KİTAP
MÜZİK
ATÖLYE
- 1612 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
SANAL ALEMİN BİTMEYEN KURBANI
Sayın okuyucularım sizlerle bugün güncel olayı paylaşmak istiyorum;Sanal alemde yaşanan yalan aşk ve yuvanın yıkılışı...evli iki çocuk annesi evinde sade bir yaşam yaşarken biraz can sıkıntısı biraz da çocuğunun ders için gerekli olan bilgisayarını almış ve gayet doğal bir biçimde kullanıyorken ödev için internet bağlantısı şart olduğunu belirterek eşine neti bağlattımış ...günden güne bu interneti kendi yönünde kullanmaya başlamış ev hanımı olduğu için yemek tarifleri derken farklı sitelerde kendini bulmuş iki yıl boyunca farklı sitede bir erkek arkadaşıyla tanışmış kendince güvenmiş o kişiye evinin tüm sırlarını paylaşmış uzun zaman sonra gerçek hayatta görüşmüşler ve bu şekil hayatlarına hem sanalda hem reelde yaşamışlar kadının kendince sebebi eşinden intikam almak ;ama nerden bilecektiki olayların çamurlaşacağını ve eline yüzüne bulaştıracağını .Uzun zaman içinde sanal daki genç arkadaşıyla anlaşıp kaçma planları yapmışlar ve aradan birkaç ay geçtikten sonra kadın çocuğunu alıp bulunduğu yerden uzaklaşmış hiç haber vermeden geride sevenlerini inananlarını bırakıp ;sessizceee... gitmiş şimdi ise gözleri yaşlı çevresi köşe bucak arıyorlar of offf sanal alem işte son kurbanını bu şekilde hapsine aldı.
SONGÜL BOSKA ÖZGÜN
SİNOP 2012
Sanal dünya evlilikleri sarsıyor Sanal alemde gereğinden fazla vakit geçirmek eşler arasında iletişimsizliğe yol açıyor.
Sanal alemde kaybedilen zaman, evliliği bitiren bir kısır döngü oluşturabilir. Evde yalnızlaşan bireyler mutluluğu internet ortamında aramaya başlayınca evlilikler yıkılabiliyor.
Psikiyatrist Prof. Dr. Hüsnü Erkmen’e göre çiftlerin birbilerini arkadaş gibi görememeleri evlliği tehdit ediyor.
Hiçbir sorun çözümsüz değil. Her derdin dermanı var. Evlilikleri ayakta tutmanın da en büyük yardımcılarından biri karşılıklı emek sarf etmek.(ALINTI)
Kolay hayat ister olduk kolay...
Sevgimizi askımızı bile kolay yasamak istiyoruz..
Bizi yormasın zorlamasın basımıza bela olmasın...
İstediğimiz zaman olsun onun dışında yok olsun..
Bir kumandanın ucunda olsun her şey
Bir bilgisayarın düğmesinde bir telefonun tuşlarında...
Ulaşmak yaşatmak canlandırmak
Hissetmek için caba harcamayalım...
Sanal hayatin yalan alemi girdi hayatımıza
Yalan alemin yalan insanları olduk hemen. duygularımızdan korkar olduk...
Hissetmek yok... Her şey bir yalan... sanal alem dedikleri koca bir talan...
Düşünemedik ki kablonun diğer ucunda gerçek insanlar olduğunu...
Dokunmaya
Hissetmeye
Göz göze gelmeye korkar olduk...
Bir bilgisayar bir msn bir kamera her şey tamam...
İnsan başka ne ister ki...
Böylesi daha güzel
Sanal bir gerçeklikte sorumluluk duygusu yok bağlanma yok
Hesap vermek yok deyiverdik...
Canın isterse varsın istemezse yoksun...
Ne güzel tam bu cağın insanına göre...
Kolay isin hangi yoldan elde edildiğinin hiç önemli olmadığı
Kolay paranın pesinde koştuğumuz
Hayata direk tepeden başlamak istediğimiz bu günlerde
Kolay seks kolay ilişkilerde giriverdi usulca yaşantımıza..
Zora gelemiyoruz gerçek ilişkiler sıkıyor biraz...
Biri azıcık duygularından söz ettiğinde birden itici oluveriyor
Hemen pılımızı pırtımızı toplayıp
Arkamıza bile bakmadan oradan uzaklaşıveriyoruz..
Neden peki bünyemizde barındırdığınız şeyden kaçmak niye
Yok saymak derinlere inmek...
Kimsenin gözüne gerçek anlamda bakmak istemiyoruz
Korkuyoruz birilerinin gözlerine bakmaktan.
Mekanik hayatlar mekanik ilişkiler mekanik sevişmeler istiyoruz...
Nasıl bir sevgiyse bu ?
O kadar rahatladık ki artık.. sevmeye bile üşenir olduk...
Ben gelemem ama gelirsen de hayır demem...
Buradayım isteyen gelip alsın...
Ben kılımı kıpırdatmam...
Uğraşamam...
Caba harcayamam...
Ama söyle yakınlarımda olsan da yok diyemem...
Aşk aramıyorum sevgi aramıyorum
İlişki aramıyorum
Sormazlar mi o zaman neden geldin?
Benimi merak ettin? İşte buna o zaman bende gülerim.....
Bir yerlerde unuttuk duygularımızı
Yitiriverdik insanı insan yapan ruhumuzu...
Sevmekten korkar olduk...
Ne oldu bize ne zaman nerde kaybettik değerimizi, sevgimizi, saygımızı
(ALINTI)
YORUMLAR
değerli yazar bu bahsettiğiniz tarih boyu olmuştur.
sanal alem olmasada olacak bazı şeyler. sanal alemde mutluluğu ve doğru kişiyi bulan çok.
bakın sizde sanal alemde bu yazıyı yayınlıyorsunuz demekki işe yarıyor.
çok güzel ve ders vericiydi yinede.
güzel yazılarda ve şiirlerde buluşabilme temennisiyle.
tebrikler saygılar.
merhabalar: Hayatımızı komşunun hayatına göre yaşarsak, sonuç hiçte iyi olmuyor. Korkularla başlayan bir yaşam, sonrada o korkuların esiri olduğumuz halde, sonunu hiç düşünmeden atıveriyoruz kendimizi aşağıya..Rast gele, gelmiyor işte. Burada sanalı suçlayamayız, sanalı da gerçeği de yaratan biz insanlarız. Tabi ki dikkatli olmak lazım.En yakın komşunu taşıyamıyorsun ki değilde sanal alemdeki insanları tanıyacaksın..Her hata yaptığımızda birilerini suçlamaktan vaz geçelim lütfen. İnsan istemese, kimse ona zarar veremez, ben bunu öğrendim bunca yaşanmışlık sonucunda. Üzüldüm ama yapacak bir şey yok.. Onlarca insan bu şekilde mahvoluyor.. Lütfen hayatlarımıza bizler yön vermeyi öğrenelim. , başkalarınında hayatına karışmayalım ve bırakaım kendi karralarını kendileri versin, önce aileden başlamalı bu durum, sizce yanlış mı düşünüyorum..
ağla yüreğim
net araçtır fazlası bozar.....kişiden kaynaklanan bu durum...şakayla başlar belaya doğru hızla yol alır.... uyarıcı bir yazı.... netin tadını kaçıranlara ......saygılar can...
Songül'cüğüm, benim çocukluğumda hesap makinesi, bilgisayar, televizyon, cep telefonu falan yoktu. Sanal alem lafı doğal olarak daha icat edilmemişti. Ancak eşlerin birbirlerini aldatmaları yine vardı. Sadece bizim toplumumuzda değil, tüm dünyada var ve var olmaya devam edecek. Çünkü bu teknolojik değil ahlaki bir sorun. Aldatmayı kafaya koymuşsa, o kişi ne kanun tanır, ne de gözü ailesini, sevenlerini görür. Uçkurunun peşine takılır, gider. Kişide vicdan, ahlak, merhamet, edep, hakkaniyet duyguları varsa, o ülkede isterse zina yapmayanı cezalandıracaklar diye kanun çıksın, yine yapmaz, yine yapmaz. Bu kavramlar kişiye doğumundan itibaren verilmelidir. Kişinin annesi, babası ahlaken sakat bir yaşam sürüyorsa, çocuktan düzgün olması elbet beklenemez. Devletin yanısıra, Sivil Toplum Kuruluşlarının da desteği ile okul öncesi eğitim şart. İnsana "bu dünyaya ne için geldin" sorusunun önemi kavratılmadıkça bu sorun çözülmez. Sevgilerimle.
