- 656 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇALIKUŞU'NA MEKTUPLAR
Çalıkuşu
..akşam ezanları okunuyordu Üsküdar vapuru iskeleye yanaşırken eminönü’nden itibaren vapuru takip eden martıların çok yakın uçuşları İstanbul kadar harikaydı güneş en güzel renkleri başına toplayarak bu güzel şehri bırakıp gitmişti geriye akşamın grup vakti ve sonrası akşam kuşlarının sık sık uçuşları ve martıların coşkulu görsel raksları kalmıştı öğleye yakın çıkmıştım 3.cü şiir kitabım çıktı çalıkuşu bunun sevinci ve morali ile üsküdar’a gitmek tanıdık tanımadık herkese dağıtmak istiyordum öyle de yaptım önce sahile yakın kitapçılara bire ikişer bıraktım daha sonra esnaf tanıdıklarım ah bu arada güzel bir rastlantı oldu çalıkuşu beni tanıyan birinin sevinç çığlığına benzer seslenişi ile dönüp bakmıştım nasıl da sımsıkı sarıldık birbirimize sanki yıllardır ayrı düşmüşüz gibi karşıya cağaloğlu’na geçmem gerekeceğinden uzun uzun konuşamadık ancak o kısa an bile çok güzel bir sevgi akışı duygu ve anlayış güzelliği yaşanmıştı kitaplarımdan birer tane hediye edişime çok mutlu oldular vapur eminönü’ne hareket etmek üzereydi son binen ben oluyordum yine …sana nasıl anlatmalıyım yaşadığım şu muhteşem manzara karşısındaki duygularımı çalıkuşu güneş bir yaz güneşi görünümünde hava tertemiz boğaz lacivert rengi ile gelinlik kuşanmış martıların sevinçli şarkıları İstanbul ile birleşince dünyanın en güzel senfonisi oluyordu seninle ekmek arası balık yemeyi o kadar isterdim ki adım atar atmaz Eminönü nefis bir lezzet kokusu yayılmış olduğuna şahit oluyorsun adım başı odun kömürü ateşinde gayet güzel çatlamış kestaneler öyle kalabalık ki bunca insan arasında onca seyyar satıcının sesleri insana balık ekmek-kestane-simit-kağıt helva-kuruyemiş türleri-midye tava..vb iştahını açıyordu kendimi zor tuttum ancak tutamadım bir simitle yetineyim istedim “..kaç kuruş simit – 750 kuruş..ankara’da dördü bin kuruş ..demiştim ..bizim mahallede beşi beş parasız ..deyince simitçiye vermek üzere olduğum parayı geri çektim simidi sehpaya koydum .-..senden almayacağım üslubun hoşuma gitmedi seni sevmedim simitçi..- çok da umrumdaydı…demez mi ? .canım sıkılmıştı hangi duygularla ne güzel bir moral ile yürürken şu başıma gelene bak kendimi tutmaya devam ettim cağaloğlu yokuşunu tamamladım çiğ köfte yoğrulmuş servise hazırdı sohbete geldiğimde yendi çaylar içildi tatlılar yendi konu sanat ve heykel di çok güzel konuşmalardı ben de söz almak istedim “..Allah güzeldir güzel olanı sever..yani sanatın en güzelini sevginin adaletin icranın yaratmanın en mükemmeleni eksiksiz olanı ancak Allah yapar kendi nefesinden ruhuna üfürdüğü insanın da en güzel sanatları üretmesini bekler üstelik mü’min insan temizdir ve seçkindir mütefekkir ve ileri düşüncelidir tapınmak için yapmadıkça isyan günah küfür şehvet çizgilerini teşhir etmedikçe sanatın her çeşidini üretir çünkü karada ve denizde fesadın karanlığın geriliğin yayılmaması için sanatı medeniyeti en güzel şekilde ortaya koymalı üstelik en etkili ve güçlü şekilde “..ameller niyete göredir.. “ müslüman sanatçı müzikten resime şiirden edebiyata tiyatrodan sinemaya kadar akla gelen gelmeyen her sanatı en doğru şekilde kullanmasını- icrasını bilir ..islam kalplerde iyice yerleşmemiş tam kuvvet bulmazken efendimiz atalarını ve kabirlerini kutsayan tapınan topluluğa ziyaretleri men etmişti ancak islam güç kuvvet ve toparlanma sürecinde ölümü ve ahıreti hatırlatma noktasında kabirleri ziyareti teşvik ve tasviye etmiştir durum böyle olunca içerik ve niyet çok önem arzediyor dolayısıyla insan içindeki güzellikleri sanat ve becerilerini sergilemekte bir beis yoktur ..vb.” ..konuşmalar devam ediyordu izin istediğimde hava hafif serinlemişti güneş batışa geçmişti Eminönü daha kalabalık daha yürünmesi zordu 17.00 de kalkacak vapura son anda kendimi atmıştım kapılar kapandı iskeleden vapur kalktı müthiş bir güzellik gökyüzünün renkleri boğaz ve İstanbul derin derin bu havayı içime çekiyordum keşke yanımda olsaydın çalıkuşu üşüdüğünü söylemekten çekinir sımsıkı bana sarılırdın dışarıda oturmş olmamın bana verdiği mutluluğu bozmazdın illa içeri geçelim diye bunaltmazdın beni biliyorum bunu bak şimdi bize paralel iri hantal güçlü bir gemi geçiyor üzerinde kocaman “ SEAMUSIC” yazıyordu devasa bir hacim suyun kaldırma gücüne hayran kaldım çalıkuşu işte böyle bir gündü akşam ezanları okunuyordu Üsküdar vapuru iskeleye yanaşırken son bir kez dönüp bakıyorum minibüse binmeden önce keşke buradan uzaklaşmasam keşke seninle geçirseydim günü bugün en güzel fırsattı Fenerbahçe Malatya spora yenilmiş benim de keyfime diyecek yoktu …15.01.2011 / üsküdar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.