- 1843 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Beyaz kağıdın karşısına geçip ismini anmak
Beyaz kağıdın karşısına geçip ismini anmak, efsunlu birşey adeta, benim için pekçok hakikatin anahtarı oluyor. Sonsuzluğa açılan kapımın kilidi gibisin. Hakikat nedir? Hakikat hayatın en saf halidir ve biz onu arıyoruz. Sanıyorum, isminin benim gerçekler gerçeğine vasıl olmamda büyük bir payı var.
Neticesinde, hayatın hakikatini sana çarpmamla anladığım için (evet, ben çarpmak olarak tarif ediyorum bunu) ismini anmakla, sanki sihirli bir kelime anmışım gibi, kalemin rahatlıkla hareket etmesi normal. Sen de benim öğretmenimsin. Allah seninle bana büyük dersler verdi. Aşkın, vermeye devam ediyor. Seni hatırlamakla yaşadığım dalgalanma, yokluğunla çektiğim ızdırap ve bütün bunlar içinde hiç gitmeyen o boşluk, o birşeylerin eksik olduğunun unutulmayan hissi ve en aydınlık mekanlardaki loşluk; bunlar benim en yeni öğretmenlerim.
Kendimi önemsememeyi de senden öğrendim. Hayatımın merkezinde ‘ben’ vardım yoksa. Herşeyi benden, bana göre ve benim için sanıyordum, sen hayatıma girene kadar… Sen geldin, benim olanı mecburen ve zevk alarak terk etmekle, hatta benim olana içinde sen olmadan soğuk bakmakla değiştim sanki. Sen geldin ve varlığımın merkezi değişti. Şimdi sana göre, senin için ve sana dair herşey… Çok saçma, ama bu böyle.
Eski yazdıklarıma bakıyorum, şimdikilere bakıyorum. Aynı değilim. Cidden değiştirmişsin beni. Demek seni de böyle anlamam, yokluğunla da böyle barışmam lazım. Bana öğrettiğin herşey için, en ızdıraplıları için bile, öğretmenim, sana teşekkür ederim. Kasımda bir çiçek yollarsam sana, tuhaf karşılama. İnsan öğretmenine teşekkür etmek ister, ben de isterim.
Acı, büyük bir öğretmendir. Ayrılık, yine öyle… İnsan, öğretmenin verdiği her ödevi sevmiyor ne yazık ki. Fakat aradan yıllar geçtiğinde öğrendiklerinden başkasının omzunda kalmadığını hissediyorsun. Arkadaşlar gidiyor, dersler kalıyor. Lezzetler bile terk edip gider insanı. Mutluluklar, en vefasız dostlarımızdır. Ama acı, ondan vefalısını bulamazsın yanında kalmakta.
Hem onu terk ettiğin an değil sadece, onu terk edişini hatırladığın anlarda bile bir lezzet bulaşır dudaklarına. “Çok şükür, geçti!” dersin. Benim de senin beni bırakıp gidişinle aram böyle. “Çok şükür!” diyorum sürekli. Çok şükür… Çok şükür bu sıralar tek duam olmuş. Yeni birşey istemiyorum zaten Allah’tan. İsteyebileceğim hiçbir şeyin sensiz tadı yok. Ölümü bekliyorum bir nevi. Zaman doldurmak gibi. O halde bana düşen güzel bir şükürdür. Teşekkür ederim öğretmenim. Yalnızca teşekkür…
twitter.com/baharperest
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.