- 2571 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
BOZCA DUGGUK TÜRKÜSÜNÜN ÖYKÜSÜ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
BOZCA DUGGUK TÜRKÜSÜNÜN ÖYKÜSÜ
Ali Rıza Güngör 1920 yılında Muğla’nın Fethiye İlçesinin sahil Ceylan köyünde dünyaya gelmiştir.
Ali Rıza Güngör Kuman Kıpçakların Sarallar boyundandır. Sarallar Trabzon’un Of İlçesinde çok yoğun olarak yaşamaktadırlar.
Aslen Burdur’un Çavdır İlçesinin Kızılhisar köyünden olan Hatice Sağır ile evliliğinden üç oğlan ve üç kız çocukları dünyaya gelmiştir.
1936’lı yıllarda sahil Ören köyünde sabah erken saatlerinde alaca karanlıkta keçi otlatmaya giderken yol kenarında keçilerin bir araya gelerek bir şeyleri, koklayıp deşmeleri dikkatini çeker. Ne olduğunu merakla bakarken, üç telli bir bağlama bir dürbün bir de deri sırt çantası siyah incir olduğunu görür. Deri çantayı ve dürbünü eve bırakır bağlamayı da keçi otlattığı yere götürür fırsat buldukça çalıp söyler. Evde hem ağabeyleri hem de anne babanın verdiği disiplininde getirdiği bir baskının içinde 0lduğundan, bulduğu bağlamayı keçi otlattığı yerde akşamüzeri bir yere saklama gereği görür.
Gel zaman git zaman yayla göç zamanı gelir Ali Rıza Güngör’e eşeklerle arı kovanlarını yayla Döger köyü 1950’li yıllarda Temel olan Temel köyüne götürmesi talimatı verilir. Bu görevin verilmesine çok sevinen Güngör, bir fırsat bularak bağlamayı boş arı kovanının birisinin içine yerleştirir. Kayabaşı mevkiine geldiğinde bağlamayı yerinden çıkarıp çalıp söyleyerek giderken, önünden atlı bir adam gelir, elindeki bağlamayı nerde buldun sen bu bağlamayı der. Ulan bu bağlama Sırrı efenin bağlaması der ve bağlamayı alır gider. Bu adam Sırrı efenin en yakın arkadaşı Ceylan köyünden Zühtü Öztürk ağadır. Ali Rıza Güngör oracıkta yıkılır. Onun için en değerli bir varlık yok olmuştur.
Yaylaya varır varmaz ilk işi bir bağlama tedarik etme yollarını araştırır ve Bayır köyünden üç telli bağlama üstadından bir bağlama tedarik eder. Bu adam Ramazan Güngör’ün de ustası Bayır köyünden Mehmet efedir. Bağlama teknesinin içine üç adet yumurta kabuğunu okus tük şekilde monta ederek bağlamadan çok değişik bir ses çıkartma tekniğinin de mucidi olmuştur.
Bu arada yayla göçleri esnasında Güngör göç obalarından birisinin kızına gönlünü kaptırır. O zamanlar da da göçler yapılmadan üçlü beşli aileler bir araya gelip, yayla göçlerinde Dereyol ve Karabel mevkiinde efelerin soygunlarına maruz kalmamak için silahlı görevliler eşliğinde göçler toplu olarak yapılırmış. Zaman içinde her iki yürekte alevlenir. Göçler birkaç yıl daha beraber yapıldıktan sonra Ali Rıza Güngör’ün sevdiği kızı bir başkasına aile büyükleri verirler. Yine göç zamanı gelir gelir ama sevdiği kız gelin olup gittiğinden, Güngör’ün tüm hayalleri suya düşer.
Giderken yolda bir bozca dugguğun ötmesi onun yürek yaralarının kanamasını daha da arttırır şöyle bir dikilir bozca dugguğa döner, ‘’ne ötersin bozca da dugguk ardıç dalında, aman ardıç dalında. Yalınız mı kaldın a dugguk yayla yolunda, aman yayla yolunda’’ diyerek yüreğinde yanıp tutuştuğu sevdiğine bu dizeleri sıralar.
Yayla ören köyüne varır, çatal oluklu çeşmede su doldurmak için her akşam ovadan iş bitimi sonunda akşamüzeri köyün gençleri su doldurmak için çeşme başında bir araya gelirler. Orada sevdiği kızı göremeyince şöyle bir bakar yine yüreğindeki yangınında etkisiyle, A yaylam senin çeşmelerin çatal oluklu, aman çatal oluklu. Ay gelin senin omuzların sırma melikli, aman sırma melikli, diyerek bu dizeleri sevdiğine böyle aktarır.
Hayvanlarını otlattığı yaylalara çıkar orada sevdiğinle hayvan otlattığı yerde yine yüreğindeki alevleri yükselince burada da çalbalara seslenir. Hani yaylam da senin çalbaların kurumuş, aman kurumuş. Sevip sevip ayrılmalar çok zorumuş, aman çok zorumuş. Güz ayları gelince yine göç zamanı gelir, gelir ama eller göçer gider. Ali Rıza Güngör yine yaylada yalınız kalınca, duyguları ayyuka çıkar. hani yaylam da hani senin öf öf ellerin, aman öf ellerin. Göçmüş ellerin de ıssız kalmış o yerlerin, aman o yerlerin. Diyerek duygularını dizelere böyle döker.
Ali Rıza Güngör 05 01 2007 Cuma sabahı kalp krizi geçirerek yaşamına veda etmiştir. Mezarı Muğla/Fethiye/Seki Beldesi Temel köyü Eren dağı Kayak Merkezi yolu üzerindedir. Oğlu araştırmacı yazar Adem Güngör tarafından kaleme alınmıştır.
DUGGUK BOĞAZI
Ne ötersin bozca da dugguk ardıç dalında
Aman ardıç dalında
Yalınız mı kaldın a dugguk yayla yolunda
Aman yayla yolunda.
A yaylam senin çeşmelerin çatal oluklu
Aman çatal oluklu
Ay gelin senin omuzların sırma melikli
Aman sırma melikli
Hani yaylam da senin çalbaların kurumuş
Aman kurumuş
Sevip sevip de ayrılmalar çok da zorumuş
Aman çok da zorumuş.
Hani yaylam da hani senin öf öf ellerin
Aman öf ellerin
Göçmüş ellerin de ıssız kalmış o yerlerin
Aman O yerlerin.
yazımı günün yazısı olarak belirleyen seçki kuruluna sonsuz teşekkür ederim..
YORUMLAR
Sayın yazar ve şair arkadaşım yazınız harika .
Geçmişinizi onurlanarak içten anlatışınız beni etkiledi sizi kutluyorum..
Böyle güzel kültürel değerlerimizin yaşatılması gerekir.Babanızı rahmetle anıyorum.Kendisini sayenizde tanımış olduk..
saygılarımı sunuyorum..
Bu güzel eser günün yazısı olmayı hak etmiş ayrıca onun içinde sizi tebrik ediyorum...
Adem Güngör
Ne güzel bir yad, ne güzel bir biyogafi öyküsü.Babanıza Allah rahmet eylesin,nur içinde yatsın.
Kutluyorum günün yazısını.
Nicelerine...
Saygı ve selamlar
Adem Güngör
Adem Güngör
Her türkünün bir hikayesi var,bir ara tv onları veriyordu güzel oluyordu,bilgileniyorduk.İçimizden çıkan türkülerin öyküsüyle dinlemek aşka oluyor.
Tebrik ederim saygılarımla.
Adem Güngör
Allah rahmet eylesin
ilgiyle okudum makalenizi
Anadoluda bu tür ne aşklar yaşandı
nerde o aşklar nerde o sanat ruhlu insanlar
saygılarımla
Adem Güngör
Adem Güngör
Cok guzel bir anlatim , etkileyici bir yasam oykusu, dahasi bir evladin babasinin yasantisini kaleme almasi farkli ve hostu.
Gecmisinize, babanizin nefes aldigi yerlere, sayenizde iz surmek guzel oldu Adem Bey.
Rahmeti bol, mekani cennet olsun insallah.
Selam saygimla..
Adem Güngör
Nezahat Yıldız Kaya
Selam ve saygi ile...