- 847 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Atatürk Sizi Görseydi
ATATÜRK SİZİ GÖRSEYDİ
Merhaba, Atatürk hakkında bir anı, bu anı daha önce yazılmış mı bilmiyorum?
Ancak çocukluğumda bu olayı yakın tanıklarından duymuştum. Bu hatıra, burada çok insan tarafından bilinen bir gerçek:
Atatürk, İsmet İnönü ve yanlarında bir gurup askerle, Suriye’den dönerken atlarıyla, bizim komşu köyümüz Muratpaşa köyünden Kırıkhan istikâmetine doğru yol alırlar...
Burası düz ova olduğu için, geniş bir alan rahatlıkla görünür. Atatürk ve beraberindeki atlı birlik, köyden henüz çıkmışken, iki üç yüz metre ötelerinde yaşanan bir olaya, tanık olurlar.
Yaşlı bir Ermeni, (çerçi) yani seyyar manav, eşeğinin üzerine bağladığı, iki kasa üzümü köy köy gezerek satıyor.
İhtiyar çerçi, tarlalar arasındaki dar yoldan, ağır ağır ilerlerken, ona doğru hızla koşan iki genç var.
Bu gençler ihtiyarı tartaklayıp, üzümleri ellerindeki file torbalara doldurmaya başlarlar.
Bu olayı Atatürk, İsmet İnönü ve beraberlerindeki askerlerin hepsi görür.
Atatürk’ün emri ile, askerler iki genci yakalayıp getirirler.
Atatürk, bu gençleri bir iple atlara bağlatır ve Topboğazı mevkiine kadar onları bu şekilde yürütür. yaklaşık (20 km)
Bu arada köylüler durumu haber almıştır. Köyün ileri gelenleri ve gençlerin babaları peşlerinden yetişir.
Atatürk, gençlere unutamayacağı bir ders vermek istemiş olsa gerek, babalarının yalvarmasına rağmen silahını çıkarıp gençlere doğrultur.
“Böyle asalakların yaşaması ne babaya ne ataya ne millete hayır getirmez” der.
İsmet İnönü, “eminim bu ders onlara yetecektir, onları analarına bağışlayın deyince, Atatürk gençleri babalarına teslim eder.
Eh! ben şimdi size soruyorum, Atatürk, bir yaşlıya bu kadar hürmet ediyorsa, bu gençlerin işlediği suça, yaptıkları haksızlığa bu denli kızıp ceza veriyorsa, şunu yapanlara ne yapardı?
Yaşlıya mağdura verilen maaşı çok görenlere.
Kaldırımları sökenlere, işyerlerinin camlarını kıranlara, ormanları yakanlara
Polisini taşlayanlara, ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenlere.
Edep yerleri ağızlarında gezen küfürbazlara (haşa) dine, imana, Allah’a küfredenlere,
Ülkeyi bölmeye çalışanlara, ülkesinin kalkınmasını istemeyene, sanat eserlerini yağmalayanlara,
Gençleri sapıklığa sürükleyen zihniyete ne yapardı?
Vergi kaçıranlara, İnsan tacirlerine, organ mafyasına, fuhuşu modernlik sananlara, bebeğini çöpe atanlara,
Bayramda şeker almaya çıkan, üç/beş yaşındaki çocuklara tecâvüz edip çöplüğe gömenlere,
Ninelerin kolunu kesip bileziğini çalanlara, gaspçılara uyuşturucu bağımlısı ve satıcılarına, eş cinsellere, satanistlere ne yapardı.
Atatürk şimdi yaşasaydı, bir milletin kanı canı ile koruduğu hürriyetini, namusunu, kişiliğini, pavyonlarda, içki kumar masalarında, diskolarda, otellerde, bırakanları görseydi ne yapardı.
Kafanızda sarık olsa, şapka olsa, ne fark eder, önemli olan kafanızın içindeki...
Atatürk, bu milleti nasıl şaha kaldırdı? O zaman yine bu vatanda, Kürt, Türk, Arap... birlikte yaşamıyor muyduk?
Cephelere birlikte koşmadık mı? Kazmaya küreğe birlikte sarılmadık mı?
Cepheye, mermi taşıyan anneler, Kürt, Türk ve Arap anneler değil miydi?
Bizi ne birleştirdi sanıyorsunuz! Avrupa birliği mi?
Bizi Allah’ın birliği birleştirdi, bizi yozlaşmamış insanların iman dolu yüreği birleştirdi.
Allah aşkına, doğru okuyun, Kur’an-ı Kerim’i, Osmanlı’yı, Atatürk’ü doğru okuyun.
Batının, bizi mezheplere, ırklara nasıl böldüğünü okuyun.
Batının, böl, parçala, sömür ilkesini okuyun.
(Yurtta Sulh Cihanda Sulh) diyen Atatürk, acaba komşusu Suriye, kan ağlarken, duyarsız kalır mıydı?
İstikbal göklerdedir diyen Gazi Mutafa Kemal Atatürk, uzaya ilk uydumuzu (Göktürk’ü) gönderen başbakana, muhalefet mi olurdu, destek mi olurdu?
Türkün birliğini kuvvetini dünyaya ilan eden Türk Ordusu’na, muhalefet mi olurdu, destek mi olurdu?
Lozan anlaşmasının bizi sömürmek isteyen şartını, yüz yıllık hâin oyunu, ikinci kanal projesi ile bozan, Başbakana, muhalefet mi olurdu, destek mi olurdu?
Atatürk yaşasaydı, Kürt’üne, Türk’üne, Arap’ına aynı hizmeti götüren Başbakanına muhalefet mi olurdu, destek mi olurdu?
Atatürk yaşaydı, genç nüfusu arttıralım diyen, imanlı nesil yetiştirelim diyen bir başbakana, muhalefet mi olurdu, destek mi olurdu.
Avrupa’nın hasta adamı bol sıfırlı Türkiye’yi, hastalıktan, sıfırlardan arındıran bir başbakana, Atatürk muhalefet mi olurdu, destek mi olurdu?
Ben eminim, Mustafa Kemal Atatürk’te çapulcu değil imanlı nesil yetişsin isterdi.
Okuma, yazma seferberliği başlatan, Kur’an-ı Kerim’i, siz okuyun anlayın diye tercüme ettiren Atatürk, yıllar sonra sizin hala hurafelerle beslenip, dininizi aşağıladığınızı görseydi, size ne derdi? Ne yapardı?
İstikrarsız, ırklara, mezheplere bölünmüş, sağlam bir Hükümet bile kuramayan bir millet olmamıza Atatürk çâre aramaz mıydı?
Atatürk, Her seçimde bir başka parti hükumet kursun, birinin başlattığı eseri, icraatı diğeri beğenmeyip, yenisini başlatsın, sonra o tamamlayamadan bir başkası gelsin, sonra koalisyonlar yapılsın sonra bozulsun ister miydi?
Her yeni hükumet kurulması ülkemize tirilyonlara mal olsun. Ülkede istikrar olmasın, Avrupa’nın bol sıfırlı hasta adamı olalım ister miydi?
Türkiye halkının yarısından fazlasına, satılık, koyun gibi benzetme yapıp ta, lâik, çağdaş geçinenlere Atatürk ne derdi?
Atatürk, geçmişi doğru okuyan, geleceğe sağlam yürüyen, bir milletin lideriydi.
Bakın bu hükumet de! Geçmiş hatalardan ders alan bir milletin eseridir.
Mantıklı davranın, yıkıcı değil, yapıcı muhalefet olun. Doğruya doğru deyin ki, eğriye eğri dediğinizde dinlenesiniz.
Bu olumsuz tutumunuzda devam ederseniz bu hükumeti, üç kez değil, on kez daha seve seve başa getiririz. Böyle kendi tarihinize, kendi milletinize, kendi dininize Fransız kalarak, millete başka seçenek bırakmayan sizlersiniz.
Tarihi imandan soyutlamadan, bir bütün olarak okuyun. Atatürk’ü doğru okuyun, biz hem devletimiz, hem muhalefetimiz, hem milletimiz güçlü olsun istiyoruz. Biz dünyada ve yurtta sulh istiyoruz.
Birbirimize saygımız ve güvenimiz olsun.
Zaten biz hep böyle çekişmeler yüzünden, değerlerimizin kıymetini bilemedik.
Tutturmuşsunuz şeriat gelecek, erkekler dört kadın alacak diye, Müslüman ülkeler geri kalmış diye.
Yüce Allah ilk, Adem ve Havva’yı yarattı. Allah isteseydi bir Adem ve dört Havva yaratırdı.
Kardeşlerim, peygamber efendimizin zamanında şartlar nasıldı, şimdi nasıl?
Zaten aldatan, dost hayatı yaşayan, kuma getiren, bunu göze alan ne laiklik dinliyor, ne şeriat. Niye ille de bu konuda takılı kalıyorsunuz anlamadım ki?
Zaten devlet dul ve yetimleri maaşa bağlamış, artık kadınlar istemediği evliliği yapmak zorunda değil, bu sendromunuzun geçmesi için devlet daha ne yapsın?
Onu düşünüp üzülene kadar, şunları düşünün ve üzülün daha mantıklı.
İlk uçağı bizim bilginimiz buluyor, batı sahip çıkıyor geliştiriyor.
İlk matbaayı biz yapıyoruz batılı sahip çıkıyor, geliştiriyor.
Biz oraya yıllardır bedava beyin ihraç ettik.
Sonra onlardan parayla ürün ithal ediyoruz. Yeter artık, kafamızı, gündemimizi, zamanımızı bize zarardan başka bir şey getirmeyen şeylerle meşgul etmeyelim.
Bakın, Kur’an-ı Kerim bu evreni yaradan mühendisin kitabı.
Kur’an-ı Kerim, ilim ve medeniyetin hazinesi.
Bir örnek; ilk inen ayet, insanların mikroskobu bulmasıyla, öğrenebildiği bir bilgiyi, insanlara binlerce yıl önce haber vermiş.
Var mı ötesi berisi? Her türlü vesveseden arınalım ve artık elimizdeki kıymetleri göçürmeyelim lütfen.
Çocuklarımıza, ön yargılarımız ve hırslarımızla kirlettiğimiz bir dünya bırakmayı istemeyiz değil mi?
Selam ve Saygılarımla...
Leyla Gülsüren.
OKU
Yaratan Rabbinin adıyla oku!
2- O, insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı.
3- Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.
4- O Rab ki kalemle yazmayı öğretti.
5- İnsana bilmediği şeyleri öğretti.
6- Hayır! Doğrusu (kâfir) insan azgınlık eder.
7- Kendisinin muhtaç olmadığını zannettiği için.
8- Muhakkak ki dönüş mutlaka Rabbinedir.
9-10- Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü?
11- Gördün mü (ne dersin?) , ya o (kul) doğru yolda olur,
12- Veya kötülüklerden sakınmayı emrederse?
13- Gördün mü, ya bu (adam, hakkı) yalanlar, yüzçevirirse,
14- O adam, Allah’ın kendini gördüğünü hiç bilmiyor mu?
15-16- Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.
17- O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın.
18- Biz de Zebanileri çağıracağız.
19- Sakın onu dinleme de (Rabbine) secde et ve yaklaş.
YORUMLAR
Teşekkür Ederim Değerli Hanımefendi
Emeğinize, yüreğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Yerli yerinde bir anlatım buldum sayfanızda
Atam sen kalk ben yatam makamında çalan söylemlerle bir şey yapılmıyor gerçekten de
Ya da Atam İzindeyiz söylemini devşirip izin bitti şimdi nöbetteyiz demekle de
Kelime oyununa dayalı lafazanlıklar hani
İzm'leştirmek bir zaaf
Kavramların "izm" kılınması batı düşünce tarzının üretimi
İster Atatürk ister Erdoğan ya da başkasının mutlak bir hüviyete bürünmesi hata
İlahlaştırmak kapıdadır böyle anlarda
Şinasi'nin Reşit Paşa kasidesine çevirmemek gerek
Ya da Kemalettin Kamu'nun, Behçet Kemal Çağlar'ın kimi şiirlerindeki putlaştırma gelebilir akla
Şüphesiz Tevfik Fikret'in “Beşerin böyle delaletleri var. Putunu kendi yapar, kendi tapar" demesi misali bir putlaştırmak damarı var insanlığın
Hz. Ömer'in Hacerülesved taşı için Peygamberimizin öptüğünü görmesem kırar, parçalardım onu şeklinde ihtiyat şerhi düşmesi dikkate değer
Kuşkusuz bu kutlu taşın Kabe tarihi içerisinde bir saygınlığı bulunmakta
Atatürk yaşasaydı türü söylemlere pek itibar etmem, tarih geçmiş zamanlıdır çünkü, ve zaman ileri doğru akar daima
Ancak yine de Atatürk mesela İnönü kadar yaşasa idi yakın tarihimizin bazı temel mevzularında farklı adımlar atabilirdik diye düşünüyorum naçizane
Mesela Stalin ve Sovyet tehdidi ile NATO müttefiki olmaz, olsak bile şahsiyetli bir müttefik olurduk kanımca
İhtimal Kore'ye asker yollamaz, 27 Mayıs'da ihtilal yapıp NATO'ya Cento'ya bağlılık nutukları atmazdık
68 gençliğini de Amerika'nın güzel hatırı için bozuk para gibi harcamazdık
"Yurtta Sulh Cihanda Sulh" sözünü de, sizi tenzih ederek şüphesiz bir atalet felsefesi olarak okumamalı
O diplomasi inceliğiyle Gazi Montrö ve Hatay'ı gerçekleştirir
Balkan ve Sâdâbât Paktı ile eski Osmanlı Coğrafyası diyebileceğimiz ülkelerle komşuluk ve işbirliği antlaşmaları imzalarız
Nihayet Hocam
Çalışmalarınızda başarılar dilerim
Saygı ve selamlarımla...