yaşamış olsaydım. Benimde sizin gibi beni seven, beni sayan bana minnet duyan torunlarım olsaydı. Satırlarımı keşkelerle birlikte hasret sarıyor. Fakat ümitsizliğe sebebiyet yok. Minik karıncanın bile sesini duyan Rabbim, elbette yetişecektir imdadıma.
Şafağın göründüğü şu vakiler de elimden kalem düşüyor, Kelimelerin anlatmaya yetmedi duygularımı, Şu vakitlerde hep bir sükut kucaklıyor…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.