- 1218 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ORMANCI' yım
ORMANCI’ yım
Evet, ben bir ormancıyım. Bu memleketin ovasına, dağına 20.000 (yirmi bin) fide diktiysem, onlara can suyunu verdirip , bakımını yaptırıp, koruyan biri olarak, bu sıfatı hak ettiğime inanıyorum.
Sağ yanağımda, büyük Marmaris yangının söndürmeye gidip, altı gün uğraşmamın bir nişanı da var. Mermi gibi gelip, yanağıma saplanan çam kozalağının hatırası. “ Bizi, neden yaktınız ey insan oğlu” der gibi.
Keşke, o izlerden birkaç tane daha olsaydı da , yan yana uzatılmış, yangından korkup ağaç tepelerine sığınan , orada engizisyon mahkemelerinin cadı kadınları yaktığı gibi yanan , 9 masum ayı yavrusunu görmemiş olsaydım.
Hani Anadolu’da bir söyleyiş vardır ya “ Ellerin kırıla, ataşlara gelesen”
Peki, benim derdim ne?
Bilmem ki neresinden başlıyayım. En iyisi yakınlarımdaki Belgrat Orman’ larından olsun. İçinde yaşam alanları bile olan , benim hep huzur solumaya çalıştığım yerden.
Ormandaki genç ağaçların derdi, ayaklar altında kalmak veya keçiler tarafından yok edilmektir. Yetişkinleri ise, öyle bir sevgili sarar ki, ölümüne sıkarak seven. Bu sevgili sarmaşıktır. Orman yolundan , tellerin beri tarafında takıntılı olarak , sarmaşık tarafından sarılıp, onun öz suyu ile yavaş yavaş zehirlenen binlerce ağacı , saya saya geçiyorum.
Bazıları sonunda sarmaşık ile sarılıp kuruyarak ölen ,ormanın hayalet gemi iskeletleri gibi duruyor. Yahu ,alt tarafı elinde küçük bir testere ile sarmaşığı dipten kesecek , ağacı kurtaracaksın. Yol kenarına bir sürü maskara şekiller yaparak (bayrağım hariç) çiçek dikip ,onu on gün ,ikinci ekimi yine on gün seyretmek , yüzlerce işçiyi çiçek dikip sökerken görmek ,dünyanın parasını , kumlara çizilen resimler gibi , deniz kenarına dökmek daha mı güzel sizce?
Orman deyince ,etrafına pahalı teller çevrilmiş ,bakımsız ağaç çöplükleri görüyoruz. Bir de gidin, insanların içine gireceği ,gezip, koşup ,yürüyüşler yapacağı, uzanıp rahatça uyuyabileceği , yabancıların ormanlarına bakın .Her ağaç “İşte benim gölgem ,benim köküm bu .Beslenme alanlarım ise yem yeşil üzerine uzanılası çimlerle kaplı ,buyurun oturun, takla atsın oğlan çocukları” der gibi. Etrafı temizlenmiş, dünya nimeti, imrenilesi .
Sonra ağaçları sarıp , keseler halinde sarkan onların kurumasına ,bil hassa çam ağaçlarının ölmesine sebep olan zehirli tırtıllar da var. Elinde uzun saplı makasla ,sürekli iki kişi keseleri düşürüp tırtılları yakmalı, ancak mücadele böyle olur. Onları da saymaktan bıktım.
Ormanlar bizim akciğerlerimizdir. İçinde yaşayan binlerce hayvanın ondan yararlanan binlerce insanın hatırı için ıslah işine el atılmalıdır. Herkesin ormana girmek , dolaşmak, o tertemiz havayı solumak hakkı vardır. Ama kimsenin ateş yakmak ,orman yangınına sebebiyet vermek hakkı yoktur. Bu konuda çok eğitilmeliyiz . Öğretmenlerimiz, çocukların hiç görmediği eğrelti otunun, üreme şemasını öğretmek yerine , o otun üzerinde uzanıp yatan öğrenciler hayal edebilirlerse.
Yani ormanlarımız yoldan geçerken içindeki balıkları seyrettiğimiz dokunulmaz akvaryumlar değildir. Bizler onun içinde ,onu hak ettiğimiz kadar ona saygılı yaşamalıyız . Bize saldırmadıysa zehirli yılanına bile saygı duyarak, ilişmeden ,fidanının ucunu kırmadan ,böğürtlenlerini ,yaban üzümünü, alıc ını ,kuzu kulağını ,çiğdem ini yiyerek .İçinde çadır kurup kamp yaparak ,onunla samimi bütünleşmelerle .
Yetkililer , lütfen ormanlarımıza, ormancı gibi ormancılar koyun .tabiata, ağaca, suya ,saygılı ve yürekten sevgili olsun.
E.Yaşar Ovalı 12.03.2013
YORUMLAR
Ağaçlara sarılıp salkım salkım sarkan sarmaşıkların görüntüsü, saatlerce seyretme isteği uyandırır bende. Görünüşe aldanmamalıymış, demek ki. Tam bir tabiat delisi olmam hasebiyle, imrenmedim dersem yalan olur: Tam yirmi bin ağaç! Maşallah.
Her yaz hektarlarca yanan, yakılan, yanmasına göz yumulan ormanlarımız içimizi de yakıyor. Yine de sizin gibi düşünen, hisseden insanlarımızın olması bu yangınlara da, yüreğimize de su serpiyor.
Güzel çalışmalarınız ve yazınız için en içten teşekkürlerimi iletiyorum.
Selâm ile.
kukurikuu
Evet o güzel ,yem yeşil sarmaşıklar ne yazık ki o ağacın
öz suyundan beslenerek, ağacın ölmesine kadar onu
sömüren asalaklar. Gerçekten görünüş ne güzel değil mi?
Hele yangınlar, bir de kasıtlı olunca insanın yüreği sızlıyor.
Sayfamda olduğunuz için teşekkür eder ,saygılarımı sunarım.
'' Elinizde dikilmek üzere bir fidan varsa ve o anda kıyamet kopsa bile o fidanı dikin. '' Diyen bir peygamberin ümmeti, ''Ormanımdan bir dal kesenin boynunu keserim'' Diyen bir padişahın nesli miyiz biz? Nsıl bu hallere geldik? Araştırmak ve buna çare bulmak zorundayız..Her yıl Kıbrıs adası büyüklüğünde toprağımız erozyonla birlikte yok oluyor ya da çölleşiyoruz...Ölüyoruz vesselam..Bu toplu intihara bir son vermek lazım..Ama gel gör ki hâla orman katliamı yapıyoruz.
Siz İstanbullusunuz sanırım..Bilirsiniz Beykoz Korusunu...Benim çocukluğumun Beykoz korusu bile evlerle dolmuş vaziyette..Yuşa Tepesinden karşı tarafa bakamıyorum...Her yer beton yığını.
Çok önemli bir konuya dikkat çekmişsin..Çok teşekkürler.
Selam ve sevgilerimle.
kukurikuu
Ne güzel sözlerle örnekleme yapmışsınız.
Erozyon ekilecek alanlarımızı kuşa çevirirken, eski ve yeni uzay
fotoğrafları arasında artık çoğu bölgelerimiz çöl olarak görünürken ,
hala çiçek dikmek, orman içine kaçak usullerle ev yapmak beni
delirtiyor.
Bu orman yangını sanki canlı bir şey Hocam.İnsanın birden arkasını
sarar da haberiniz olmaz. Bakarsınız sönmüş gibidir tam siz gidecekken yeniden yanar.
Rüzgarla işbirliği yapar , yağmurdan kaçar,insana düşmandır.
Hemen yanımdaki ekibin arkasını çevirip altı genç adamı yuttuğunu
sadece seyrede bilmiştik. Onları hatırlayınca ormanı ihmal edenlere
daha çok kızıyorum.
Madem çocukluğunuz Beykoz 'da geçti, aman Çavuşbaşı'na,
Ömerli'ye, Kurtköy'e gelmeyin Hocam. Bari kafanızda eski
güzellikleriyle kalsın.
Satgılarımla
sami biberoğulları
kukurikuu
Sayfamda olmanıza sevindim.
Teşekkür eder saygılarımı sunarım.
Yaşar Bey, yazınız, 10 numara bir yazıydı. Benim için orman dendi mi akan sular durur. Bütün söylemlerinize katılıyorum. Ormanlarımızın çoğu bakımsız, halkımız eğitimsiz. Orman kenarından geçerken, şoförlerimiz rahatlıkla yanık sigarasını atabiliyorlar. Ya da yanan bir mangalı söndürmeden gitmek gibi...
Hiç mi akıllarına gelmiyor, ağaçlarla birlikte yanacak o canlar! Sizin de saydığınız konular aslında yapılamayacak şeyler değil, onca çiçeği ekip dikeceklerine ormanlarımızı ıslah etseler kıyamet mi kopar!
Tebrikler, saygımla...
kukurikuu
Ormanlarımızı ya inşaatlar için ,ya da toprak kazanmak için
sürekli yok ediyoruz. Şimdi 2b diye bir şey de çıktı ya
seyredin katliamı .
Ormanı içinde yaşamayan kimse onun ne kutsal bir
Tanrı hediyesi olduğunu anlayamaz.
Teşekkür ederim.