- 628 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Türkiye,Terör Sorununun Çözümü Yaklaşımı Hakkında Ne Düşünüyor?
Türkiye,Terör Sorununun Çözümü Yaklaşımı Hakkında Ne Düşünüyor?
Bilmiyorum. Elimde 10.000 denek ile yapılmış usturuplu bir anket yok. Özenle hazırlanmış soruların yöneltildiği, ülkenin nabzını tutacak kıvamda fikir verecek bir çalışmaya şahit olmadım; fakat şahsi kanaatimi başlıktan biraz uzak bir bakış açısı ile aktaracağım; bakalım ortaya ne çıkacak.
Aslında Türk’ün, Türklük kavramı ile bir sorunu var. İlkokulda başlayan sistematik bir zihin yönlendirme mekanizması, tabii olmayan bir algıyı kabullere ölçüt kılmak için işleyip duruyor.
Irk tabiidir evet ve fakat ırkçılık tabii değildir. Kavim kavim olmanın anlamı tanışıp kaynaşmak içindi; bölüşüp ayrışmak değil…
Nasıl bir sistematik çalışma ki Türk’ün Türklük ile problemi olmasını sağlıyor derseniz, ayrıştırma ve farklılaştırmaya hizmeti ciheti ile derim…
‘Türk’ün Türk’ten başka dostu olmaz’, ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’, ‘Türk’üm, doğruyum, çalışkanım’ gibi onlarca sübliminal mesajı haiz cümlecik terkipleri periyodik kullanımlı ilaç alımları gibi günde, haftada, ayda, yılda belli zamanlarda taa çocukluktan itibaren zihin ve kalplere susuz yutturuluyor.
Milliyetçilik akımları malum Avrupa’dan ithal edildi ve zamanımızda ise bakıyoruz, Avrupa artık bu tip akımlara zerre prim vermiyor. Avrupa kıtasındaki devletler, devlet olmanın en kutsal varlığı addedilen sınırlarını bile kaldırdılar ve bir arada, birlikte daha kaliteli yaşam koşulları adına, sırt sırta bir gayret içindeler. ‘Sen Almansın’, ‘İngilizsin’, ‘Rumsun’ deyişlerine uzun zamandır tüm Avrupa Fransız!
Böyle bir zamanda ırk bazlı bir ayrışım algısını kim neden körükler, yaygınlaştırmaya çalışır? İyi anlamak lazım.
Türk üstün, Romen ne peki, düşük mü? Laz, Türk’üm dediğinde mi kıymetli? Kürd’ü karda yürürken kart kurt ses çıkaran Türk ile izah kimin göbeğini hoplatıyor? Belli bir ırkın üst kimlik olarak ortaya konulması yaklaşımı vicdanlarda kabul görmüyor olsa gerek. Bu kavram belki bazı ırkçıların hoşuna gidiyor ve göğüslerini yüz yıllık dolduruşlar gereği kabartıyor olabilir; fakat bu tercihleme nifakı da ardından sürüklüyor.
Bir yandan ‘ya olduğun gibi görün; ya da göründüğün gibi ol’ söylemi saygıya değer addedilirken, diğer taraftan bir Kürd’e ‘Türk olursan Kürt olarak var olursun’ dayatması doğal gelmiyor.
Esasen bizi kıymetlendiren ırklarımız değil… Kimse şu ırktan olayım dilekçesi ile doğmadı anasından. Bir insanın Türk doğması, tercihinden dolayı değil; fakat Türkçülüğü kesinlikle bir tercih olurdu. Es kazara Ermeni değil de Türk doğan biri Türkçülük yaparken bir Kürd’ün Kürtçülük sevdasına düşmesini kınaması ne ile tefsir edilmeli? Öyle ya Ermeni doğdu diye Türk’e düşman olan tarafı da var bu işin bir de…
Efendiler! Dün Almanya’da üstün ırk söylemi ile Hitler, aklımıza bile gelmeyecek övgüleri ırkına tahsis etmişti. Etmişti de ne olmuştu? Üstünlüğün Almanlıkta değil, adamlıkta olduğunu fark etmeleri ile birlikte her kavgalı oldukları ile devasa bir organizasyona imza attılar ve şimdi kendilerini tanımlarken Avrupalıyız diyorlar.
Öyle bir düşmanlıları vardı ki bizim kan davalarımız onlarınkilerin yanında Cin Ali Serisi kalırdı! Bunlar savaşırken birbirlerine, bir insanın bir insana yapamayacağı envai çeşit zulmü reva gördüler. On milyon insan bu savaşlarda yok oldu. Irzına geçilenler, işkence ile öldürülenlerin haddi hesabı yoktu. Fransız, Alman, Yunan, İtalyan canlarına okudular birbirlerinin ve savaşlar sonrasında geriye baktıklarında gördükleri geleceklerinin perişanlığı oldu. Birleştiler, kavuştular…
Onları bir araya getiren, bu birliğin ilerlemesine, gelişmesine neden olan olgu asla ırkları değil; ‘ırk bazlı ayrışmanın canı cehenneme’ deyişleri oldu ve bu söylem onları yüceltti.
Açıkça ifade etmeliyim ki; ırkçı bir Alman’ın yanında ırkçı bir Türk’ün ırkını savunma gayreti devede kulak mesabesinde kalır. O kadar dehşet ırklarına düşkündürler ve bu adamlar bunca ırkçı yaklaşımlarının köküne kibrit suyu dökerek, ırkçılık ile değil, birleşme ile ilerlemenin mümkünlüğüne kanaat getirmişlerken, bizim bu topraklarda Türkçülük, Kürtçülük yangınına benzin dökmemiz ihanetten başka hangi kelime ile nitelendirilebilir? Kanımca cehalet… Başka da bir kelimeye dilim varmıyor.
Bir Türk’ün en büyük ihaneti, daha kaliteli, daha medeni yaşamları hak eden ırkdaşını, perişan hayatlara mahkum etmektir. İnsan, kardeşinin zayıflığını, darlığını, acizliğini, perişanlığını ister mi? İstemez ise, kafayı kuma gömmek saçmalık. Bu topraklarda yaşayan değişik ırklara mensup bir çok insanın varlığını inkar etmenin, onları ötekileştirmenin, asimilenin bizi ve tüm coğrafyamızı paylaşanları darlığa, perişanlığa, acizliğe sürükleyeceğini bilmek için arif olmaya gerek yok.
Bazılarımız övünme işlerinde uzmanlar maşallah! Osmanlı Devleti bir birleşmiş devletler topluluğu gibiydi. Her ırk ve dinden insan bu yapı altında, tam bağlı yarı bağımlı, uzun yıllar varlığını sürdürdü. Böylesi devasa bir idare mirası terk edilip, Fransa’dan, İngiltere’den idari maslahatı haiz ilkeler ithal edilince işte hala iki yaka bir araya bir türlü gelmiyor, ne diyeyim…
Maksat anlaşıldı kanaati ile diyeceğim şu ki:
Bu coğrafyada yaşayanlar olan biteni doğru okuyacaktır, bu noktada hiç endişem yok…
YORUMLAR
Söylenecek çok şey var fakat korkuyorum..ne olur ne olmaz?
Birinin kara kaplı kitabında listedeki isim olmak istemem..
O sebeple yorum yapamayacağım...
Sizin kadar cesaret yok bende...
İnsanlar eşit olabilir mi?
Nasıl olabilir ?
Yani şimdi siz Yaratan eşit yaratmış derken ne demek istediniz?
Biz yani bizden biri dünyaya bedel değil mi?
Nasıl olur !!!
Selam ile...