" Evine vardı. "da ne oldu?
Esasında çok güzel başlayan hikâye başladığıyla kaldı.Yazar bizi meraklandırdı bravo,peşine de taktı, adamın evine kadar da getirdi.Burada bitiremezsin yoldaş:))Keşke evde de garip bir şeyler olsaydı, sonra kahramanımız tekrar çıkıp cinayet mahalline filan gitseydi...Her neyse,elbette ki hikâyenin tanrısı sizsiniz.İstediğiniz kaderi yazarsınız kahramanınıza, benim diyeceğim şu:
Gençler çok güzel okuyor, evet sanılanın aksine okuyorlar.Benim 6.Sınıftan bir kızım geçenlerde kocaman bir kitap yayımladı, kitap hiç de fane değildi.Sorun şurada:Mesele kafamızda kurguladığımız ya da şahit olduğumuz, bir yerden duyduğumuz bir olayı kağıda boca etmek değil.Üslup diye bir şey var.Bu esasında şiirde de böyledir.İçerikten ziyade üslup, yani babayiğidin farklı yoğurt yiyişi, önemlidir.Mesela siz ,sevgili kardeşim, piyasada bir yığın üslup kitabı var, hikayede kurgu nedir,romanda forma nedir,denemede yazar kaçıncı kişiyle hasbıhal eder okumalısınız.Haa, umutsuz vakalara yazmıyorum ben,ışık gördüğüm gençlere yazıyorum ve bu ışık sizde var.

Yine de güzeldi.

Kutluyorum.

M.Binboğa