Annem
Bu yazıyı yazmak hiç hoşuma gitmeyecek.İnsan kendini doğuran birini yazarken zorlanıyor.
Böyle olmamalı diyor kalbi, ne kadar üzgün ve kırgın olsa da. Yine de yazacağım. Bir zehir
sanki içimde beni sürekli zehirleyen. Tam unutmuş görünüp, her şey yolundaymış gibi
davranmaya, yaşamaya çalışırken hortluyor ve var gücüyle boğazımı sıkıyor..
En iyisi daha ben doğmadan annemin bana davranış şeklinden başlayayım. Bir evde annem
ve babam, birlikte yaşıyorlar. Annem sanki bir cümle ahaliyi doyuracakmışca bahçe ekiyor
karnı burnunda.Doğum tarihim Eylül iki. Yani tam en çok çalıştığı zamanlarda karnındayım
daha. Çok içi bulanmış, bir şey yiyememiş de ondan iki buçuk kilo doğmuşum. Ben de kızım üç aylık oluncaya değin çok, daha sonra da az içim bulandı ama kızım üç buçuk kilo
doğdu. Bu bana karşı yapılan ilk ilgisizlik.
Daha sonra ben henüz emerken hamile kalmış. Yeni bir bebek ve kardeşimle aramızda bir
buçuk yaş fark var. O topluymuş, annemin dediğine göre, cogur cogur meme emermiş. Bu
kardeşimin ilerde annemden beter beni yönetmeye kalkacağı çocukken aklıma bile gelmez
saç saça baş başa kavga ederdik.
Çocukluğumuzda ise benim de çocuk olduğumu annem de babam da unuttu. Sen büyüksün,
sen sus. Sen büyüksün, konuşma. Sen büyüksün kardeşini azarlama.Sen büyüksün otur orda
ona karışma, buna bulaşma. Dövme! Küfretme ayıp! Bana ayıp, bana yasak, bana kötü, bana yasak! Onlar küçükler ya her hak onların. Ben gailiba doğar doğmaz büyümüşüm. Hz
İsa da değilim. Her zaman ben büyüğüm. Eee kardeşim, bir kaç yıl önce doğmakla insan
büyür mü? Ben de çocuktum ve oyun oynayıp yaramazlık yapmaya onlar kadar, benim de hakkım vardı..
Annem babasından devraldığı sinirli halini bizde dayağa dönüştürdü.Akşam annem dövecek
diye eve giremez kapının önünde babamı beklerdik. Babam bizi görünce:
" Vay yavrularım benim.Yine mi sokakta kaldınız? der merdivenlerden hızlı hızlı çıkarak bir
yandan söylenirdi. Annemi görünce de:
" Kız kadın, ne istiyon bakıyım, sen benim yavrularımdan. Bu çocuklar ne yaptı sana da bu
akşamın ayazında dışarda titreşiyorlar."
Annem:
" Geberesiceler! Sen onların n’aptığını biliyon mu? Akşama kadar burnumdan getirdiler."
Tartışma böyle sürer giderdi. Biz içeriye sıcak eve girmenin sevinciyle, tartışmalarına dahil
olmaz soba kurulu ve yanıyorsa başında ısınır, gevşer, bir kapta yenen yemekten sonra
yatardık. Bazen akşamları annemden dayak yediğimiz olurdu. Dayaktan sonra yatağa yatınca sıcak yatağa yattığımıza şükrederek, uykuya dalardık. Küçükken benim küçüğüm
Nazife’yle aynı yatakta yatardık. Orada da -ayağıma değme- kavgası olurdu..
Neden mi dayak yerdik annemizden? Hiiç! Sudan nedenlerle. Sözgelimi birgün bahçemizi
bizler, halamın kızı da vardı, zaten kardeşim, ben ve halamın kızı birlikte beklerdik bahçeyi. O gün de herzamanki gibi yaz elmasının altında güle oynaya elma,nohut yiyorduk.
Bahçenin dış duvarından komşu oğlanlar seslendiler, elma istediler bizden. Biz yanlarına
gidip, vermek istemediğimizi söyledik. İllâ parayla satın diye dayattılar. Para bize cazip
geldi. Tamam, şu kadar para verin verelim dedik.İstediğimizin hepsi tutarı olmasa da para
aldık onlardan.Sevinerek gittiler. Bu parayı ne mi yaptık.Tuz ucuzmuş dedik Bu paraya tuz
alalım. Domatesleri tuza banıp yiyorduk, hem tuz her zaman gerekli bir şeydi bahçede.İşte
o gün annem bizden oğlanlara elma sattığımızı öğrenince kıyameti kopardı. Allah yarattı
demedi. Yer misiniz, yemmez misiz diye de sormadı. Hani derler ya eşşek sudan gelinceye
kadar dövdü. "Söyleyin bakalım nerenizi ellettiniz de aldınız bu parayı? Sizin bir yerinize
kara sürdüm.Açın bakayım o kara silindi mi?" Ne karası, nedir demeye kalmadı, külotlar da
indirildi aşağıya. Ne oluyor, ne var, ne kötülük yaptık. Altı üstü, bahçede biz olmazsak girip çalacakları elmayı, parayla sattık. Yoo, elmaya para vermezler. Muhakkak bize birşey
oğlanlar..
O gün hayatımızda hiç yemediğimiz kadar dayak yedik annemden.Anneler her zaman haklı mıdır? Ya da büyükler?
Bugün burada kesmek zorundayım. Arkası yarın. Daha çok anlatacaklarım var.
10. 12. 2013 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
geberesiceler harika içten di annem hakkında benim yazdıklarımı da okumanız temennisi ile ua
glenay
aAz önce annemden geldim.
O şimdi bize muhtaç.
Bu yazıyı neden yazdım ki.
Sanıyorum, bir dertten kurtuluş, boşalış olmuş.
Az önce şiirinizi okudum, anneniz ve kardeşinizle ilgili.
Anneler muhakkak bir şey biliyordur. Onlar haklı..
uğur aktar
Ders alınacak bir yazıydı Nazik hanım. Elleriniz dert görmesin. Olanı biteni ne güzel yazıyorsunuz. Sanki o anlar, gözümün önünden gelip geçti! Beni de annem, yaramazlık yaptığım için döver; ben kaçarken arkamdan eline ne geçerse fırlatırdı. Haklı tarafları olsa gerek! O da, büyüklerinden doğru bildiklerini bize o şekilde öğretmeye çalışıyordu, sanırım. Ama, her şeye karşın, ona olan sevgim, saygım zerre kadar azalmadı. Saygı ve selâmlarımla...
glenay
bizler de yanlış yaptık,
anneniz gibi ben de bana en yakın olan terliğimi fırlatırdım.
selâm ve saygılar..
canım dedim canım
yok ya bu kakar da olmaz diyorum ben pek dayakyedim sayılmaz
babam yoktu zaten annemse annesine gitti malum gelin kaynana derdi ben baba annemle dedemle kaldım gtmedm babamın emanetleri dedim onlarda gözümün içine baktılar kıymetliydim
güzeldi anlatımın devamını bekliyorum artık dayak bitmiştir inşallah
saygımlasın can
glenay
değerliydik. Pek beğenmese de işine yarıyorduk:)
Çok teşekkürler Ayşe hanım,
selâm ve sevgiler..
BİR YERLERDEN BAŞLAR HİKAYE
aklında olmasa da o ana kadar gelir dayanır bir yere
çocukluk
çocukça yaşamak
ve niyesini anlayamadığın çıldırmalar büyüklerde
sen de böyle bir şey yapmadığından emin misin
şükür...
yaşadık çaocukluğu
glenay
Böyle bir söz biliyor musunuz bilmem.
Dövmeyi hiç istemesem de bazen bir iki vurdum çocuklarıma.
Şimdi bir kez el kaldırmış olmama bile üzülüyorum.
Beni çocuklarımdan sormalı.
Çocukluk geçti ama annemizin yanında yine de çocuğuz, onlsar çocuklaşsa da..
Dün, annemin bana yaptığı haksızlığı anlatırken kızıma yanımda annem de vardı. Kızıma ağladım. Başka kime söyleyebilirdim. Annem de bana söyleniyordu,
"Şuna bak! Bi de bebeye söylüyo." Bebe benim kızımdı.
İbrahim Çelikli.
iyi ki varsın gardaş
sıhhat afiyet saadet dilerim
Oyyy!...
Anneniz okumasın, ya da duymasın bu yazıyı sakın.
Yüreğine iner garibimin.
Çocuk yetiştirmek, disiplini sağlamak kolay değil.
Anneniz de annesinden öğrenmiştir bu yöntemi.
O da, büyük bir ihtimalle okuma yazma dahi bilmeyen,
gelenek, göreneklerle yaşayan insanlardır.
O nedenle,
her birimizin çocukluğunda bol bol dayan nüansları mevcuttur.
Yani,
annenize fazlaca sitem etmeyiniz.
Hepimiz aynı durumdayız zira.
Hoş bir yazı olmuş yine.
glenay
değil babasının o ezici gücünü almış.
Baba baskısı altında büyümüş annem, korku içinde.
Yoruma çok teşekkürler..
Çok bir çocukluk. Çocukluğunda şiddet gören çocuklar, galiba yaşadıkça agresif ve güvensiz oluyorlar.
Benimkiler geçinemeyip ayrılmışlar, daha doğrusu ayrılmak zorunda kalmışlar. Ben şiddet görmedim doğrusu ama pek sevgi de gördüm sayılmaz.
Tartışmak ve araştırmak gerekiyor galiba ; anne -baba yanında yaşayıp şiddete razı olma mı, yoksa onların ayrılmaları ve en azından birine hasret yaşamak mı tercih edilmeli ?
Bana sorsanız ; bir arada olsunlar da, dövsünler, sövsünler razıyım derim. Çünkü ayrı yaşamanın zorluklarını çektim. Sanırım size sorsalar, geçinemiyoırlarsa ayrılsınlar, acısını bizden çıkarmasınlar diyebilirsiniz.
En güzeli ; Allah herkese huzurlu yuvalar, az da olsa tatlı aşlar nasip etsin diyelim.
glenay
davranışlarını gördükçe.
Anne babamın sık olmasa da kavgaları, bazen babamın annemin ailesini aşağılamasını görmek çok zor. Bakın bu konuda da babam haksız. Oysa
annem babamın ailesine karşı onlara yakın ve yardımcı olan, gözeten
biriydi.
Ben de eşimden ayrıldım. Çocuklarımı geceleri içip gelen, evde küfürler eden, bağıran çocukları yatağından korkuyla kaldıran biriyle yaşayamazdım.Bu durumda ayrılık farz oluyor. Keşke çocuklarıma
ailemden ayrı bir ev kurabilseydim o zaman. Ailemin yanında çektiklerim
de ayrı bir konu. Çocuklarım da ben de mutlu değildik.
Uzattım.
Yorumunuza çok teşekkürler,
Güzel dileklerinize katılıyorum..
Fikret TEZEL
düşündaşım;
ben sizin sinemayla ilgili yazınızı okudum.
sanırım sayfanıza yorumum düşmedi
sistem arızası nedeniyle
bu yazıyı okuyunca içim sızladı.
rahmetli annemin adı da
nazife'ydi
sizin kuşak
bizim kuşak maalesef dayakla terbiye edilen kuşaktı
bazen anlattığınız olayda olduğu gibi kantarın tozu kaçsa da.
ama;
annesini on iki on üç yaşında biri olarak keşke annem yaşasaydı da
beni öyle dövseydi
o zamanlar duygu Asena'nın dediği gibi kadının adı yoktu
ama
insan geçmişe bakınca de hep neden
neden
diye sormadan da edemiyor
hele kardeş kavgaları
benim de iki kızım var
ve
birinin yaşı yirmi diğerinin on dört
ve halen kavga ve kıskançlık sürüyor
tebrik ve saygılarımla düşündaşım
devamını bekliyoruz
ersinbaşeğmez tarafından 12/10/2013 1:53:08 PM zamanında düzenlenmiştir.
glenay
intikam alıyorum ondan.(Bakın açık yürekliyim.)
Dayakları, kavgaları herşeyi unuttum aslında ama beni ona hiç ona
yardımcı olmamış, onun için bir iş yapmamış sayar, sürekli bunu söylerse
ben de bu durumu iyice incelerim. O ne yaptı, ben ne yaptım yazmak
istiyorum. Elbette çok kişi yaşamıştır öyle şeyleri.
Yoruma teşekkürler düşündaşım,
selâm ve saygılar..