Ey Kral Soytarını At Çöpe!
Ey Kral!
Soytarını at çöpe!
Ben geldim ve cüppemi ve külahımı da yanımda getirdim. Bırakacağım şu düşün yürütme işini. Artık mukallitlik mesleğine demir attım. Bundan böyle eğitimci palyaço olarak çalışacağım anlayacağın.
Ey Kral!
Soytarını at çöpe!
Ben hem güldürür hem eğitirim seni ve tatmin etmede yeterim de sana. İnan bak, eski soytarına pabucunu Şam’dan getirttiririm. Hem kimsenin bilmediği şeyler öğrenirsin benden. Aslında herkesin bilmesi gerekirken, insanların öğrenmekte hep gevşek davrandıkları tüm hakikati aşikâr kılarım sana. Benim sayemde suların durulur. Üstelik sen hep sulh istemiyor muydun tüm dünya ülkeleriyle? İşte ben O’yum. Yani sana beynelmilel barışı sağlayacak hatta sağlatacak hatta bunu cebren yapabilecek olan kişiyim ben. Tüm sırra vakıf olan benim. Şu var ki genç yaşıma rağmen sana ilmi ben belleteceğim.
Ey Kral!
Soytarını at çöpe!
Sadece güldürmeyeceğim sizi ve çevrenizdekilerinizi merak etme. Tüm dünyaya açtıracağım ağzını ve yumduracağım her birinize gözlerinizi. Ancak bunların yanında size en önemli şeyi öğreteceğim. Sırıtmadan gülmeyi belki de. Sözünü etmişken, gülmek kadar güldürmek de hobiniz olacak bundan böyle. Yani hem gülecek hem de güldüreceksiniz! Nasıl mı? Söyleyeyim açıkça. En önce ben sağ elinize bir kese bırakacağım. Keseyi açtığınızda epey uzun bir fiş nazar edeceksiniz. Fişin üzerinde “Zulme Kayıtsızlık” yazıyor olacak. O esnada zembereği boşaltacaksınız, koy vereceksiniz makaraları, basacaksınız kahkahayı. Fakat tek gülen siz olmayacaksınız elbette. Sizin gülmeniz seciyesizliğinizden ve hayasızlığınızdan kaynaklanacak ve acizliğinizden, oysa ağlamanız gerekirken bu niteliklerinize. Ne var ki gözükmeyen gülücünün kahkahaları zafer menşeili olacak. Karanlıkta sırıtışının yansımaları güneşle cebelleşirken, bu yengisinin keyfiyle gülüşleri uzayacak da uzayacak ezelî düşmanının karşısında. Ayna akislendirirken galibiyetini ve şan ve nam katarken şöhretine eylemleri...
Çok geçmeyecek sol elinize de bir kese tutuşturacağım. Bu keseyi açtığınızda ise daha farklı bir ibareyle karşılaşacaksınız. Üstelik fişi de ilkine nispetle hayli babaç kalacak. Muhatabı olduğunuz yazı “Zulme Kayıtsızlığa Kayıtsızlık” diye haykıracak, inleyecek, yırtınacak, yakınacak... Bilmukabele sizler de çığlık atarcasına güleceksiniz. Çünki daha aciz kılacak bu kese ve kasvetinde hafakanlar basacak sizi. İnsan imgeleminin algılayamayacağı, muhayyilesinin tahayyül dahi edemeyeceği bir sevince ve kıvanca gark olacak karanlık yüzler ve at ayaklılar. İşte böyle güldüreceksiniz insan dışı varlıkları. Neticede başaracaksınız işte gülerken güldürmeyi. Benim amacım ve sizin gayeniz yerlerini bulacak ve ok tahtaya çatından saplanacak.
Ey Kral,
Soytarını at çöpe!
Yaşlanmış ve kamburu çıkmış bir acezeyi neden yere barındırıyorsun hala anlamıyorum. Gönder sarayından o da kendi ülkesinde rüyasını yaşasın. Özgürce, özgür ülkede. Bu kadar gaddar ve katı kalpli olma. Şu var ki zaten ben sana yeterim. Benden başkasını arzulama.
Soytarını at çöpe ve attır tüm soytarıları çöplere. Tenekeler dolsa da yenilerini yaptır, paran mı yok? Çağa ayak uydurmak istiyorsan para harcamaya mecbursun. Üstelik gülmeye ihtiyacımız var bizim. Eskilerin esprileri bayatladı da küfleniyor. Bir dakika bile gülmelerinizden çalmalarına izin vermeyeceğim. Unutma ey divane; zevkler, onları gözettiğiniz sürece haz verir.
Soytarını at çöpe ve Rabbini sadece mabetlerde ara. Kilisenin dışında sakın arama onu. Caminin dışında sakın ona secde etme. Mescidden çıktığın an benim kulumsun sen bunu sakın unutma. Benim ve kahkahalarının kulusun, senin kahkahalarının.
Ey Kral!
Soytarını at çöpe ve doğruca tımarhaneye koş. Çünki, kendin koşmazsan, ben seni sürükleteceğim o kafese. Zira soytarılığı bıraktım. Bundan böyle krallık yapmaya karar verdim ve yapacağım da. Hem sana pabucunu Şam’dan getirttirir ardından da ters giydirttiririm ben!...
Muhammed Akverdi
06.08.2012
01:35
YORUMLAR
hayatın kendisi soytarı değil mi...zaman zaman bizi eğlendirirken zaman zaman da bizimle eğlenen arsız soytarı....tebrikler farklı bir bakış açısı ile güzel bir anlatım okudum...yüreğinize sevgiler...daim olsun kaleminiz soytarılara inat ;)