- 429 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sen de Doksan Ver
SEN DE DOKSAN VER
Köyünaltı’na bostan ektik.Kumpür (patates) ağırlıklı.O yıl babam köyde.Kumpürün yanı sıra hıyar,mısır,soğan sarımsak,domates,kabak,kavun karpuz da var bostanımızda.Babam üstünde pervane gibi dönüyor.İyi ürün kaldıracağız.Umutluyuz.Kostü(köstebek) dadandı bostana.Kumpürü hallaç pamuğu gibi atıyor.Geldiği yerde koridor açıyor ki ürünün anasını ağlatmacasına.Bir toprak yığını bırakıyor.İnsanla dalga geçer gibi...
Babam baktı olacak gibi değil,Şıh Memet emmiden bir tüfek aldı.Şıh Memet emmi (Şenel)’nin lakabı Kulüboz’du.”Şıh Baba,Şah Baba” da denirdi.Neden bu lakapla anıldığını bilmiyorum.Ak sakallı,mavi gözlü sevimli mi sevimli bir insandı Kulüboz Memet emmi.
”Şıh” oluşunun hikayesine gelince bir zamanlar bizim köyde bir grup tarikat mensubu var.Tarikaçıların şıhı (şeyh) zaman zaman köye gelip müritlerini irşat ediyor.Kulüboz Memet emmi de mürit.Bir gün İninbaşı’ndan bakıyor ki Şıh Efendi eşeğine binmiş,Devecipınar’dan geliyor.Çorak’ı geçmiş,Değirmenin Önü’ne iniyor.Hemen Memet emmi gelmiş zikir odasına:”Şıhı’ım geliyor.Şıh’ım geliyor...”diye başlamış zikire.Transa geçmiş.Kısa bir süre sonra bakmışlar ki Şıh gelmiş.Bu olaydan sonra Kulüboz Memet emminin erdiğine inanılır olmuş ve” Şıh”lık mertebesine yükselmiş Memet emmi.
Evet...Babam Şıh Memet emmiden bir tüfek aldı.Kostünün deptiği toprak yığınını dağıttı.Doldurdu tüfeği.Pusuya yattı.Lakin kor (kör)kostü sezinlemiş olmalı ki babamın pusuda beklediği bölgeye yanaşmadı.
Şıh Memet emmi geldi:
”Böyle beklemekle kostü gelmez.Tuzak kuralım.”dedi.Bir düzenek hazırladı.Tüfeği iyice sağlama aldıktan sonra düzeneği tüfeğe monte etti.Bu bir çeşit bubi tuzağıydı.Kostü gelip toprağı teperse tetiğe bağlı tüfek ateş edecekti.Nitekim de öyle oldu.Tuzağı kurmamızın üzerinden çok geçmedi.Tüfek patladı.Koşup vardık tuzaklı bölgeye.Kostü param parça olmuştu.
Bostanda hıyar mısır oldu.Ben bostan bekliyorum.Babam sıkı tembih etti.Gözümü dört açmışım.Bostanın bulunduğu bölgede benden habersiz kuş uçmuyor.
Bir gün sabahın erken saatleri. Bölemgil (Ömer ve Talip Kaya) Çayır’a gidiyor:
”Hal’oğlu...Hayırlı sabahlar...Nasılsın?”dediler.
”Sağolun Bölelerim...”dedim.Bostandan hıyar,mısır almalarını istedim.Birkaç tane hıyar aldılar,gittiler.Dönüşte Ömer böle yine hıyar, mısır aldı.Buna razılığım yok.Baktım kelek de alacak:
”Böle ,dedim yüz verdik diye bu kadar da olmaz ki...”
Ömer bölem pişkin adam:
”Yüz vermezsen,sen de doksan ver hal’oğlu...”dedi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.