Mezarlıkta hayat var.....
Meraklı gözlerle İstanbul , Topkapıda bulunan Merkez Efendi’nin kabrini ziyaret etmiştim. Aslında haftada bir gider , dua eder , fatiha okur ve kabrin temizlenmesini görev bilmiş iki yaşlı ninenin duasını alır mezarlıklar içinde yürür ve mezarları ziyarete gelenleri izlerdim..
Mezar ziyaretçilerinin gözlerine bakan yaşlı su taşıyıcıları ile yakınlarının mezarlarını ziyaret eden insanların gözlerinde kabrin etkisini izlemek hoşuma gidiyordu..
İstanbuldaki en kalabalık mezarlardan biriside bu mezarlık...yaklaşık binlerce kişi yatıyor...evet yatıyor....
kiminin toprağı çökmüş kimisinin mezar taşı halen yepyeni ve kimisi ise yeni mezar yapılmasını bekliyor....
bir de yeni gelenler var tabi...
Hayat anlam buluyor o an...
Otların arasında iri ağaçların sardığı bu mezarlık o kadar sakin ki ..gözlerim dinleniyor , şatafatlı işyeri vitrinleri yok , yeni aldığı arabasını yıkayan ve bakımlı halde sokaklarda
usulca hareket eden her renkten değişik giysiler giyinmiş insanlarda yok...
eşi ve çoçukları ile müzikli ve sesli bir ortamda kalabalık içinde kumpir ve pizza yiyen insan hiç göremezsin zaten ...
göreceğiniz bir kaç tane üstü topraktan kaybolmuş elinde su matarası mezar sulayıcıları ve bir kaç tane de elinde kürek ve çapa ile mezar düzelticiler var...
hepside yaşlı..ve mezarlıkta kalanlar bile var....bir ağaç gölgesine eşyasını koyan ve geceyi orada geçeren yaşlı bir nine ile dede var...
o kadar sıklıkla giderim ki artık hepsi tanır özellikle de o yaşlı nine ile dede...ondan dolayı orda kaldıklarını biliyorum , mezar arasında yatıyorlar galiba .. evleri yok mu? var tabi...ama onlar orada zaten rahat...göze çirkin görülen ve gözü yoran , aklı başka işlere yönelten hiç bir olumsuzluk yok , her konumda rahatlar yani..
Hep aynı mezarda mola veririm yolculuğuma , emekli bir imam , ismini söylemek istemiyorum çünkü tv programlarında tanınan biri....
oğlu ile beraber yanyana yatıyorlar...oğlu kendinden önce aslı yerine gelmiş saygıdeğer hocamızda ondan sonra gelmiş , yanında birde boş mezar var oda eşi için...ama o hayattaymış..
Önce yasin okudum sonra ise dua ettim mezarlıkta bulunan tüm sonsuz hayatlar için ve mezarın yakınında yere oturdum cebimde bir sigara çıkardım yaktım , o nine yaklaştı bana dedi ki evladım sen bu hoca efendinin neyi oluyorsun ...
ikinci sözü ise bana da ver bakalım bir sigara ....tebessüm ettim sigarayı verdim yaktı öyle bir çektiği allahım yani tebessüm edesim geldi..
hiç bir şeyi olmuyorum dedim nineye sadece gezerken dinlemek için uygun gördüğüm bir yer , bu hocaefendinin burada yattığını bile bilmiyordum...
Yarım saat sohbet ettik , elinde su matarası ve yiyecekleri ile o otların arasında ve ağaçların gölgesinde tek dostları kabirdeki insanlar..
nedense ordan ayrılınca yürüyen ve yaşayan insanlar arasına girince hep aklıma güzel donatılmış ve özellikle güzel olsun diye çaba saredilmiş kaldırımlar ile mezarlıkta dolaştığım düzensiz otlar ile topraktan yolun arasındaki fark aklıma takılırdı...
Bir gün yine aynı yerde yasin okurken bir bayan ve bir bey geldiler ve kendi kabirdeki yakınları için yasin okuyabilirmiyim diye sormuşlardı...tabi ki dedim okurum ...
kabrin başına gittik yasin okumaya başladım ve gözlerinde akan yaş kabirdeki yakınları için değilde kendilerinin çoktandır duymadıkları kuranın güzelliği olduğu anlaşılıyordu...
son derece rahat yaşamak için verdikleri mücadele ile bindörtyüz yıl önceden beri değişmeyen mezarlık ve kabir arasında gitti geldiler......
Ama bizden rahat oldukları konusunda hiç şühpem yok ...Hiç yoktan Allah c.c. yakınlar , her an , her saniye , ona yakınlar....ne güzel ama , onun yanında olmak , onla olmak , bu sevinilecek en güzel düşünce...korkmak için bizim bir sebebimiz yok...biz onu seviyoruz ....kim sevdiğine yakın olmak istemez ki ...
Boş mezar içine alışmak için yatanlar var mı bilmiyorum ama o kadar uzak görmesek herkes için en iyisi olur diye düşünüyorum...
Sevgiyle kalın...
YORUMLAR
"Hep aynı mezarda mola veririm yolculuğuma , emekli bir imam , ismini söylemek istemiyorum çünkü tv programlarında tanınan biri....
oğlu ile beraber yanyana yatıyorlar...oğlu kendinden önce aslı yerine gelmiş saygıdeğer hocamızda ondan sonra gelmiş , yanında birde boş mezar var oda eşi için...ama o hayattaymış.." Etkileyici olmalı, vefat etmeden mezarını izleme, ya da o mezarın varlığını bilmek..(o bayan için) Aslında bizimkiler de mevcut ama bakmaya çekiniyoruz, kabul edemiyoruz...
Bir de sanki bir paradoks var burada. Siz gitmişsiniz, düşünüyorsunuz. Ama biz insanların büyük bir çoğunluğu çok büyük bir ihtimalle üstünden daha fazla altında kalacağımız yeri hiç merak etmiyoruz... İlginç Üstünden çok altında kalacaz ama...
Tebrikler, güzel bir yazı.
Saygılarımla.
Mezarlar bana da hep huzur verir.Sessiz ,sakin...
Özellikle beni duyduklarını düşünürüm.Mezarlığa girer girmez "Es-selamün aleyküm ya kabir ehli "derim sanki hepsi beni duyar,selamımı alır, hepsi bana da bir Fatiha oku diye fısıldar kulağıma.Onların yerinde ben de olabilirdim (hatta birgün aralarında olacağım )ben de ,biri gelse de bana bir Fatiha hediye etse diye bekleyeceğim.Bu sebepten dolayı mezarlıktan çıkana kadar ,yolda sağıma soluma Fatiha okuya okuya giderim.
Yazınız çok güzel ,tebrik ederim.Okuduğunuz kur'an-ı kerim ,kabir dostlarımıza hediye olur inşaAllah...