GİZEMLİ AŞKIN HİKAYESİ
Yıllar boyunca bizler tarihin derinliklerinde birçok savaş,kavga ve çeşitli rivayetleri okuduk.Tarih boyunca yapılan her savaşın bir kazananı ve bir kaybedeni vardı.
Ama tüm bu olayların yanında bu savaşlarda kendini göstermiş olan liderlerinde kendi duygu ve düşünceleri vardı.Daha önce bize tarih derslerinde kişilerin sürekli yaptıkları savaşalardan ve tarihe damga vuran yanlarını gösterdiler.Ama bu kişilerin aşklarından hiç bahsetmediler.Bu kişiler kimseye aşık olmamış mıydı? Aslında ben hiçbir zaman tarihi liderlerin bu kadar derin ve bazılarının çok acıklı hikayelerinin olduğunu düşünmemiştim.
Geçmişe baktığımızda birçok örnek çıkarabiliriz karşımıza.
İlk olarak kimden bahsetsem bilimiyorum.Mesela dünyaya hüküm sürmüş olan ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün eşi Latife Hanım’dan mı bahsetmeliyim acaba .
Dante bir zamanlar yüreğini neşeli tutan aşkı,elemli aşka dönüştüğünde kendini ölüme yakın görür.Ve çok sevdiği Beatrice’ye olan aşkını şöyle tanımlar:
"Ölümüm onun yüzünden,adı Beatrice olanın."
Veya Nietzsche’nin sürekli platonik olarak yaşanmış aşklarını mı anlatmalıyım?Felsefe tarihine adını kazımış bu filozofun "Zerdüşt"adlı eserinin ilk bölümünü çok kısa sürede bitirmesinde umutsuz aşkının etkisi yok muydu?
Ünlü resssam Van Gogh Kee’ye olan aşkını bir mektubunda şöyle ifade etmiş:
"Onu o kadar çok seveceğim ki , sonunda o da beni sevecek."
Bir de aşklarını sık sık okuduğumuz Osmanlı tarihinde büyük etkiler yaratan Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan’ın aşkları...
İşte incelediğim birbirinden farklı bunca aşk hikayesinden sonra günümüze kadar gelmiş öyle bir aşk hikayesi var ki, bu gizli aşkalrın temelleri birçok sır üzerine kurulu.
Ben bir kadına olan hislerini,bir insanın bu şekilde nasıl ifade ettiğini öğrendiğimde ona hayran kaldım.Bakalım siz ne diyeceksiniz bu gizemli hikaye için.
Mihrimah Sultan’ın ve Mimar Sinan’ın büyük aşkı tarih boyunca hala gizemini sürdürmekte.
Osmanlı’nın en büyük padişahı Kanuni ve Hürrem’in tek kız çocuğudur Mihrimah.Mihrimah Güneş ve Ay anlamına gelir.Kanuni Sultan Süleyman vermiştir bu ismi kızına.Yüzünün bir yanını güneşe bir yanını aya benzettiği için.
Günler geçip Mihrimah 17 yaşına geldiğnde artık evlenme zamanı gelimiştir.Mihrimah’a iki iki kişi talip olur.Biri Diyarbakır valisi Rüstem Paşa ,diğeri ise Mimar Sinan . Koca Sinan o dönemde sarayın baş mimarıdır.Kanuni,çok sevdiği kızını Hürrem Sultan’nda etkisiyle Rüstem Paşa’ya verir.Sinan o zaman evlidir ve 50 yaşındadır.Ama Mihrimah’a aşık olmuştur.
Mimar Sinan’da aşkını,tutkusunu yaptığı eserlerde göstermiş,aşkının güzellğini sanatıyla anlatmıştır herkese.
Bir gün Mihrimah Sultan Mimar Sinan2ı huzuruna davet edip onun adını bir külliye yapmasını ister.Sinan külliyenin nereye yapılacağını sorunca Mihrimah "yerini sen seç" der.
Sinan’ da bunu üzerine eserini Üsküdar’ın yamaçlarına kurar.Bu külliye Mihrimah Sultan gibi sade ,gösterişsiz ve onun asil duruşunun bir örneği gibi olmuştur.
Sanırım Sinan aşkını ona beslediği duyguları hep içinde yaşatmış, bunu da yaptığı eserinde ortaya çıkarmıştı.
Bu eserden 14 yıl sonra Sinan bir kez daha huzura çağırılır ve bir külliye daha yapması istenmektedir.Bu külliyeninde yerini yine Sinan seçecektir.Külliye İstanbul’un en yüksek tepesine inşa edilecek, bu seferde Mihrimah’a olan aşkı Edirnekapı’da yükselecektir.Külliye kimsenin çok gitmediği,ıssız ve yalnızlığı temsil eden bu en büyük tepede aşkını haykırmak istercesine yapılacaktır buraya.
Bu cami diğer camiler gibi gösterişli ve büyük bir cami değildir.Mihrimah’ın sade güzelliğinin ve asaletinin anlatıldğı küçük bir camidir ki minaresi sadece 38 metredir.Cami bir kubbeye sahiptir ve üzerinde 161 tane pencere bulunur.Bu da onun iç güzellğinin,kalbinin ne kadar aydınlık ve temiz olduğunu gösterir.Caminin sadece tek minaresi vardır.Derler ki; bu da Koca Sinan’ın tek kişiye aşık olduğunu ve onun yalnızlığını anlatır.
Ve Sinan aşkını iki cami arasına şöyle gizliyor.O aşkını oraya öyle bir mühürlüyor ki anlamak mümkün değil.O gün bugündür hala çözülemeyen sır şu: 21 Mart günü güneşin doğum ve batım yerleri belirlenmiştir.Üsküdar ve Edirnekapı’da her iki camiyi görebileceğiniz bir yerde bulunduğunuz zaman Edirnekapı’daki caminin minaresinin üzerindenbatan güneşle ,Üsküdar’daki camini arkasındaki ayın doğuşunu seyredin.
İnanın insan böyle bir hesabın nasıl bir incelikte tasarlandığını çözemiyor.
Bir de Mihrimah Sultan’ın doğumu 21 Mart olduğu için bu gizemin nasıl olduğuna hayran kaldım doğrusu.
İşte Sinan aşkını bu iki cami arasına gizlemiş.
"Sizce bu nasıl bir anlayış, nasıl bir AŞK’tır!"