- 679 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Müfteri Dükkânı
Açık konuşmak gerekirse, küs kalmanıza daha fazla dayanamadım. O yüzden hiç vakit kaybetmeden gelip çıkmak istedim huzurunuza.Ama siz de çok üstüme geldiniz o gün ne yapayım.Başka çare bırakmadınız yani. Şimdi her şeyi geride bırakıp yolumuza devam edelim mi, ne dersiniz? Ben sizi affettim çünkü. Hadi ama başınızı öne eğerseniz,nasıl anlaşacağız sizinle,olmaz ki böyle. Sizi affettim diyorum. Doğru ya, sizin de beni affetmeniz gerekir. Hiç bunu düşünemedim işte. Ancak asıl önemli olan, benim sizi affediyor olmam değil mi? Onca yolu yürüyüp buraya, karşınıza çıkıyorum,sizin bana uyguladığınız muameleye bakın. Böyle bir şey mümkün mü? Ha, demek protesto ediyorsunuz beni. Peki öyle olsun. Ben de çeker giderim. Benim kaybedeceğim hiçbir şey olmaz ne de olsa. Oysa siz, hayata dair o kadar çok şey kaybedeceksiniz ki…
Ağlamayın! Gitmiyorum tamam. Sizi ağlarken görmek ne kadar hoşuma gitti anlatamam. Hoşuma gitti derken duygulandım canım. Hemen celallenmeyin. Ama siz de çok safsınız ne yapayım. Ne desem koyun gibi kanıyorsunuz.Çok mu ağır geldi koyun kelimesi? Siz daha ağır konuşmadığıma dua edin. Biraz eleştirin. Eleştirmeyi şimdiden öğrenmelisiniz, yoksa hayatınız boyunca kaybetmeye mahkûm kalırsınız bir karga misali. Bu iyiliğimi de unutmayın olur mu? Ne yani yalan mı söylüyorum. Kendi başınıza ne zaman bir iş yaptınız söyler misiniz? Ya, işte böyle şaşkın şaşkın bakarsınız suratıma.
Bir de çok nankör olduğunuzu yeri gelmişken söylemek isterim. Düşünün bunları artık niye söylüyorum. Hayatı tecrübe eden biri olarak konuşuyorum karşınızda. Başka yerlerde öyle bedavaya bulamazsınız bu bilgileri. Paranız kadar öğüt alabilirsiniz ancak. Para lafından da nefret ederim ama, ağzımdan çıktı bir kere yapacak bir şey yok.
Çok mu dokundu laflarım?
Hakketmedik mi diyorsunuz bunca şeyi?
Sessiz olun! Bir itirafta bulunacağım, ama önce aramızda kalacağına söz vermelisiniz? Söz verin diyorum, sanki sözlerini tutacaklar da. Bağırmayın öyle. Zaten vazgeçtim anlatmaktan. Siz ne anlarsınız sır saklamaktan. Sizi arsız müfteriler sizi. İşte bu sefer kızmaya hakkınız yok.
Sakin olun! Belki ne demek istediğimi anlamıyorsunuz şuan. Bir gün anlayacaksınız bunda hiç şüpheniz olmasın.İçinizden bazıları yine her zaman olduğu gibi hayatına devam edecek. Bunu da biliyorum. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlardır bu bahsettiklerim aslında. Onları örnek almayı aklınızdan bile geçirmeyin. Sakın ha! Bırakın devam etsinler öylece yollarına. Elbet bir gün doğru yolu bulacaklardır. Bunda da pek emin değilim ama...
Tanrı’nın elini çektiği o insancıklara, biz ne cüretle el uzatabiliriz ki. Tanrı’nın eli tabii ki de yok, tamamen mecazi anlamda kullanıyorum. A…yoksa mecazinin ne anlama geldiğinden bihaber misiniz? Saçmalamaya başladınız. Tam da her şey yoluna girdi dediğim anda hem de. Biraz okumalısınız. Hiç yakıştıramadım, hiç. En azından bu kadarını beklemiyordum.Şaştım kaldım. Kimseye söylemem öyle hırçın hırçın bakmanıza gerek yok.Sizin gibi dedikodu yapacak değilim. Rahat olun. Sizin gibi cühelanın içinde âlim olmam şaşılacak bir durum değil. E boşuna dememişler; körler ülkesinde tek gözü olan adam kral olur, diye. Endişeniz olmasın tarih sizin gibileri teğet geçip yoluna devam eder her daim.
Neyse, boşverin bu söylediklerimi.Unutun gitsin. Biz devam edelim kaldığımız yerden.En son bir delinin hatıra defterinden ve yeraltından notlar’dan bahsetmiştik yanlış hatırlamıyorsam. Bir delinin hatıra defterini bırakın orada kalsın.Ama yeraltından notlar’a zaman zaman değineceğimiz için elinizin altında bulunsun istiyorum. Çıkarın kitapları şimdi.
Kitabı okudunuz değil mi? Birkaç kişi okumuştu sadece. Kitabı yeni aldım ve okudum diyen var mı? Korkmayın soru sormayacağım, sadece merak ettim kaç kişi okudu diye. Hadi ama zaman kaybediyoruz.
Aradan onca zaman geçti merak edip de almadınız öyle mi? Miskin miskin oturdunuz demek.Yazıklar olsun size, yazıklar olsun! Sizden utanıyorum. Hatta sizin bile kendinizden utanmanız gerekir. O da yetmez yüzünüze tükürmeli aslında. Kime dil döküyorsam artık.Okuma alışkanlığı edinmelisiniz. Sahi okumadan nereye kadar gidebilirsiniz. Sizi hor görecek değilim elbette,ama başkaları adına da söz veremem ne yazık ki. Tamamen sizi düşündüğüm için söylüyorum. Evet, kızdığım zamanlar oluyor size,fakat bu geleceğinizi düşündüğüm içindir tamamen.İster inanır, ister yine bizimle eğleniyor deyip kaale almazsınız beni.Seçim sizin.
Ama hakikat bu.
Bana müsaade şimdilik…
03 Ocak 2013
YORUMLAR
"...tarih sizin gibileri teğet geçip yoluna devam eder her daim"
yazının içinde öne çıkan ve dikkatimi çeken adamakıllı tek cümle işte bu...
bir cümle dahi aklının içine küçük bir gedikten geçip yer edinmeye çalışıyorsa kendine, sürüden çoktan ayrılmış demektir...
ha bir de sesinin duvarlara çarpıp yüzünde yankılanışı var...
o daha bi yoruyor insanı...
çünkü çarpım gücü çekim kuvvetiyle karşılaşınca; karşılığında sana iki misli kucağına iade ediliyor...
o da darma-duman ediyor adamı...
benimki de laf mı...boşver saçmalıyorum işte...
bir an Oğuz Atay ın tutunamayanlar kitabı geldi aklıma sanki oradan sesleniyor gibiydiniz o kadar yalın ki
sorunuza gelince
"okudum"
evet hem de defalarca "okudum"
baştan sona
ama "sizi"
bazı kalemlere yazmak ayrı bir yakışıyor
saygıyla
-Rezber Camêr- tarafından 1/3/2013 12:55:29 PM zamanında düzenlenmiştir.