- 622 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kendimi hapsettiğim duvarların adıdır sen.
Yürümeyi seviyorum. Yürümek beni rahatlatıyor. Özellikle kavşaksız ve uzun yolları seviyorum yürürken. Yokuşu ve inişi olmayan, eğimindeki değişimlerle dikkatimi dağıtmayan yolları seviyorum. Çünkü öyle yollarda yürürken dalabiliyorum kendi dehlizlerime. Düşünüyorum. Allah bana kendi kuyularımı sevdirmiş. Oralarda boğuyorum kendimi, kendime. Boğulmayı seviyorum. Bazen de ‘ölüm böyle birşeydir belki’ diyorum. Sanırım biraz da dış dünyadan rahatsızım. Değiştiremeyişim, beni yoruyor. Aklımı yormuyorum ben de. Böyle biraz daha mutlu, biraz daha müteselli oluyorum. Keşke dünya da düz yollar gibi olsa. Herşeyi belirgin. Dikkat etmeye gerek yok.
Öyle bakmayın bana, hepimiz böyle değil miydik? Lisede kafamız gerçekliğin duvarına çarpana kadar harika çocuklardık hepimiz. Liseye geldiğimizde o kadar da harika olmadığımızı öğrendik. Bu bir uyanıştı öncesinde, bir korkuydu sonrasında. Çok korktuk. Herşey istediğimiz gibi olabilir sandığımız dünyada, hiçbir şeyin aslında istediğimiz gibi olmak mecburiyetinde olmayışı; yalancı firavunluğumuzu elimizden aldı. Ergenliğine kadar her çocuk bir küçük firavundur aslında. Herşeyin olmasını istediği gibi olmasını istemekle tavrı, uzlaşmazlığı firavuna benzer. Fakat imtihanı başladığında dünyanın sert yüzüne uyanır. İstediği gibi olmayan yüzüne. Belki de bütün mutsuzluğu, gerginliği, öfkesi bundandır: Korkusundan…
Ben de çok korkuyorum. Bütün olanlara rağmen, ya bana kalbinin bir köşesinde hâlâ sevgi varsa diye çok korkuyorum. İnsan böyle birşeyden korkar mı? Korkar tabii. Ona rağmen birbirimize varmamış olmamız, onun olmadığı bir âlemde birbirimize varmamış olmamızdan daha kötü. Yani birbirimizi severken birbirimize söylememek, birbirimizi sevmiyor olduğumuz halde birbirimizi söylememekten elbette daha kötü. Belki de ben konuşsaydım, herşey değişicekti diyorum; herşey daha kötü oluyor. Dünya kararıyor sanki. Sanki gecenin içinde bir daha gece oluyor. Çok bunalıyorum kendimden. Ben neden duvarları boyundan uzun bir adam oldum? Kendi mutsuzluğum benim eserim gibi. Ve sen… Kendimi hapsettiğim duvarların adıdır sen.
twitter.com/baharperest
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.