Bayram şekeri
Dün bayramdı. Bayram anlamıyla yaşandı mı o başka sorun..
Sabah ekmek almak için evden çıktım. Annemi balkonda falan görürüm diye onun evinin
önünden geçeceğim yerden geçmek istedim. Annemi gördüğüm anda çocukluk arkadaşım
Afiye’nin kızıyla karşılaştım. Yanında eşi de vardı. Merhabalaşıp öpüştük.Valla yaklaşmadan
tanıyamadım dedim, nasılsın? Amcamlarla beraber müteahhide verip yaptırdığımız "Altın
evler"in alt kısmındaki apartmanın ikinci katını gösterdi. Satılıkmış, alabilirsek alacağız.
Ne güzel olur, keşke alsanız. Komşu oluruz dedim. Kredi çekmekte zorluk çıkardılar. Bir
daha bakacağız.
Annem balkondaydı. Anneme, nasılsın Fikriye teyze dedi. Annem ağır işitiyordu, duymadı.
Nazik bu kim? diye bana sordu. Afiye’nin kızı anne diye bağırdım. Nasılsın diyor. Annem:
"Sağol kızım, sen nasılsın?"
Onlarla konuşup güle güle, inşaallah hayırlısı olur dedikten sonra annemin hal ve hatırını sorarak ekmek almaya gittiğimi söyledim. Annem benim sarımsaklar sizin bodrumdaydı bi
getir bari. Turşuluk aldık, kuracağız da dedi. Tamam anne. Ekmeği alıp gelince getiririm
diyerek yoluma devam ettim.
Eski mahalle arkadaşları, çocukları veya tanıdıklarla selâmlaşmak beni her zaman mutlu eder. Bu mutluluk yıllar geçtikçe daha da artıyor. İnsan birlikte büyüyüp yaşadığı kişileri
görmekten mutlu oluyor.
Yaşadığım yer yukarı mahalle Çubuk’un ilk yerleşim yeri. burada Çubuk’un yerlileri oturur..
Ekmek almak istediğim yerde ekmek yokmuş. Aşağıya çarşıya doğru bizim yıllarca oturmuş
olduğumuz evin yanındaki ekmekçiden almak için o tarafa yürüdüm. Hükümet binasının
tam köşede karşısında bulunan eski küçük evin önünde tanıdık bir yüz gördüm. Bu Akkadın
aba dedikleri teyzeydi. Önce gülümsedim. Sonra yanına gidiip hal hatır sormak için yanına
gittim. Yanındaki kadını önce tanıyamadım. Öldüğünü bildiğim birine benzettim.Hatta ona
söyledim bunu. Acaba ben mi yanılıyorum diye sordum kendime dedim.
Akkadın teyze elini öpüp, yüzlerini öpünce cebinden hemen bir şeker çıkardı. Sunsalar
almazdım. Öyle hoşuma gitti ki elimde sevgiyle tuttum.
Akkadın teyze:
"Sen kimin kızısın?"
"Şu aşağı tarafta Fikriye, Bayram vardı ya hani..onun kızıyım..
Yaşlı nerdeyse pir pir olmuş kadın anlamamışca bakıyordu.
" Hani eski müftülerden." dedim.
"Haa, Bayram.." dedi..
Yanındaki kardeşiydi. Konuşurken onu da tanıdım. Nasılsın Halime abla dedim.. Sana iki
elbise dikmiştim. Hatırladın mı?
O da pek hatırlamadı önce sonra. Kız Nazik şimdi hazır elbise alıyoruz ya kolu uzun oluyor ya boyu. Bir elbise diksene bana. Şimdi dikmediğimi, o zamanlar çocuklar okuduğu için ihtiyacım olduğunu söyledim. Makina dersen bozuk. Aslında bunlar bahaneydi. Artık bu gibi
işlerden bıkmıştım.
Akkadın teyzenin altında bir arkadaş otururdu. Şimdi onun adını bile unuttum. O alt katta nasıl da gülüşerek oturmuştuk. Karşı düğün salonuydu.O gün düğün vardı ve oradaki müzik
oturduğumuz odayı dolduruyordu. O zamanlar sevdiğimi sandığım biri vardı. Oda aşağıda
arkadaşlarıyla birlikte bilmem müzik dinliyor bilmem salona girip çıkan veya o zaman Akkadadın teyzede kalan şimdi eşi olan kıza bakıyordu. O günden aklımda kalan bir şarkı var "Huysuz ve tatlı kadın" galiba salonda şarkıcı söylüyordu yada gençler o şarkıyı konuşuyorlardı sohbetlerinde.
Akkadın teyzeyle hiç konuşmuşluğum yoktu daha önce. Sadece halamgilin kapı önünde otururken görürdüm. Yanımızda durur hala kızlarım ve halamla veya yanımızdaki diğer kişilerle konuşurlardı. Başında bir atkısı olurdu, bütün Çubuklu kadınlar gibi.Tertemiz bir
elbise ve yelek görürdüm üstünde. Güleryüzlüydü. Hiç çocuğu olmamıştı. Kardeşlerinin
kızları kaldı sırayla yanında. Biri onun evinden gelin çıktı.
Akkadın teyze şimdi iyice yaşlanmış yüzü kırış kırış,beli eğilmiş kurumuş adeta.Ona içimde
saygı ve sevgi duydum. Allahaısmarladık, hoşçakalın derken anneme selâm söylediler.
Elimde sıktığım şekere bakıp gülümsedim. Bayram şekerimdi.O bayramlarda okul çıkışında
okul hademelerinin biz çocuklara dağıttığı.. Şekeri el çantama koyarken, gerçekten mutluydum.
Ben de yaşlanınca cebimde şekerler bulundurmalıydım..
31. 8. 2013 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Evet
zaman biraz daha olgunlaştırıp
hayata borcumuz azalınca
bizler de cebimizde/çantamızda şeker bulundurmalıyız.
Çok güzeldi.
Yazılarınız hep anılara götürüyor
insanlığın yaşadığı anılara.
tebrik ve saygılarımla düşündaşım
Bu sıralar kızın kaydı için İstanbul'a gideceğiz. Hazırlık vb. sebeplerle siteye pek giremiyorum.
O nedenle bazen şiirlerinizi okusam da yorum bırakamıyorum. kusura bakmayın düşündaşım.
Hey gidi günler heyyy.
Elimizde bir naylon poşetle şeker toplamaya çıkardık komşulardan. Sadece şeker değil tabii ki. Leblebi, fındık-fıstıkla da dolardı poşetlerimiz. Bayram günleri karnımız ağırırdı şeker yemekten de yine de yerdik.
Şimdi ne yazık ki küçük kasabalarda ve köylerde kaldı bu adetler...Yazık..Gerçekten yazık.
Çok çok güzel, sımsıcak bir yazıydı. Zevkle okudum bir solukta.
Ellerine, gönlüne sağlık.
Selam ve sevgilerimle.
Bizler bir şekerle mutlu olabiliyorduk, kol komşunun ellerini öpmek için sıraya girerdik, bayram bir başka güzel olurdu, mutluluk bir başka güzeldi, günümüz çocukları şeker kabul etmedikleri gibi, artık el öpme kültüründen uzaklaştılar zaten, güzel bir paylaşımdı, tebrik ediyorum..