- 1360 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SENİRKENT İLÇESİNDE EĞİTİM, TARIM VE HİZMET SEKTÖRLERİNDE KALİTENİN YÜKSELTİLMESİ*
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Dr. İbrahim KARAER
15 Aralık 2012 tarihinde Sandıklı Hüdai Kaplıcaları Safran Otelinde yapılan toplantıda konuşan Senirkent Belediye Başkanı Sayın Hüseyin Baykal ve Büyükkabaca Belediye Başkanı Sayın Ali İhsan Temurçin kalitenin öneminden söz ettiler. Beldemizin kalkınması için kaliteye önem verilmesi gerektiğini belirttiler. Ben de bu konuda kısa bir konuşma yapmıştım. Konunun daha iyi anlaşılması için aşağıdaki hususlara değinmekte fayda gördüm.
Senirkent geçmişte dokumacılık ve eğitim alanlarında cazibe merkezi, yani marka olmayı başarmış örnek bir beldedir. Geçmişte Aolduğu gibi günümüzde de Senirkent, “Tarım” ve “Eğitim” sektörlerinde cazibe merkezi haline gelmelidir. Bunun için yeterli alt yapı ve insan gücü mevcuttur. Eldeki mevcut imkanların harekete geçirilmesi halinde Senirkent’in önümüzdeki 10 yıl içinde tarım ve eğitim alanlarında cazibe merkezi haline gelmesi mümkündür. Ancak cazibe merkezi olmak için bazı şartların yerine getirilmesi gerekir. Bazı zorluklara, fedakarlıklara katlanılması gerekir. Sözü uzatmamak için size gurur duyduğumuz atalarımızdan örnek vermek istiyorum.
1930’larda Senirkent halkının başlıca geçim kaynağı dokumacılıktır. Dokumacı esnafı ekmek yedikleri kapıya hor bakmaz, dokumacılığa kıymet verirler. Tabiri caiz ise dokumacılığın üzerine titrerler. O’nun beceriksiz, ehliyetsiz kişilerin elinde zedelenmesine, adının kötülenmesine izin vermezler. Dokumacı esnafı 1931 yılında Dokumacılar Birliği’ni kurarlar. Bu Birlik tarafından pazara çıkan dokuma ürünleri kontrol edilir. Bozuk malların satışına müsaade edilmez. Kalitesiz ürünlerin sahipleri teşhir edilerek kaliteli üretim teşvik edilir. Kaliteli ürünler Birlik tarafından damgalanır. Dokumacılar Birliği tarafından damgalanan dokuma ürünleri Türkiye’nin dört bir yanında rağbet görür. İstanbul’dan Diyarbakır’a Senirkent dokuma ürünleri pazarlanır. 1930’larda markalaşan Senirkent dokumacılığı 1940’lı 1950’li yıllarda zirveye ulaşır. Senirkent’in ekonomisi güçlenir. Halkın refah seviyesi yükselir. Eğitim ve kültür hayatı zenginleşir. Senirkent’ten başka il ve ilçelere göç eden aileler tekrar Senirkent’e geri döner. Senirkent Ortaokulu, Senirkent Devlet Hastanesi, Senirkent Kız Sanat Okulu, Yapı Sanat Enstitüsü, Senirkent Dokumacılar Kooperatifi Yün İplik Fabrikası bu dönemin eserleridir.
***
Bugüne gelince… Senirkent’in başlıca gelir kaynakları meyvecilik ve eğitimdir. Eğitim sektörü sayesinde hizmet sektörü gelişmiştir. O halde Senirkent halkı bu iki değerine sahip çıkmalıdır. Çiftçimiz en kaliteli ürünü yetiştirmek için çalışmalı, eğitim kurumlarımız eğitimin kalitesini artırmak için gayret sarf etmeli, esnafımız öğrencilere en güzel hizmeti sunma çabası içinde olmalıdır.
Eğitim, tarım ve hizmet sektörlerinde kaliteyi artırmak için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçe Tarım Müdürlüğü, SDÜ Senirkent Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü, Belediye, Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Ziraat Odası, Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri, yeni kurulan Kent Konseyi gibi resmi ve sivil toplum kuruluşları kendilerine düşen görevi eksiksiz yerine getirmelidir. En önemlisi Senirkent halkı, resmi ve sivil toplum kuruşlarına destek vermeli, onların geliştirdikleri projelerin uygulanmasına katkı sağlamalı, yeni projeler geliştirilmesi için arayış içinde olmalıdır.
SDÜ Senirkent Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü, akademik personelini Senirkent’in önünü açacak görüş ve düşüncelerin ortaya çıkarılmasını sağlayacak doktora ve yüksek lisans tezi hazırlamaları; bilimsel kongrelerde Senirkent hakkında bildiri sunmaları hususunda teşvik etmelidir. Ayrıca, Meslek Yüksekokulu öğrencilerine ders konuları ile ilgili Senirkent hakkında sosyal, ekonomik ve kültürel konularda alan çalışması yaptırılmalıdır.
Senirkent Meslek Yüksekokulu’nu Türkiye’de marka haline getirmek hedef olarak belirlenmeli ve bu konuda herkes çaba göstermelidir. Diğer taraftan ilk ve orta öğretim kurumlarında eğitim kalitesini yükseltmek için okul yönetimleri, öğretmenler ve aileler gayret göstermelidir.
***
Tarımsal üretimde verimi artıran, maliyeti düşüren, insan gücü ihtiyacını en aza indiren bilimsel ve teknolojik gelişmelerin uygulanması teşvik edilmelidir.
Tarım ürünlerinin pazarlanması konusunda faaliyet göstermek üzere “Üreticiler Birliği” kurulmalıdır. Üreticiler Birliği’nin çalışma amacı ve yöntemi bizzat üreticiler tarafından belirlenmelidir. Birliğin yönetiminde bizzat üretim yapan insanlar, yani üreticiler söz sahibi olmalıdır.
Senirkent ilçesinde yetiştirilen elma, kiraz, üzüm ve pekmezi marka haline getirmek için çalışılmalıdır.
***
Senirkent’in cazibe merkezi olmasında ve markalaşmasında dışarıdan gelen öğrenciler bizim en büyük yardımcı ve destekçimiz olacaklardır. Öğrencilerin görüşlerine değer verilmelidir. 1930’lu yıllarda Senirkent Afyon Talebe Yurdu Müdürü’nün yanlış uygulamalarına boyun eğmeyen bir neslin torunlarıyız. Afyon’daki yurdun öğrencilerden oluşan yönetim kurulu seçimine müdahale eden Belediye Başkanı Şevket Başyiğit’e kafa tutan, kendi yönetim kurullarını kendileri seçen bir neslin torunlarıyız.
Öğrencilere güvenmeliyiz. Öğrencilere her türlü dedikodudan uzak güvenli, huzurlu, sıcak mekanlar temin etmeliyiz. Öğrencilere en güzel, en kaliteli ve en hesaplı yemekler ikram etmeliyiz. Eğlence ve dinlenme mekanları, spor alanları sağlamalıyız. Toplum olarak onlara dostça davranmalı, her türlü kötülükten esirgemeliyiz. Bunu başarabildiğimiz takdirde Senirkent Meslek Yüksek Okulundaki öğrenci sayısı her geçen gün artacaktır. Kaliteli hizmetin ekonomik getirisi daha çok olacaktır.
***
Bir kez daha tarihe geri dönmek istiyorum. 1950’li 1960’lı, 1970’li yıllarda Senirkent’e dışarıdan çok miktarda öğrenci geliyordu. O yıllarda Senirkent eğitimde marka olmayı başarmıştı. Bunun sebebini hiç düşündünüz mü? En önemli sebeplerden birisi Kızılay Pansiyonu idi. Senirkent’in köylerinden, çevre ilçelerden, hatta diğer illerden gelen öğrenciler Kızılay Öğrenci Yurdu’nda o günün şartlarında kendilerine mükemmel sayılabilecek sıcak bir yuva buluyorlardı. En önemlisi “Senirkent’te öğrenciye kucak açan bir ortam buldukları için” Senirkent’i tercih ediyorlardı. Sıcak yuvanın yanı sıra, okullarda elde edilen başarıyı da göz ardı etmemek gerekir.
Başta, Senirkent Meslek Yüksekokulu olmak üzere diğer orta dereceli okullarımızın dün olduğu gibi bugün de Türkiye çapında başarıya imza atmaları en büyük dileğimizdir. Senirkent, güzellikleri yaşamaya layık bir beldedir. Senirkent’te eğitimde, üretimde ve hizmette kaliteye önem verildikçe daha çok güzellikler yaşanacaktır.
Dr. İbrahim KARAER
ANKARA / 13 Aralık 2012
*Senirkent Yükseliş gazetesinin Ocak 2013 tarihli 163. sayısının 2.sayfasında yayımlanmıştır.