EN İYİSİ KALEME UZANMAK
Başımı kaldırıp bakıyorum yaprağıma gölge yapan boyama çiçeklere.Bana haşir neşir olduğum buğday saplarını anımsatıyor .Her bir sap gözalıcı renklerle boyanmış.Adeta benim yazmamı destekler gibi bir havaları var.Ve benim tükenmez kalemim yatağında gecenin ilerlemiş saatinde akan yaşlı ırmak hissi veriyor bana. Irmağın döküleceği yer bellidir. Ama benim kalemimden çıkan yazılar, sadece içimi boşaltmak için midir ki!..Masa,gecenin sessizliği,saatin pek rahatsız etmeyen tik-takları...Yazı yazmak için uygun bir ortam. Dünyanın, doğanın bilinçsizce tüketilişi, ulusların birbirlerine olan düşmanlığı ve pek de iyiye gideceğini sanmadığım yeni içinde bulunduğumuz kutuplaşmalar. Kutuplaşmaları doğuran nedenlere neşter atılamamış olması, insanlığı korkunç bir geleceğin beklediğinin göstergesidir.Doyumsuz insan, ne yapacağını şaşırmış durumda. Buna karşıt hem beyni, hem de karnı aç insan da potansiyel tehlike oluşturmaktadır. Doyumsuz insandan kastım;her türlü rahatlığa ulaşmış, bulduğundan bunamış insan tipidir. Ve karma karışık bir düşünce zinciri. Buna zincirden ziyade, karışmış bir iplik yumağı dersem daha doğru izah etmiş olurum. Netice gelip kanlı bir dünya düzenine saplanıyor.Ben birey olarak ne yapabilirime dayanıyor. Ve yaşlı dünyamızı kokuşmuş düzenin,çürümüş bozulmaya yüz tutmuş insanlarından kurtulup herhalde yeni güzel yaşam aşılamağa gelecek genç insanlarını bekliyor olmalı. Bu yukarıdaki tümcelerim kimi insanları kızdıracaktır. Kimileri de aynı düşünce de olduklarını onaylayacaklardır. Ama ben Ahmet Yesevi, Yunus Emre,Aşık Veysel gibi olup, onlar gibi söyleyip,tüm insanlar tarafından sevilmek isterdim. Onların mertebesine ulaşmak o kadar zor ki ! Ben yüzlerce okuduğum insandan işte üç tane çıkarabildim. Belki daha fazla vardır. Ama benim bilgim,görgüm ancak üç tanesine yetiyor.Söz geldi yine iyi insana, ulu insana dayandı. Dostlar,canlar iyi insan olmak zor. Ama o iyi insanların yaptığı şeylerden bizde olanlara,yenilerini katmak o denli zor olmasa gerek ! Ne dersiniz? Saygılarımla...