Anka'nın Rüyası

• 29 Ekim 2013 Salı 18:42:47

İnanmayı seçiyorum hâlâ,tüm yalanlara inat,sevmeyi,umut etmeyi...
Yol bitti,iki adım ötesi boşluk;ama atılacak iki küçük adım bile kalmışsa denemeye değer,umut,neden olmasın?Yeni sayfalar açmak,sararan yapraklara inat,körlemesine bile olsa,bembeyaz sayfalara merhaba demek,yeniden hayatı solumayı seçmek...
Görmekle bakmak arasındaki fark değil mi aslında yaşamak?Farkında olmak, hissetmek, elini uzatan bir çocuğu görmek,içindeki müziği duymak,kardelenin cesaretine sahip olmak,ağız dolusu gülebilmek hayata,sadece iki adımın kalmış olsa da,inandına yaşamak…
Yazacak bir şeyi olmayan kalem neye yarar ya da okuyanı olmayan bir kitap, konusu olmayan bir konuşma?Kalem umudu yazmalı,dil umut şarkıları mırıldanmalı her daim. Onunla yürümeli insan,her şeye rağmen.O halde,tertemiz bir bulut geçerken gökyüzünden, pamuk kadar yumuşak,kar gibi beyaz,hayal kurabilmektir aslında yaşamak. Çaresizliği, yitikliği,sevgisizliği silerek bir düş çevirmeninin peşine takılmak.
Sevmektir aslında son iki adımın habercisi;renkleri sevmek,yeşili,maviyi,pembeyi doya doya sürebilmek ruhuna. Müziği hissetmek ,sessizliğin sesinde bulmak huzuru, bir bebeği koklamak ya da göğsünde okşadığın bir kedinin mırıltısında bulmak neşeyi.
Küllerinden doğan Anka olabilmek,kırık dökük hecelerle de olsa şarkılar yazabilmek, titreyerek otururken bir bankın ucunda,doğmayı bekleyen hayaller kurmaktır yaşamak.Her adımda tökezledikçe düşen,düştükçe güçlenerek ayağa kalkan ruhunu Anka’nın rüyasına katmak.Loş anlarda kararan camları tüm çıplaklığıyla güneş sarısına boyamak ve kıyam gecesi yollarda sevmek yeniden.
Aynalarda beyaz bir ışıltı,ayın görünmeyen yüzünde bir bebeğin kahkahası,gözler yollarda... Ağır mavi bir karanlık yerine güneşin kızıl parlaklığı ve gülebilmek yeniden yılgın anılara,boş yüreklere...
İnanmayı,inanarak bu yolu bitirmeyi seçiyorum;yeniden doğmayı,umudun doğurduğu umutsuzlıklarda bile,zira her batan gün yenilere gebe.
29.10.2013
azize