- 517 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Bale Sever Misiniz?
Bale Sever Misiniz?
Kendim sanatın hiçbir dalında başarı gösteremesem de, bilinçli bir anne olarak çocuklarımı sanata yönlendirmeye ve sanata teşvik etmeye çalıştım.
Zaten pek anlaşamadığımız büyük kızımı spor ve güzel sanatlara ne kadar kanalize etmeye çalışsam da, ellerim bomboş şarkısını söylemek düştü daima payıma.Ama küçük kızım daha istekli ve hevesli.
Sinema ve tiyatroya bayılıyorlar.Bale ve opera da itirazlar diz boyu oluyor.Aslında onların itirazları beni ilgilendirmiyor.Ben sevmeseler de, diğer sanat dallarından bihaber değil, bir haberleri olsun istiyorum.
Senede 2 kez bale ve opera, olabildiğince de resim heykel sergilerine götürüyorum.Bütün o itirazlara öflemelere,küflemelere kulağımı tıkayarak tabi.
Eşim bu konuda oldukça rahat.Beni bu entel dantel işlerine bulaştırma, ne yaparsan yap diyor. Onun çocuklarla ilgilenme anlayışı, lunaparka veya alışverişe götürmek, kebap yedirmek ile sınırlı.Ben ne zaman tiyatro , sinema desem , boşver onları gel türkü bara gidelim der.
Bu sene 2 operayı tamamlamıştık.İlk bale ise dün geceydi.Çalıkuşu için
biletleri aldık.Bir gece önce büyük kızım alerji oldu.Ben yediğin çağlalardan dedikçe, o bas bas bağırdı.
"Stresten oldum anne, hani bale var ya" En pis bakışımı fırlattım, susturdum tabi.
Eşim kapıdan uğurlarken, kızımın kulağına "sıkılırsan, çaldır gelip alayım sizi "dedi.
Tam çemkirecekken sustum.Küçük kızım sevinçli, bembeyaz elbiseler içinde parmak uçlarında sıçrayan, saçları topuzlu kızlar hayal ediyor tabi.
Oldukça kalabalıktı Kültür Merkezi.Geçtik yerimize oturduk.Perde açıldı.15 dakika sonra hep birlikte sıkıldık.
Çalıkuşu’ nu binlerce kez izlememe rağmen hikayeyi yerine oturtamadım.
Kızlara çaktırmadım tabi.
Bir taraftan küçük kızıma olabildiğince sessiz hikayeyi özetlemeye çalışıyorum.Diğer taraftan büyük kızı kesiyorum.
İlk yarı iyiydi yine de.Arada küçük kızla çıktık biraz hava aldık geldik.
Büyük kıpırdamadı yerinden.Asmış suratını oturuyor.
Sinir oldum ama kavga çıkmasın diye birşey söylemedim.
İkinci yarısının beşinci dakikasında küçük kızım kucağımda uyudu.İlkbaharda olmamıza rağmen kaloriferler cayır cayır yanıyordu.İçerinin sıcağı , kızımın kucağımda uyumasının ağırlığı ile eridim bittim.
Neyse ki o ara baş balerin ile baş balet şöyle güzel bir iki hareket
yaptılar da biraz uykumuz dağılır gibi oldu.Büyük kızıma bakamıyorum bile.
Ben böylesine sıkılmışken o ne halde, görmeye cesaretim yok.
Gösteri bitti.Sıra alkış faslına geldi.
Her oyuncunun sırayla gelip selam vermesi, daha sonra üçer beşer selam vermeleri, daha sonra topluca selam vermeleri derken, büyük kızım sinirden gülme krizine girdi.
Ayağa kalktı hem deli gibi alkışlıyor, hem de kahkalarla gülüyordu.İçimden kendime lanetler okudum tabi.
"Kızım bittin sen dedim, bu kızı psikolog psikolog gezdirmen gerekiyor."
Bir yandan kucağımdaki, diğer yandan zorla elini tutup çekiştire çekiştire götürdüğüm kızlarımı arabaya attığım gibi eve geldik.
Kapıyı açan sevgili eşim nasıldı , dedi.Kızım yanıtladı "Alkış faslına kadar
sıkıcıydı ama alkış faslı enfesti, kendimi kaptırmışım, annem zorla eve
getirdi babacığım."dedi."Sıkıcı" lafı eşime oldukça eğlenceli geldi.
Pis pis sırıttı, tabii ben de ona"
Sanatın bir dalını diğerinden ayırmak elbette doğru değil ama şuna inancım pekişti ki, bale ve opera için millet olarak çok uzun seneler daha geçirmeliyiz.Nedense kültürümüze pek uygun değil.
Ve öğrendim ki , istemeyenleri zorla götürmenin de hiçbir faydası yokmuş.Sadece eziyet çeken oluyormuşsun.
Tövbe ettim mi, etmedim.İnatla götüreceğim çocuklarımı.Hayatın bütün eziyetlerini tanısınlar istiyorum çünkü.
C.AKDAĞ/23.05.2012
YORUMLAR
Üzülmeyin, çocuklarınız bu ilkleri yaptığınız için hayatlarında gülümseyerek hatırlatacaktır o anları...