YARA
Yaramın dermanı Güneştedir dediler ,gittim eşiğine dedim derman daha yarama bakmadan bende değil dermanın var git Yağmura dedi.
Yağmura gittim yarama baktı bunun dermanı bende yok dedi,kahrından yağmur yanmaya başladı çareszce dönerken ,Ummanı derya birde ben bakayım yarana dedi, açtı yarama baktı o da ah edip çırpınmaya başladı çaresizliğine .Var git Toprak Anaya dedi.
Toprak Anada, da yüzünde irili ufaklı ulu ağaçları* gösterdi git dermanını bul dedi, dermanım ağacı ararken, herbir ağacın altında beyaz taşlar, taşlarda, Karacaoğlan,Ferhat,Mecnun yazıyordu, Sevdaları ile ulu ağaçlar bütünleşmiş.
Nazım usta aklıma geldi.
Ben dermanım ağacımı ararken gözüm Güneşe ilişti, bana bir şey anlatırcasına Ağliyordu.
Güneş benim için ağlıyordu.