Ölünün Ardından....
"Dosyalar masamın üzerine yığılmış, elim gitmiyor, başımı kaldırıp bakınca dışarıdan vuran güneşin ışıltılarıyla dans eden toz zerrelerinin dansını seyrediyorum" desem yalan olur.
Öyle bir şey yok.
Şimdi "bilgisayar" denilen aletin üzerinden her işlemi yapıyorum.
Bu satırları yazarken çalıma arkadaşlarıma "işler yoğun" havası atabiliyorum.
Aslında başka bir konuda yazıyordum fakat konu nerden geldiyse "lüm ve ötesi" konusuna dayandı zihnimde.
Diğer tarafta neler oluyor?
Kim ne tarafa nasıl alınıyor?
Muamele yapanlar nasıl davranıyor?
Düşün dur işin yoksa. valla sanki bilsen ne olacak.
Allah bizi imtihan için göndermedi mi dünyaya?
E daha ne?
Ne düşünüyorsunuz imtihan dünyası bu dünya. yani arabam yok, yazlığım yok, helikopterim yok, jet Skim yok,manitam yok, fitilim yok diye şikayet etmenin alemi ne?
Dünya imtihan dünyası.
Bir zamanlar doğru söyleyen bir adam vardı desinler diye değil, sırf doğruyu bulmak, bilmek ve insanlara aktarabilmek gayretiyle bir sürü boka basmış bu kardeşiniz şimdilerde yeni ve taze büyük bir yığına basarak kendini sizin uğrunuza feda etmeye hazırlanıyor.
Bismillah...
Hade bakalım buyurun cenaze namazına..
Yok benim değil...
Mübarek zatlardan birinin namazı kılınırken cemaati muhteşem bir misk-i amber kokusu sarar. E adam zaten evliya, ruhunun geçebilmesi için kapılar açılınca öteki tarafın kokusu kaçmıştır bizim tarafa diye düşünür cemaat.
Sonra esans satıcısı Hacı Necmi Abi’nın esans kutusunu devirdiği anlaşılan ona da " Var onda da bir keramet" der işi bilenler.
Doğrusu hakk-ı âlileri var.
Keramet var mübarekte, daha doğrusu vardı. O gidince Kerametleri evladı muhtereme bıraktı. Artık o bize gerekli kerametleri en okkalısından gösterecek şükürler olsun.
"Ben sadece bir emekliyim üç yüz yetmiş lira aylığımdan başka bişim varsa düzün beni" diye haykıran mübarek zat-ı evliya mümin kardeşlerinden tokaladığı milyarlarca lirayı iki ünlü şarkıcı türkücü hanımın acil ve elzem ihtiyaçları için sarfederken neler düşünmüştür ,kim bilir?
"Kol kırılır yen içinde" diye ortaya laf atan atamı bir bulabilsem biratasözü de ona şaklatıcam da adam ortalıkta yok.
Emin olun bu tür ataasözlerini söyleyenler ya ölmüş,ya gülmüş ,ya da düzlüp kaybedilmişinden oluyor.
Kapısına dayanan dört daire ve bir kamyonunu satıp helal kazanç ,faizsiz yaşam uğruna bütün parasını "İslami Finans" kurumnuna yatıran hacı Fahrettin amcaya alacağı karşılığında "hacı abi biz sana temizlik robotu verelim ,bir de elektriklşi akapunktuır aleti verelim siz şimdi Hacı teyzeyi tam akapunktur yapamazsınız bu yaşta alın o aletlen Hacı teyzeyi akapunk akapunk yapın gidin evde ,sobanın arkasında..he" diyen muhterem evliya hazretlerinin nereye gittiğini zannediyorsunuz?
Direkt cennet-i alaya uçup, oradaki finans ağaçlarından birinin dalında tünemiştir kesin.
Dala takılmış olabilir mi?
Kim soruyor bu münasebetsiz soruları?
Lütfen ölünün arkasından hayırla konuşulur.
Biz de elimizden geldiği kadar, dilimizin döndüğü, göntümüzün yediği kadar milletin anasını belleyenlerin arkasından hayırlar uydurup konuşacağız inşallah.
Millet soyup soğana çevirecek, biz de "yen içerisinde " bırakacağız inşallah.
Evliya televizyon kanalında müminlere döt göbek sallandıracak, gece de "şam tatlı sana bedava" ben de sabah kalkıp abdest alacam.
Kendimi asarım yemin olsun.
İbneye "ibne" deme.
Puşta "puşt " deme...
Adama ne diyeceğiz bunlara "adam " der isek?
Bir de evladı muhteremi ABD adlı her nevi icazetin verildiği memlekete gönderip o zamanki Clinton ile bir toplantıda rastlaştırıp adamın arkasından başını uzatıp fotoğraf karesine sokunca dedelerinden kalma gazetelerinde " gazetemizin bilmem ne kurulu başkanı beyefendi ABD ’de Başkan Clinton ile görüş alış verişinde bulundu" diye başlık atmazlar mı?
O Clinton zaten stajyer yer.
Seni ne yapsın tontiş çocuk.
O değil de düzülüp düzlüp "elhamdülillah" diyen hacı taifesine ne demeli?
Bir de devleti ne kadar zortiks yaptı bilen var mı?
Aman olmasın, insanın yaşam damarları zedeleniyor yeminlen.
Devleti dolandıranların el üstünde tutulduğu, arkasından "Hakka Yürüdü" diye başlık atılan başka bir ülke var mı merak içerisindeyim?
Adam bir de "Hakka Yürümüş" meğer.
Boğazdaki yalısından kalkıp İBB Boğaziçi İmar Müdürlüğünün helikopter pistinden havalanıp Yenibosna’daki işyerine gelen zat-ı muhterem milletin paralarını iç edince "ben bir emeliyim hiç bir şeysim yok" diyerek ortaya çıkmaz mı?
Bizim millet de ...
Ne milleti yahu!
Enayi bu yığınlar!
Sığır gibi güdülerek yaşamaya Sultanımız zamanından beri alışıklar.
Ha sağmal inek, ha bu tip insanlar.
Adamlar ne yapsın?
"Ver" deyince hoppa yatağa yüzükoyun uzanan bir topluluğa ne yapsın mübarekler?
Fazla bir şey yapmadıklarından "evliya " diyorum zaten bendeniz.
Bir de "doğruyu eğri, eğriyi ebesininki gibi" göstermek isteyenler var.
Memleket "Evliya" doldu.
Evliyaların dedikleri dinleniyor, Efendimiz (S.A.V.) ‘in dedikleri ezberlenip toplulukta itibar malzemesi olarak yeri geldiğinde önce Arapçası sonra da Arapçası gibi ezberlenen Türkçesi izah ediliyor.
Millet de “ vay be hocaya bak ne derin hoca” diyor ve veriyor da veriyor.
Millet verdikçe de diğer tarafta her hafta bir koca alıp deviriyor sanatçı avratlar. E koca da masraflı, cip alacan, iş kuracan, ebesini zi… Zor masraflı tabi, birkaç finans kurumu olsa anca yeter.
Hadi bunlar yaptı hayırlısıyla milletin anasını belledi de bu durum karşısında “susup” etrafa bakanlara n demeli?
Duymayanlara, halkın derdini haykırışını duymayanlara ne demeli?
Bence de Hocam!
Sami Hocam gibi demeli tamam fakat uyanık olmalı.
Adam olmalıyız biraz da!
Hırssıza “hırsız” arsıza “arsız “ demezsek adam olana da “ADAM” demek zordur bilesiniz.
Allah için elinizi vicdanınıza koyup söyleyin.
Hoop..vicdana dedim aga sen nereye koyuyosun ya hu!
Ben söylüyorum…
Sonra “Yok benim habarım olmadı, bana demediniz” demek yok.
Haklı mıyım?
Haksız mıyım?
Bu ilahi çizgiden çıkan yandı. Bıyıkları badem olsa da, sakalı iki tutam olsa da, çarşafı kap kara olsa da, yüzüğü gümüş, dişlerini her saat misvaklarsa da çizgiden çıkan yandı, bitti kül oldu.
Geçmiş olsun.
Adamı şatafatlı cenaze törenleri en pahallısından mermer kabirler cennete götürse hadi dersin oldu da bitti maşallah.
Ama öyle değil.
Adama soracaklar milletin parasını çarpıp kimlere hangi göbek atma uzmanlarına yedirdin diye.
Ben bu dünyada hesap versinler istiyorum.
Sıra kapalı küçük kız çocuklarına “Arabistan’a gidip okusunlar “ diyende.
Bekliyorlarmış öbür tarafta.
Törenlen alacaklarmış tezgâha.
O zaman ak tavuk kara lavuk kimmiş göreceğiz.
YORUMLAR
Müslüman aleminin bir mübarek kitabı, bir mübarek peygamberi var. Kitap da peygamber de aynı şeyleri söylüyor: Yalan söylemeyin, hırsızlık yapmayaın, hak yemeyin, yanlış teraziyle tartmayın, yetimin hakkını yemeyin, kul hakkını ben değil o kul affeder,kul hakkııyla gelmeyin, helal kazanın, stoklamayın, size yeteninden fazlasını dağıtın......v.s. v.s....
Japonya'da din Şintoizm'dir. Deprem olduğunda market alışverişi yapanlar o esnada sepetlerindeki malları raflara geri koymuşlar parasını ödeyemeyecekleri için.
Bu örnek bile kitabı ve peygamberi olan bir toplumla şintoistler arasındaki farkın nereden geldiğini sordurmaya yeter insana?
Müslüman alemin gözünün hep başkasının malında, hayatında... olması nasıl açıklanır? Nasıl açıklanır güzel ahlaklı olması gereken bir müslüman (!) ın ahlakı hep başkalasında arıyor olması? Nasıl açıklanır adıyla baş kesilen başverilen bir Tanrı'nın ve peygamberinin dediklerinin tersinin hepsinin müslüman denenlerde mevcut olması? (Elbette aşkla ve tertemiz kalple Allah'ı arayan ve bulanlar bunun dışındadır.
Sanırım sadece kör ve affedilmez cahillikle. Kur'an der ya: Ben aklını işletmeyenlerin üstüne pislik yağdırırım .
Uzun yazdım. Çünkü ben bir devlet memuruyum dersem anlarsınız.
Elinize emeğinize sağlık "Erolabi" Var olun.
erolabi
Neden böyleyiz...
Sonra bir merhum Hoca bana cevap verdi de düşünmekten azlettim kendimi..
Bizim melekette karpuz yetişmez....Meyvesşi büyür kocaman olur..Fakat içi kelek kalır..
Çünkü Karadenizin güneşi karpuzun içini olgunlaşmasına yetmezç...
dışardan oldu zannedersin ama kesip içine bakınca "kelek" olduğu anlaşılır.
memleketimin insaı da böyle ..
Dışardan "Devrimci" İslamcı" "Özgürlükçü" Liberal" zannedersin ama ...
Karpuz gibi de bıçakla yarılamadığı için...
beklemek lazım...
Selam ve saygı ile.
Sevgili Erol
O efendi hazretlerini sanırım tanıyorum. Bu hazretin bir kerametini de ben anlatayım:
Bu zât çeşitli ve değişik iş yerlerinden birisine bir yönetici ataması yapacak olmuş..Müracaat edenlere şunu demiş '' Sen bu işe girebilmek için bir ölünün gassala teslim olduğu gibi bize teslim olacaksın..O bakımdan evinde ne kadar para edecek şey varsa sat. Evini arabanı da sat.Elindeki parayı altına çevir. Altınları bir keseye koyup bize getir...Adamlardan birisi bu denilenleri yapmış. Efendi hazretleri almış bu bir kese altını ve Boğaz Köprüsüne çıkmışlar..Oradan keseyi Boğaza atmış ve o adama dönüp '' İşte şimdi dünya denilen faniden tamamen sıyrılıp insan-ı kâmil oldun'' demiş. Efendim sonra adamı alıp şirketteki odasına getirmiş. Adam masasına oturacağında bir de ne görse iyi: Masanın üzerinde ıslak bir kese ( Belli ki denizden çıkmş(!) ) Kesenin içinde de altınları...( Tam mıymış, eksik miymiş o konuda bir malumatım yok.)
İşte böyle...Hani dünya bir ÖSYM merkezi ya...Bahsi geçen adam bu sınavı alnının akıyla atlatmış....
Ben de ufak çapta da olsa atlattım bu sınavı...Yukarıdakinin aynısı bir elektrik sobası piyasada 20 lirayken ben 140 lira verip bu efendinin mamüllerinden satın aldıydım.
Eeeee...Sınav bu...Var mı öyle üç kuruşa beş köfte...Atlatmak için biraz çıkma yapmak gerekiyor...Biz İZAHLI TECAVÜZ YÖNETMELİĞİ ni boşuna mı yazdık?
Haaa..Bu arada millete hava atma sanki kendin çok uyanıkmışsın gibi...Hemvey olayını unutmadım....
Selam ve sevgiler.
erolabi
O Amway olayında ismi de tam bulmuşlar..Bu milletin Amway'ını çıkardılar valla.
Abi bir garip Hacı amca da "İslami TV "kurulacak diye Yalovada arsasını satıp hibe etmişti.
Cenazesinde on kişi vardı yoktu..
Gerçi kalabalık olsa ne olur..
Boşuna dememişler "kala*Balık" diye de..
Vefa işte..
Selam ve saygı ile.
erolabi
Selam ve muhabbetle..
Urfa'lı bir arkadaşım var, Erol Bey,
Karşısındakine iltifat etmek isterken, hani; ya sen ne harika insansın, demek yerine kendince aynı anlama gelen, ve de Urfa şivesiyle şöyle der: "Ya usta sen nasıl bir adamsan ya!"
Ben şimdi ne diyeyim bu güzel yazıdan sonra?
Ya Erol, sen nasıl bir adamsan ya :)
Harika bir yazı yine....
Bu arada, şu an yazmakta olduğum bir öykü var, bu konuyla örtüşecek, mizah ögeleri de taşıyan bir öykü. Normalinde yazdıktan hemen sonra yayınlamam ama bu öyküyü fazla bekletmeyeceğim. Bitince koyacağım sayfama, birlikte güleriz.
Saygılar...
erolabi
Çok teşekkür ederim değerli Akdemir.
Öyküyü de merak ettim...
Selam ve muhabbetle..
erolabi
Adam soydu insnaları Müslüman TV kuracağız diye..Paraları dansöz karı ile yedi..
Gerçi böyle dindarlara da böyle efendi yakışır..
Sağol bacım