- 632 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Karanfilli Çay 2. Bölüm
Dün tanıştık sizlerle. Dün işte. Geçip gitmiş, sadece hatırlanan bir zaman dilimidir dün. Benim çokça kurcaladığım bir şeydir kendisi. Çünkü pek çok ayrıntı, onda saklıdır.
Başta söylemem gerekeni sonda söyleme alışkanlığım yüzünden kendimi tanıtmadan öylece daldım hayat öyküme dün. Şimdi daha fazla geç olmadan, telafiye çalışayım bari.
Adım Sermin. Üç kızım var dünya tatlısı. Serap, Seray, Serra. Yaşama karıştığım yer, Ankara’nın soğuk bir doğum evi. Her doğum evi gibi ağlak seslerin yankılandığı, ebelerin hemşirelerin sağa sola koşuşturduğu bir yer olmalı burası. Ben doğuyorum diye şekli ve de şemali farklılaşacak değildi ya?
Çamurla hamurla oynamayı bıraktığımda, gerçek hayat oyununu tanımaya başladım. On yedimdeydim evlendiğimde. Babamın mesleği yüzünden dolaşıp durduğumuz anadolunun küçük bir kentinde tanıdım yirmi yıllık hayat arkadaşımı. İlk beş yılın ardından hayatıma arkadaşlık etmeyi bırakmışsa da, bu tanımı yapmam gerekiyordu onun için.
Mülkiyeliydi babam. Kaymakamlıkla başladı, valiliğe dek uzandı çalışma hayatı. Eşimle de babamın katılmamızı zorunlu kıldığı balolardan birinde tanıştım. Aramızdaki on yaşlık farka rağmen, içim ısındı ona. Sevecenliği, kadim bir dost olacağı izlenimi, aslında en sağlam açıklama benim acemiliğimdi ona elimi uzatmama dair. Acemiydim, çünkü etrafımdaki oğlanlardan hiçbirine yüz vermemiş, flört etmemiştim kimseyle o zamana dek.
Gevezeliğime bir bardak karanfilli çay ara vereyim. Hem gidip kızların odalarını toparlamam lazım. Şu oda toplama konusu evimizin en çözümsüz hadiselerindendir. Bir de büyük kızımın dönem ödevi var tabi.
Psikoloji dersi öğretmeni, kızıma empati, sempati ve antipati arasındaki farkı araştırmasını söylemiş. Bunu dönem ödevi olarak da sunacakmış kızım. Aslında evimizde hem empatik, hem sempatik, hem de antipatik insanlar hep birlikte yaşıyoruz. Kızımın dönem ödevine katkıda bulunabiliyor olmamız bir yana, hayata her açıdan bakabilme becerisini de sağlıyoruz galiba.
Aklı geçen geceki yatak gıcırtılarında kalanlara ise, halen sevindirici bir haberim yok. Her şey aynen dün anlattığım gibi devam ediyor.
Yeni bir eve taşınıp sorunu kökten çözmekten başka çarem yok sanırım. Hayatımın gündeliği, kızlarımın okul serüvenleri, benim hayatla kurduğum iletişimi aktarmayı zaman zaman sürdüreceğim sizlere. Umarım sıkmam. Ama karanfilli çayı mutlaka deneyin derim.