- 977 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ezan SUSMAZ / Dr.Sami ATEŞ
EZAN SUSMAZ
MUSTAFA CEYLAN
Yazan:
Dr.Sami ATEŞ
(Türk Basın Birliği Dergisi-1973, Şubat 123. Sayı, Sayfa:16,17,24)
Mustafa Ceylan, "Ezan Susmaz" şiir kitabı ve "Kırat Geliyor" adlı iki şiir kitabını kısa zamanda yayınlayan Ankara’nın Elmadağ’ında doğmuş bir şair. Çileli bir ömrü yoksulluğun kültürü ve inançların bağlılığında sürdürüyor. Mühendislik öğrenimini sürdürürken yine şiiri bırakmamış, kendi çilesini, yorgunluklarını, heyecanlarını, kalp soluğu şiir şeklinde yansıtmaktan geri kalmamış.
Ozan Ceylan, Ozan Menderes imzalarıyla duygu ve heyecan dolu milli şiirleri, eski şiirin hece eşitliğinin, kafiyenin o alımlı birleşiminde bir başka ötüş verir, ses ulaştırır bize.
"Alnımızda parıldayan emektir
Türk:Yiğitlik, güzellik, Hak demektir.
Türk yaşayıp Türk olarak ölmektir,
Allah Allah destur, haydi ya Allah!"
Fethi, güneşe, aya müjdeler; Turan’ın el’ de yaşayamadığını söyler, gök yeleli nefere selâmlar gönderir, bozkurtlarla kızıl elmaya yürür, Hak zaferini Kur’an da müjdelediğini:
"Mehterbaşı davuluna vuranda
Allah Allah destur haydi ya Allah!" diyerek şiirde milli heyecanının, duygulu örneklerini verir.
Köyü, çilenin sadeliğinde, ezan sesinin sabah yayıldığı bir başlangıçla işler ve der ki:
"Türküsünü okur karasabanlar
Çileden kendisine türkü yakanlar,
Elleri nasırlı toprak kokanlar,
Derdine dertleri katar köylüler..." ve şair;
"Çiçek olsam yerde bitmem/Bulut bulut, bucak bucak" diyor.
Şiirde inançlıdır Mustafa Ceylan, kavgacıdır, milli değerlerin sarsılmaz savunucusudur. Şiirle Türk insanının geleceğine, geçmişine bir kılıç misali kalemini adamıştır ozan.
"Kafkas Rüzgârı" adlı şiirinde yıllardır, yüzyıllardır çarlık ve Sovyet emperyalizmine boyun eğmiş hürriyetçilerin rüzgârını estirir.
"Tanrı Dağları’nda açan çiçekler
Yaslı mı yaslı.
Yıllardır kınında kalan kılıçlar
Paslı mı paslı.
.....................
Işıksız harabelerde gece gece
Dualar filizleniyor"
Ve sonunda genç şair Türk insanının büyük hürriyet ruhunu, nilüfer çiçeklerinde bir bahar açımı gibi hissederek diyor ki:
"Bir soğuk rüzgâr dolaşır
Dağımda, ovamda, bağımda
Nilüfer çiçekleri açadursun
Islanmamış dudağımda."
Tutsaklığı, Kafkas Kartalı’nın hürriyet güneşini, Şamil’i yaşar.Şamil katıksız bir hürriyetseverdir. Hürriyetler üzerine gerilmiş kara bulutlar altında kendi insanının karanlık dünyasına, çekinmeyen, korkmayan, yılmayan aydın insan gözüyle bakar. Türk Milletini ve uzaklardaki Türk insanlarını sevmek korkusuyla yola çıkan sözde özgürlükçü, barışçı, aydın çömezleri, Kafkaslardaki ihanet rüzgârından hiç hiç söz etmezler. Genç şair diyor ki:
"Tutsak duyguları getirir bana
Yeminleri, ağıtları, dilekleri...
Anlatır Kafkasımın rüzgârı halâ
Unutulmamış kelebekleri..."
Mustafa Ceylan, şiirde Türk-İslâm gerçeğini işler. "Türk Gençiyim" adlı şiirinde, "İslâm ahlâkıyla yoğrulmuşum ben/ Tarihin içinden doğrulmuşum ben" diye seslenir.
"Ülkü Yoluna" şiiriyle milli heyecanının en coşkun izlerini görürüz.
"Ötüken gülünü severcesine
Zafere koşarak girercesine
Kavgaya, düğüne gidercesine
Gel gardaş görüşek ülkü yolunda." der. Gönüllerin vatana sevdalanışını ülkü yolunda birleştirir. Ülküsü yolunda;
"Iğıl ığıl al kan olan savaşa/ Gel gardaş girişek ülkü yolunda" diyerek seslenir.
Şair Ceylan, şiirde milli bir Ceylan’ın koşu sesini verir.
"Türk’ün ülkesine girmez boz ayı
Haydi yiğit, al sancağı, çek yayı.
Soyumun çektiği derdi, tasayı
Gel gardaş bölüşek ülkü yolunda"
Genç şair, "Elhamdülillâh" adlı şiirinde anlından buğu buğu ter akan, gönlünde coşkun şimşekler çakanları dile getirir ve der ki:
"Kıbleye yönelen ana, duacım
Köküm tarih, ülkü yüklü ağacım"
O, kutlu bayrağı, Türklük çağında kurduğu otağından düşürmeyeceğine söz vererek diyor ki:
"Haydi yiğitlerim kurup otağı
Çıkalım akına, bu Türklük çağı.
Emanet aldığım kutlu bayrağı
Düşürmem elimden Elhamdülillâh!"
Ve bu şiirinde inançlarının kararını pekiştirir :
"Yüreğinde iman olan sinmeye
Türkün düşmanını gelsin görmeye
Kanmam uydurukça solak dönmeye
Vaz geçmem dilimden Elhamdülillâh!"
"Dosta Mektup" şiirinde ise, toplumun değerlerine ters düşen sözde aydın, yenilikçi, modacı, uydurukçu, hileci, kolejli ne kadar sapmacı varsa onlara seslenir, der ki:
"Bizim köyde üzüm oldu koruklar/ Kime kaldı, kimin oldu doruklar/ Koca göbek sosyalisti moruklar/ Boynuzunu aldırdı mı yaz hele"
Mustafa Ceylan, Türk milletinin tarihi ızdıraplarıyla dolup taşan bir heyecanı yaşar şiirde. Doğu Türkistan’ın bağımsızlık kahramanı Osman Batur Han’ın kızı AZAPAY’ a yazdığı şiirde şöyle seslenir:
"Kara yerde misin, mavi gökte mi?
Nerdesin Azapay, nerdesin balam?
Kanayan çilede, kor yürekte mi?
Nerdesin Azapay, nerdesin balam?
Dilde, alda, gülde, gül sesinde, kalpte, dua ile gökte aradığı Azapay’a yanık Anadolu’dan "Nerdesin Azapay?" diye seslenir. Bir hürriyetçinin seslenişiyle seslendiği son dörtlüğünde;
Nerdesin Azapay bilsen seveni
Ya sen gel buraya, ya çağır beni.
Derya gibi bin kez çağırdık seni
Serdesin Azapay, serdesin balam."
"Tek Sözümüz" şiirinde : "Ülkü yüklüdür hıncım/Cihad eder akıncım/Türk olarak inancım/Lâ ilâhe İllâllah!"
"Güzel Kerkük"üm adlı şiirinde, Türk insanının hürriyet aşkının bir başka heyecanlı, lirik sunuşunu belgeler :
"Hürriyet diyerek nazlı da nazlı
Sallanır, sallanır güzel Kerkük’üm.
Türklük aşkı ile oğlanlı, kızlı
Dillenir, dillenir güzel Kerkük’üm."
Mustafa Ceylan, şiirde, hürriyet ceylanı, Turan ceylanı. Sürekli bir coşkunluk içindedir. Arif Nihat Asya’nın heyecanı, Abdürrahim Karakoç’un havası, Hayati Vasfi Taşyürek’in muhtevası O’na en ideal ölçülerle yansımıştır.
"Turanlı Kızlar" adlı şiirinin bir dörtlüğünde şöyle diyor:
"Dalga dalga saçlı, gül kızlar
Başlara taç olsun gökte yıldızlar
Tutsaklık yarası bağrımda sızlar,
Yaramı sardılar Turanlı Kızlar."
*
"Analar yaylada kuzu sağacak
Hazer’in üstüne rahmet yağacak
Kafkas Dağlarında nurlar doğacak
Şehadet şerbeti içtiğim zaman."
Şair sonunda, esaret ah’ının Kafkas köylerinde bayram sabahı ortadan kalkacağını haykırır.
*
"Yiğidim" adlı şiirinde: Cenk’i denizde düğün sanan yiğidine, "gemine utgan olayım" diye seslendikten sonra :
"Umut umut senin olan Turan’ı
Sevişine hayran olam yiğidim" der. Sonunda bir milli senteze varır :
"Gafil olan ak ülküden ne anlar
Töremizce yurt için feda canlar,
Terlediğin, yorulduğun zamanlar
Ak köpüklü ayran olam yiğidim."
*
Turan güzellerine seslenirken, zaman kağnıları çileli geçer diyor sonunda:
"Gün doğar çiftçiler alır kazmayı
Turan güzelleri örter yazmayı
Ufuklarda bulut olup süzmeyi
Sema baharında yağmurlar döker" diyor.
*
"Azap Topraklarında" yazar Emine Işınsu’ya sunulan şiirinde:
"Kurşunlanır yüreklerde neşemiz
Deli olur on yaşında bebemiz
Al kan oldu efkâr efkâr töremiz
Doğurmayın bebeleri analar,
Ak ellerde kana döndü kınalar."
*
Trakya yollarında adlı şiirinde "mor bulutlar işkence kusturur" derken, aydınlığın otağına, yeşilliğin bağa inmediğini bir hasretle birleştirerek anlatır genç şair.
...........................................................
(Devamı sayfa:24’de)
(Türk Basın Birliği Dergisi-1973, Şubat 123. Sayı, Sayfa:16,17,24)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.