- 943 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
laiklik (serdal şahiner-alanya)
İnsan zor bir canlıdır .hiç şüphesiz doğanın en önemli özel yaratılmış bir canlısıdır .bu özellik onun için hem bir sorumluluk hem bir mucadele gerekçesini yaşama taşımaktadır.
Yaşamı iyi tolere edebilmek için önce kendi durumumuzu iyi analiz edebilmeliyiz,kimiz,nasıl bir ailenin nasıl bir törenin içindeyiz .ekonomik sosyal bütünlügümüz neyle sınırlı (sınıfsallık )olumsuzluklarımız ney? Bu olumsuzlukların degişkenligi hangi yönde olabilir. Yaşamı kendimiz için ne derece pozotife dönderebiliriz.biz sosyal bir varlık olarak nerde duruyoruz !
Toplumcu yaşamımızda bizi etkiliyen ana yönerge bir ailemizin olması ve o ailenin toplumsal çizgisidir !bunun genliginde bir küme elemanı oldugumuz çevremiz ikinci çemberi oluşturur. Ve bu millet olgusuyla geniş bir çerçivede etkenleşir.biz bu rüzgarların topragında kişilikleşiriz yada bunu başaramayıp öteleniriz.sonuçta durum ne olursa olsun toplum içindeyiz ve yaşamımız boyunca bu toplumsallıgımız her konumda bizi etkiliyecek ,yaşadıgımız toplumun entelektüel seviyesi bu etkileşimi hiç şüphesiz daha iyi bir hayata daha kolay ulaşmamızı saglıyacaktır .bu bizi bölgesel yansımalarla bogan lokal yanılgılardanda kurtulma şansına yöneltir.yaşamda var olmak ,ve bu varlıgı özgür bir toprakta evrenselleştirmek dünyayı kucaklamak özüyle barışık gılabollaşmak ! (kültürel )
Yirmibirinci yüzyıul çok karmaşık bir süreci toplumsal dokuda öne çıkartıyor ,yaşadıgımız cografyada kalıpsal görünen bir çok düzensel oluşum yerini yeni yapılanmalara bırakacak gibi ! burada bu süreçte ilkesel olarak kültürel genleşmeye açılırken binlerce yıldan süzülen kavramları iyi anlamamız ve onu iyi kavramamız gerekliligi ortaya çıkıyor. Anadolu cografyasında bu kültürel odagın ana çekirdegi Türklük gerçekliginin göz ardı edilmemesi gerektigidir! Kültürel birlikteligin ana kalıbı Türklük olgusunu dışlıyarak gerçekleşme şansı bu topraklarda pek mümkün olacak görünmemektedir,çatı kitleleri içinde bütünleştirecekse Türklük kavramını ötelemenin gerçekligi olmamaktadır.
Bazı akedemik çevreler dinin milli kütlerlerin yerine geçebilecegi yanılgısını taşır görünsede din kültürel karekteristikte çok önemli bir etken olmakla birlikte dini inançla karıştırmamak geregini unutmamalıyız,dini siyasal yapılanmaların baş etkeni yapan toplumlarda gelişme ve entelektüel düşünce asla kendine yer bulamaz ,bu dininde bir ögreti olarak idolojik bir özselliginin bir sonucudur.inançlı olmak ölümcül bir fani için dogal ve gerekli bir gerçeklikken onu kalıpsal idologların taasubunda tutmak din,i yaşamın lokomotifi yapmak o topluma çagın içinde kalma şansı tanımaz! Bu inançtan ziyade dinin normlarının insan aklıyla sınırlı olmasından ve din adına karar verir görünen otoritenin yetmezliginden kaynaklanır . günümüzde tanrı ile diyalogu olan bir pergamber olmadıgına göre din adına konuşulanlar hep okunuşanların aklının alabilecegi seviyeyle sınırlıdır.ve yoruma tabidir. Yoruma tabi her şeyse yanılgıyı içinde taşır.bunun içindirki çagdaş olabilmenin temel karekteristigi laiklik kavramıdır.
YORUMLAR
Serdal bey, laiklik temelinde yapmış olduğunuz yerinde ve doğru tespitler için hemfikir olduğumuzu belirtmek istiyor ve sizi tebrik ediyorum. Anlatımınız akademik tarzda olsa da, konuya ilgi duyanların, bu konuda birkaç kaynaktan beslenmiş bir okurun anlayamaması için sebep yok. Diğer taraftan yazınız da o kadar çok yazım ve imla hatası var ki bu da okumayı oldukça güçleştiriyor. Bunu da bir eleştiri olarak almanızı rica ediyorum.
Saygılarımla,