KAÇAK SEVGİLİM
Seni evin içinde , o koca gözlerinle gülerek bana bakarken ilk bulduğumda , neredeyse korkudan düşüp bayılacaktım.O gün akşama kadar üzerine bombalar yağan ,ağlayan ,ölen ,yanan ,kaçışan çocukları izlemiştim.
Bir anlık bir irkilmeydi sadece.O kadar tatlıydın ki, küçük bir cin veya hayal olman umurumda bile değildi.Çocuk olman ve sevimliliğin, korkularımı çabuk atmama sebep olmuştu .
Yıllardır tanıdığım bir çocuktun sen.Kopan bir filmin devamıydı karşılaşmamız.Kaybedilen ve bir anda yeniden bahşedilen bir çocuk.
Mutfak kapısının arkasında saklanmış ,yüzündeki o muzip gülüşünle beni şaşırtmak için bekliyordun.
Sonrası malum...Sıcak bir sarılma ,özlem giderme ve güzel geçen iki ay,evin içindeki oyunlarımız .
Tarihin sayfalarından, çok önemli bir karar verirken çekilip alınan ve aniden dünyaya gönderilen bir kumandan havası vardı sende.Hangi padişahın çocukluğuydun kim bilir?
Eteğimi tutarak dolaşmasaydın,inan çocuk olduğunu unutabilirdim.Bir anda bir yitiğimi bulmuşcasına dört elle sarıldım sana.
Seni ayaklarımda sallayıp yatağına koyarken de çocuk olduğun belliydi.Terleyen başın ve pembe yanaklarını öperken cennet kokuları yayılıyor, senden ayrılmak istemiyordum.Uyuman, ayrılık provası oluyor ve ben sen uyurken geçen saatlere dayanamıyordum.
Sürekli uzaklardan gelen sesin geleyim mi anne diyordu.Senin gelmeni ben de istiyordum fakat bu gerçekleşirse yine aynı mı olacaktın çok merak ediyor ,endişeleniyordum.
Geldiğin günden beri hiç konuşmamış,ağlamamıştın.Sadece gülümsüyor ve eteğimi tutarak dolaşıyordun.Sende insana huzur veren ,mutlu eden bir eda vardı.
Biliyor musun, cidden asil bir kumandandın sen.Terleyen saçlarını siliyor,pembe yanaklarından öpüyor,seninle oynayarak gün geçiriyordum.Sana sarılırken duyduğum koku da gerçekti.
Adını Üsame koydum, neden bilmiyorum , adın bile belliydi arşı ala da yazılmıştın kaderime.Beni hiç üzmedin ,yormadın doğrusu bu ama geleyim mi anne deme artık.
Sen geleyim mi dediğinde, ben bir rüyadan uyanır gibi uyanıyor ve her şey bir hayalden ibaret olduğunu anlayıp ağlamaya başlıyordum.Ben ağlayınca sen susuyor tamam anne diyordun.
Bu kadar sakin ,anlayışlı ve sevecen olmandan belliydi cennet çocuğu olduğun.Eğer sen dünyaya gelseydin bu kadar sakin olmazdın belki ama olsun ben seni yine çok sever ve bakardım.
Üsame sen hayal misin diye sorunca, bana kıyamayıp evet diyemiyor, eğer sen istersen gelebilirim anne diyordun.
Ben seni bu kadar severken nasıl gel diyebilirim ki !..
Üsame sen cennet çocuğusun , orada kalmalısın .Her zaman acılardan uzak ,mutlu bir hayat sürmelisin.Gelmek istediğin yer ikimizin hayallerindeki yer değil.
Ben seni seviyorum ,insan hiç sevdiğini ateşe atar mı?
İnsan elbette sevdiğiyle olmak ister.Fakat dünya seninle ,geçirdiğimiz o iki ay gibi olacak zannediyorsun.Hayaller her zaman mükemmeldir.Ben sana şimdi gel desem anla ki, seni hiç sevmemişim ve kendimden başka kimseyi düşünmüyorum.
Sana sarılıp cennet kokunla uyumayı hiçbir şeye değişmem.
Sen savaşın ortasında dehşetle bakan, annesini arayan o çocuğu gördün mü?Sağında solunda bombalar patlarken kaçışan, bazen ölen ,bazen de yaralanan ,hayatta yalnız kalan o çocukları gördün mü?Her yanı yanık içinde tir tir titreyen ,yaşadığına anlam veremeyen ,zehirlenen .vurulan ,dövülen,sövülen ,işkence çektirilen o çocukları görmedin biliyorum.
Görme zaten Üsame,sen hiç görme hatta unut anlattıklarımı,bana güven sadece.Dünya sana göre değil.Artık isteme olur mu ?
Ben seni kocaman bir adamın ,kocaman ellerinde sürüklenerek giderken görmeye dayanamam.İkimizde bütün bu hayalleri cennete saklamalıyız.
Filistin’de askerlerin kocaman elleriyle dövdükleri o çocuklar inan bize yetiyor .Dünya yaşanılmaz bir hal aldı, bir de sen eklenme lütfen.
Seni istemediğimi zannetmeni istemiyorum ,lüfen beni anla bir daha cennet bahçelerinden hiç kaçma olur mu?
Sen orada huzurlu bir ortamda arkadaşlarınla oynarken aklına gelirsem anne de ben duyarım.Bana selam yollamayı unutma çünkü biliyorsun ben dünyadayım sana selam yollayamam ,fakat senin selamların bana geliyor.
Artık gelme Üsame ,yakında beni deli zannedecekler.Ayrılık vakti geldi !..
Hadi Üsame uç cennetine!.
Dünyaya yakışmayan güzel çocuk sakın bir daha kaçma oralardan.Eğer gelirsen inan yüzüne bile bakmayacağım ve seni artık hiç sevmeyeceğim.
Sen oraya aitsin ,gidince dünyadaki arkadaşların için dua etmeyi unutma!..
Seni hep mutfak kapısının arkasından bakan kocaman gözlerle hatırlayacağım.
Seni özleyeceğim Üsame ,tombiş bacaklarına çorap giydirmeyi,mis kokularını,gülüşünü her şeyini.
Sen benim, büyük bir aşkla sevdiğim küçük sevgilimdin,seni hiç unutmayacağım.
Sen yaş nedir bilmiyordun, hiç görmedim gözünde ve hep öyle kal.
Ben artık çocuklarını diri diri gömen ebeveynleri çok iyi anlıyorum.
Hoşça kal Üsame
Hoşça kal cennet kokulum!..