- 1984 Okunma
- 20 Yorum
- 5 Beğeni
SENSİZ SEVDASIZ ANAKARADA ÜÇ GÜN...
Yıllar sonra Ankara’ya sensiz yolculuk yaptım.Otogarda kimse karşılamadı beni, kavuşanlar da ayrılanlar da ağlıyordu; ben suskun, sessiz, yalnız ve çaresizdim...
Hüzünlü bir çocuğun gözleriydi bakışlarım; herşeyini yitirmiş bir müflisin ilk günü gibi....
kaç kez valizimi orda burda unuttum.şaşkındı ellerim, gözlerim...
Gündönümünde gelemedim bu kez.
bir Hıdrellez’i daha sensiz yaşamak varmış hem de Ankara’da...Ah..ah anakara sensiz boş, sevimsiz ve anlamsız...
nerden başlasam nasıl anlatsam Ankara’yı...
belki okursun diye yazarken ağlamayacağım. Nasılsa görmeyeceksin ıslanan kağıtları; teknoloji mektupları vuralı yıllar oldu...
Bu kente gelmemek için çok direndim.Bodrum otogarına defalarca gidip geldim.otobüse binmek öyle zor geldi ki..bilirsin yolculukları çok severim ben..şiire ve yolculuklara aşıktım ben..ama bu kez içimden gelmedi yola çıkmak, çünkü yolun sonunda kollarım ve gözlerim boşluğa baklacaktı.Mesleki bir toplantı içindi ve gitmek zorundaydım...yoksa sensiz Ankara’yı yaşamak cehennemden farksızdı biliyordum.üç yıl gibi gelen üç gün...
Aşti’den başlayarak tüm Ankara mavzer olmuş kurşun sıkıyordu anılarımıza..heryerde hüzün vardı her yer cenaze...
önce otogarda yalnızlaştım sonra metroda.Heryer hıncahınç insan; kimse sen değil.! Kızılay’da elele dolaştığımız sokaklarda başka sevgililer vardı.kıskandım, yalnızlaştım, azaldım, kaçacak yer aradım.ama insan kendinden kaçamıyor ki....
Burası Kızılay; burda gökkuşağıdır şiir.burda sokaklar tanıdık.Yüksel Caddesi’nde bildik kalabalıklar... Dev-liseliler üç fidanı anmaya hazırlanıyordu. Polis arbedeye alışık, kaçanlar, kovalayanlar...mal bulmuş mağribi gibi sevinen muhabirler...burası Türkiye’m...
Dost Kitabevi’nde hiç yalnız kalmıyor kitaplar.sayfalar çok mutlu.sanki sen gelecekmişsin gibi yine saatlerce dolandım dost’ta.kitap baktığımı sanmış insanlar...
seni okuyor, seni bekliyordum; gelmeyeceğini bile bile...her kitabın kapağında sen vardın..ne bilsin insanlar...onlar seni yaşamadı ki kadınım, şiiirim, gülüşünden şiirler yarattığım melek, huzurumun en bahar yanı...
Belki de imkansız ve zor olmasıydı aşkı bu kadar değerli ve ulaşılmaz kılan..her ne kadar billboard’lar ’imposssible is nothing’ dese de imkansızdır bazen aşk...yenildim duvarlara, zamana....
Meclisin Dikmen kapısı taşralı ziyaretçilerle dolu; bir dokun, bin ah işit!
Genelkurmay, Emekli sandığı, Bayındırlık Bakanlığı ve diğerleri; resmiyet koksa da bu beton gri blokları seviyorum, zira sen kokuyor heryer.... herşey...
Güvenpark’ta hiç oturmadık seninle ama çok geçtik ordan.bu nedenle ordan geçerken heyecanlandım yine...
Meşrutiyet’te çay ve simit keyfi yaptık eki bir dostla.şipşirin bir kafede.sen de bizimleydin.seni andık iki cümleyle sonra sustum, sustuk..bilirsin konuşacak çok şey olduğu zaman susarım.
Kocatepe’de bize dua edecektim ki, resmi cenazeler ve sloaganlardan içeri giremedim.Beğendik’ten alışveriş yapmadım; hediye alacak kimsem kalmadı ki...
Tesadüfen ortak dostumuz Süleyman’la karşılaştım.Sakarya’daki türkü barlarda şiir dinledik, türkülerle avuttuk düne ait ne varsa...ama seni konuşmadık.zira deniz bitti...sahilde kış sesszliği, palamarlar teknelere kulaklarını tıkamış, dün sessiz ve ahraz.
Karadeniz Pide, yine üniversitelilerle doluydu.Onlar için varsa yoksa ideolji,ders ve biraz da aşk.ama çoğu karamsar ve öfkeli..bir bilseler hayatlarının en güzel çağlarını yaşadıklarını..ah farkındalık.!
Su Kafe’de oturup Yüksel caddesi’nden, Meşrutiyet’ten akan kalabalıkları izledim.akşam üstü canlılığını bilirsin.hala aynı.Yine yalnızdım, sanki benden başka herkes mutluydu.Ellerimi çeneme dayadım, sustum, izledim, daldım...iki kere yalnızlık bu olmalıydı...sen yine yoktun.oysa bu kafede ne kadar gülmüştük seninle...yıllar ne çabuk geçmiş.
daha fazla katlanamadım kalabalıklara ve Kızılay’a.
Başkent Öğretmenevi’ne erkenden döndüm.Yemekten sonra odama çekildim uyuyabilene aşkolsun...
Beynimi düşünce kasıragsından kurtarmak için, balkona çıktım.10.kattan uyumaya hazıralanan Ankara’yı izledim yanımda sen varmış gibi..karşımda Anıtkabir ve Gazi Hastansesi.hani seni acil serviste beklediğim gece ve telaşımız geldi aklıma, bir de yanlış metroya binip indiğim gece...
sabah kahvaltıdan sonra bahçeye indim herşey yerli yerindeydi.ağladığın masaya bakamadım.tost ve çay istedi canım, sensiz yapamadım.ordan uzaklaşmak istedim canımı acıtıyordu her masa her ağaç her gölge...
Maltepe’de elimde dürümle Kızılay’a yürümek istedim yapamadım.Tunalı Hilmi’de dondurma sensiz yavan ve tatsızdı.hani her köşeden abin çıkacak korkumuz vardı ya onu bile özledim :)
’NE KADAR YAŞARSAN YAŞA, SEVDİĞİN KADARDIR ÖMRÜN.GÜLEBİLDİĞİN KADAR MUTLUSUN’ (Can Yücel) diyen şaire hak verdim.
sevgisiz ve SEN’siz her anımı yaşamdan saymadım ve senden sonra doyasıya gülemedim.Hele Ankara’yı sensiz yaşamak bir bilsen ömrümden kaç bahar çaldı...Sokaklarda elele gülenleri gördükçe; küçüldüm, azaldım, anlamsız zamanlara kahrettim...
Hatırlar mısın kursun son günüydü, sertifika alacaktın.ilk görüşmemiz hayatının önemli bir yolayrımıydı.tören bitinceye kadar hiç oturamadım, dolandım durdum bahçede, heyecanım Ankara’ya sığmadı.YILLAR NE ÇABUK GEÇMİŞ.! oysa herşey bıraktığımız gibi herşey taptaze.
Hani Bahçelievler’de dürüm yerken dayının telefonuyla irkilmiş korkmuştun ya ordayım şimdi.öyle masum, öyle insan ve öyle kadındın ki...senden sonra şiir yazmak zor zor...
Önce sevgili meslektaşımdın, sonra sevgilim oldun.Yazgımız ve yangınımız ortaktı.Belleğimizdeki tüm yaralar ortaktı...Gurbetlerimiz, törelerimiz, çilelerimiz ortaktı..
ayrıldığımız tek yer sıkı bir solcu oluşundu.solcu değildim ama sol yanım senindi.insana bakışımız yeterdi ama..aslolan kentler değil, yüreklerdir demiştik.aslolan İNSAN.
sabaha kadar yazabilirim, herşey belleğimde kayıtlı.ama hatırladıkça dağılıyorum, gözlerim, mantığımı dinlemiyor.yazamıyorum artık.belki başka sefere daha çok anlatrım bizi.okuyacağını bilsem hep yazarım.ama kimbilir nerdesin şimdi.?
Ankara’ya benden sonra gittin mi, sen de kalabalıklar içinde yalnız kaldın mı, kaldırımlarda izi kaldı mı gözyaşlarının...
Alperen OZAN
5-6-7 Mayıs 2010 Ankara
YORUMLAR
Hüznün durağı yoktur bilirsiniz, geçtiğiniz her kent sizi bir sonraki anıları anımsamak için bilet almaya zorlayan ısrarcı gişe sahiplerine benzer, alır ve gidersiniz... Oysa gitmek hep Onda kalmak demektir bunu da sonradan farkedersiniz... Her sey gönlünüzce olsun.
ALPEREN OZAN
yaşanan herşey ölümsüz olmalı...
yazmak ölümsüzleştirmektir...
Gerçekten çok duygusal, çok etkileyici bir çalışma.
Hem saf sevgiyi, hem de Ankara'nın güzelliklerini tarif etti bize bu güzel yazı.
''Önce sevgili meslektaşımdın, sonra sevgilim oldun.'' diyor ya yazarımız,
keşke finalde de hayat arkadaşı olsaydı diye geçti içimden.
Kader işte.
Genellikle ayrı düşüyor kara sevda hastalığına tutulanların yolu.
Güzeldi.
ALPEREN OZAN
size "anlamak ve anlaşılmak" önemlidir demiştim
ALPEREN OZAN
Ankara, yani aşkın başkenti :)
güzel yorumunuz beni mutlu sağolun efendim.
senden habersiz geldiğim şehrinde ,senin soluduğun havayı soluyorum şimdi....senin yaşadığını bilerek olduğun şehirde yürümek ,gece yanan ışıklara tek tek bakıp şu ev onun evimi acaba demek bile heyecenlandırıyor beni...senin olduğun şehirde içtiğim suyun tadı bile başka...varlığında da yokluğunda da anlamlara anlam katıyor tüm yaşananlar...bu dünyada nefes aldığını biliyorum ya bu herşeye değer.....
Yazınızı okuduktan sonra yüreğimden döküldü bu satırlar... nasıl bir duygu fırtınası ki bu yazdıklarınızı okudukça etkilenmemek mümkün değil. ne olur bitmesin devam etsin yazılanlar diye heyecanla okuyor .okudukça hüzünleniyor. hüzünlendikçe düşündürüyor. düşündükçe hayallere dalıyor insan...Ve eminimki yazarken cümleler,kelimeler,harfler yetersiz kalmıştır içinizdeki yaşattığınız aşkı anlatmaya....
Selam olsun yüreği aşk kokan sizin gibi sevdalılara... sevgi ve saygıyla sizi alkışlıyorum...
ALPEREN OZAN
TEŞEKKÜRLER SAYGIDEĞER DOSTUM :)
Hüzün kapladı şu an Ankara'nın semalarını. Sizi gönülden hissedebildim. O koca metropol, bi dolu insan ve kalabalıkta yalnızlık. Bana aşina.
Ben de sevdalınızla siz gezerken ardınızdan yürüdüm. Aradan geçen onca zaman sonra gene bu kente yalnız geldiğinizde de ardınızda idim, gördüm onsuzluğun sizi nasıl incittiğini..
Ben burda keseyim, sağanak başlayacak..
Ankara'dan size selam olsun. Bulutlarla anılarınızı yolluyorum.Çok beğendim.
Saygımla.
ALPEREN OZAN
Nazlıgelin
çok beğendim bu yazıyı..
hele içindeki sevda yarası, hatıralar ve arayışların içtenliği bir başka .
dahası bir Ankara' lı olarak yazı ile birlikte dolaştım Ankara' yı .. capcanlı, şirin ve bir o kadar da göz alıcı.
Ankara sevilesi ve övülesi bir kent.. Hele de yaşanmışlıklar var ise Ankara da; Ankara böylesi anlatılır ve yaşanır yüreğinin içinden..
kutlarım bu güzel paylaşımı
sağlıcakla kalın
ALPEREN OZAN
Ankara; aşkın başkenti
Ankara; delikanlı sıcak yürekli insanların memleketi.
Yazınızı çok beğendim. Ankarayı çok iyi bildiğim ve en az yarım asrımın Ankara da geçmesi nedenile yazdığınız her semti yaşadım. Benim de Edebiyat Defteri üyeleri ile paylaştığım ''Kuş Bakışı'' isimli bir yazım var. Size başarılar dilerim.
ALPEREN OZAN
teşekkürler
Unutulanlar unutulmayanları hiç bir zaman unutturamaz...
Yaşanmışlıkların izlerini öylesine gizlemişsiniz ki yüreğiniz de
bilseniz ki eğer anılardan çıkıp geleceğini,özlemlerinizi (çölde kalmış
gibi susuz ve açım,yeni tanışmış gibi olsak ne dersin?..
usta kalemi ayakta alkışlamaktayım.....saygılarımla.....
ALPEREN OZAN
yaşamı ve aşkı alkışlayan ellerinizden öperim.
Yazı sevdayı mı anlatıyor, yalnızlığı mı? İçinde her ikisi birden derin bir özlemi devşiriyor. Sadece yazar için değil okuyan içinde bu böyle. Ankarayı çok iyi bilmesem de başka bir şehirde benzeş adımların gölgesinde acıyla burkularak yürüdü ruhum.
Günümüz yazısıydı okuduğum.
Tebrik ederim.
Saygılarımla.
Müthişsiniz;dost kalem.
Yazıyı okurken(Aperen benim yaşadıklarımı anlatıyor ) diye bağırmak geldi içimden
adam gibi candan sevenler ayrılık oluncabunları yaşıyor demekki
Gülersin eskaza ardından nedamet duyarsın.
Ondan mevzu açılır dilin tutulur konuşamazsın.
Sizi canı gönülden kutlarım sevmeyi bilen kadeşim
ALPEREN OZAN
bu yazı eski bir gezi yazısı.
bilseydim çok önceen ekeldim..
sağolun
umut onur ve cesaret verdiniz :)
ARKADAŞIM BELLİ Kİ BİR ÇOK KADERİ BENZER YAŞIYORUZ.hiç bir sözcük ve mekanı değiştirmeden altına imzamı atsam, ama yapamam ben senin kadar cesur değilim bu konuda hala bacak kadar boyumla yiğitlik taslıyorum anılarıma.ÜSTELİK AĞLAMAYI DA HİÇ BECEREMEM.Bir gün ama and olsun bir gün Yüksel Caddesinde ki filozofun dizine başımı koyacağım ve anadoluda bir deyim var ya hani"diye-koya ağlamak" işte öyle yapacağım.Belki YARIN BELKİ .öbürgün evet öbür gün yarım gün çalışıyorum çünkü.
ACILARI VE ANILARIYLA YÜZLEŞEBİLEN CESUR YÜREĞİNİZİ KUTLARIM.
ALPEREN OZAN
bu yazı eski bir gezi yazısı.
bilseydim çok önceen ekeldim..
sağolun
umut onur ve cesaret verdiniz :)
çok çokkk teşekkürelr
mutlu oldum
yorumunuz bana hayat verdi dost :)
Nermin Akkan
uMARIM KÜLLENMİŞ YA DA DEVA BULMUŞTUR ACILARINIZ,BAZEN ŞİİRLERİNİZDE FARKEDİYORUM DEVAMDA YÜREK KANAMALARINIZ.
Müthiş bir anı..hikaye veya yaşanmışlığınız....eğer yaşanmışlığınızsa bu ne harika bir sevda unutulmamış..okurken gözümün önünde canlandı hepsi film gibi. Yine..helallll diyorum arkadaşıma...helalll.
ALPEREN OZAN
bu yazı eski bir gezi yazısı.
bilseydim çok önceen ekeldim..
sağolun
umut onur ve cesaret verdiniz :)
Ankara yi cok guzel anlatan huzun dolu satirlardi
Duygulandim yine :(
ALPEREN OZAN
sizi sayfamda görünce ebn de seviniyor ve duygulanıyorum:)
sağol can dost.