- 635 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
338- MAHRUMİYET'İN BİLGİ ARKEOLOJİSİ... ARDAHAN ÖYKÜLERİ
Tamama vardı; yazabileceğim yeterli bilgilerim var dedim.
O kanıdayım, ne bileyim?
Doğrusunu Tanrı bilir!
Ardahan’da yaşam hakkında; insanların dertlenmesi yazımın konusu olacaktır.
Foucalt’nun bilgi arkeolojisi yöntemiyle konuyu açmak istiyorum. Diğer kullanacağım yöntemler olacaktır.
Onları ise parantez içinde yerli yerinde vereceğim. Eğer olursa...
Mahrumiyet söylemi, senelerdir işittiğim bir dert sorun olmuştur bana, bu teorik bir sorun olarak hep kafamı kurcalamıştır.
Bir cevabım olacak mıdır, diye düşünmüşümdür.
Bu konuyu bir söylem olarak ele alıyorum ve ona karşı söylem geliştireceğim.
Yazının ekseni söyleme karşı bir söylem denemesidir diyebiliriz.
Hiç bir söylem yoktur ki aşılmasın. Her söylem aşılabilirdir.
Eğer aşılamıyorsa o söylem İM’in nesnelliğiyle yaşamaya devam eder.
Eğer söylem dercediliyor, dile dökülüyorsa artık o olgu aşılmaya en azından ilk titreşimi bünyesinde görmüş demektir. ( Kandinsky)
" Toplumlar çözecekleri sorunları önlerine koyarlar."
Bu yazımızın ilk veya son, neyse, olması değil de, titreşimiyle soruna ontik bir bağ teması dahi kazanç sayılır.
Söylem denilen şeye Foucault izah getirmiştir. Onun gücü konusunda (düşünce tarihi uzmanlık alanıdır) anlaşılmasını sağlamıştır.
Sözdür söylem,doluya, boşa neye konuşursanız konuşun, söz ses olarak objektivite olduğu andan itibaren bir varlıktır.
SÖZ OLA KESE BAŞI, SÖZ OLA BİTİRE SAVAŞI. (YUNUS)
Ne söylerseniz söyleyin, o söz bir varlık tabakası olarak artık SÖYLEM’dir.
Söylem her yerdedir, gezer, dolaşır, yaşar, yaşlanır ömrü hitamınca gün alır hayattan. İşlevini olumlu, olumsuz,artık nasıl sermişseniz sözü, o, o boylamda yaşayışına devam eder.
Söylem denen şeyi biz biliyor muyduk? Foacault’dan önce yarım- yamalak biliyorduk.
Misal: Eline, Beline, Diline sahip ol! Söylemi vardı; Hacı Bektaş-i Veli Hazretlerinin.
Diline sahip olmak sözü bir nebze olsun söylem teorisine yakındır.
Eğer bir söylemden olumsuzluk temelinde zarar görüyorsanız: O söyleme karşı olumlu söylem geliştirmelisiniz!
Bu çok okuyup yazmakla bulmakla araştırmakla geliştirmekle olur.
Biz şimdi söze sözle karşılık vermek istiyoruz.
Söylem geliştireceğiz.
Söylem konusunu ben iki gün, üç gün düşündüm.
Ludwıg Feuerbach’ın sözlerinden söz düzemeyeceğimi biliyorum. Onun söylemini doğruca yazmaya karar verdim.
" Mekan ve zaman, gerçek sonsuzun meydana çıkış biçimleridir.
Sınırın, zamanın, MAHRUMİYETİN olmadığı yerde, nitelik, enerji, ruh, canlılık, sevgi de yoktur. Sadece mahrumiyet çeken varlık gerekli varlıktır.
Gereksinimi olmayan varoluş icbari olmayan varoluştur.
Olsa da olmasa da bu tektir. Kendisi için de, başkası için de tektir.
Muhtaciyetsiz varlık saiksiz varlıktır. Sadece acı çekebilen varolmaya hak kazanır.
Acılara sıkıntılara gark olmuş bir varlık Tanrı uhreviyetine çağrılır.
Yoksunluklara yüksenmeyen varlık Tanrı indinde gerçek varlık olur!"
Şehirler sevilmez demek istedim hepsine ama diyemedim.
Şehirler sevilmez hayat sevilir.
Hayatı sevmeği bu şekilde ihmal ederek atlıyoruz.
Hayat doluluk varken mutsuzluk olmaya niye uğraşalım ki?
Yalçıner Yılmaz
29-11-2013
ARDAHAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.