- 476 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsanlar Hüsranda Mı?
İnsanlar Hüsranda Mı?
“Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. ﴾1-2﴿ Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).﴾3﴿” Asr Suresi;103
kuran.diyanet.gov.tr/Kuran.aspx#103:1
Okunuşu; “Vel asr. İnnel insane le fi husr. İllellezıne amenu ve amilus salihati ve tevasav bil hakkı ve tevasav bis sabr.....”
Asr suresi beni çok etkiler; Mealde “Ziyan” olarak verilmiş, surede “Husr” Hüsran olarak geçer. “Hüsran” ile “Ziyan” arasında ince bir ayrıntı var!
Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük;
Ziyan: isim Zarar
Hüsran: 1. isim Beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı, batkı
2. Zarar, ziyan
Asr, asır şeklinde de yazılır; mealde “Zaman” denmiş; zaman ve asıra bakalım.
Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük;
Asır: 1. isim Yüzyıl; 2. Çağ
Zaman: 1. isim Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit; 2. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit; 3. Belirlenmiş olan an; 4. Çağ, mevsim; 5. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit; 6. Dönem, devir; 7. gök bilimi Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram; 8. dil bilgisi Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı "Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir."; 9. jeoloji Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri.
Diğer bir durum; diziliş sırası 103, nüzûl sırası; 13 dür. Ben iniş sırasını daha fazla önemserim. Çünkü diziliş sonradan oldu; Hz.Peygamber döneminde kuran yaklaşık 23 yılda nazil oldu, vefatından hayli sonra nüzûl sırasına göre dizilmedi. Sebeplerine girmiyorum…
Bu surenin bendeki açılımını yazmak isterim.
Zamana (her döneme) dikkat çekilerek, insanın hüsranda (Beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı, batkı) halinde olduğunu; Ancak iman edip, Salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye (emir değil) edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler; müstesna.
Demek bu hüsran hali her zaman var! Olacak da…
İman edenler; iman edip inancını tavsiye etmeli deniyor bu pratikte nasıl oluyor?
Sağa sola diklenmek, emirler yağdırmak veya insanları zorlamak, ayıplamak, Cehennem ile korkutmak, itaat etmeyeni dışlamak tavsiye midir?
Tavsiyede zorlayıcılık olmaz!
İnancını tavsiye ettikten sonra ne yapacak?
Salih amel işleyecek; bu da inandıklarını önce kendi içselleştirmesi ile olur. Yani inancını bizatihi kendi yaşayacak. İnanç bezirganlığı yapmayacak!
Ve sabrı tavsiye edecek!
Hüsran konusunu açmak isterim; Beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı, batkı halini. Bu nasıl olur?
İman konusunda “Dil ile ikrar, kalp ile tasdik” var! İnsan inancını bilince çevirdiğinde; inançlar bilinç kazanacak. Hz Ali sözü olarak biliyorum; “Perde-i gaip açılsa yakinim ziyadeleşmez!” Dünya esfel, sefil boyut. Burada zaman mekan ve algıların izafiyeti perde oluyor insanın bilincine. Demek Ali, inandıklarını bilince çevirmiş ki perde açılsa imanında, bilincinde artma olmayacak. Perdeyi zaten açmış kendi aleminde… Hüsran şöyle olacak; inanç ekseninde kalanlar, inanç kavgalarıyla vakit harcayanlar bilinçlerini ihmal ederse perde açıldığında yani “Hesap günü” o gün Dünya’da da olur; farkındalık halidir aslında. Bu durumu yaşadığında hüsrana uğrar! Bu insanın bilincini açması açısından önemlidir. Evliya hikayelerinde sık rastlanır (tacı, tahtı bırakanlar olmuş) hüsran sonrası bilinç gelir!
Uyanışa vesiledir hüsran. “Ölmeden önce ölmek!” Ayet ve hadiste geçer! Çok geç olmadan uyanmak şeklinde alıyorum. Ölüm denen hal ruhun bedenden ayrılması; zat ise ismi “Hay” ile esmanın yansıması. Ruh ve beden ismi “Hay” ile canlanır ve kişinin zatını oluşturacak yaşamsal verileri evrene yayar. Bu kişinin zatıdır! Bilim adamları tüm yaşamsal verilerin evrene dalgalar halinde yayıldığını söyler. İnsanın ürettiği tüm yaşamsal veriler (ses, görüntü, düşünce) evrene yayılır, bu İsrafil’in “Sur” üflemesiyle toplandığında kişinin “Zat”ı oluşur. Oluşan bu zat kişiye göreceli iyi ise Cennet, kötü ise Cehennem olur. Toplanan zat verileri kişiye hüsran veya mutluluk verir!
Son tahlilde; zatımızı oluştururken esmayı yansıtırız. Bu yansıma bize göreceli olarak açığa çıkar! Evrende iyi / kötü olarak göreceli algılanan her şey Allah’ın izniyledir! Hayır da şer de Allah’tan ve her ikisi de esmanın yansımasıdır. Arı çiçek tercih eder, sinek gübre. Zat tercihe göreceli oluşur. “İnsan” yazılımına uygun tercihleri yaptığında hüsrana uğramaz! Ölmeden farkındalık edinmek gerek.
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.