- 940 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ERZURUM ÇARŞI PAZAR
29 Ağustos 2002’de yitirdiğimiz Hasan Yalçın’ın ’İki türküde aşk’adlı yazısını bir türküye indirerek yazdım bu yazıyı. Güzel insan ışık içinde yatsın !..
’Erzurum çarşı pazar.’ Sadece iki sözcükle yapışmış bir kent tasviri. Gerisi bizim hayal gücümüze bırakılıyor. Dağlarını, caddelerini, sokaklarını, evlerini, dükkanlarını, hepsini ama hepsini kendi kendimiz yerleştirebiliyoruz;hayalimizdeki Erzurum’u kuruyoruz. Ama ne yapsak bir şeyler eksik kalıyor. Eksik kaldığını hissediyoruz. Sahne mükemmel, ancak boştur. Baş kadın oyuncunun çıkmasını bekliyoruz. Çıktığında, hem sahneyi, hem hayal dünyamızı yepyeni bir anlama kavuşturacağını biliyoruz. Aslında sahneyi onun çıkması için kurmuş, ’çarşı pazar’ı onun için hazırlamış oluyoruz.
Yani işte şu mısrada yaşananlar için:
’İçinde bir kız gezer.’
Şimdi iki mısrayı birlikte okuyoruz ve düşünüyoruz:
’Erzurum çarşı pazar....İçinde bir kız gezer.’
Artık Erzurum’u Erzurum yapan , işte o Kız’dır; o Yar’dır.
Aşk bu kadar özlü anlatılabilir mi acaba? Birçok roman okudum, şiirde biliyorum az çok. Bu soruya henüz olumlu yanıt verebilmiş değilim.
’Erzurum çarşı pazar,
’İçinde bir kız gezer.’
Bu Erzurum türküsünde aşk bir pırıltı gibidir. Aşk türküleri güzelleştirir;bir kaynağın suyundaki ışık gibi türkülerin üstünde oynaşır. Aşk olmasaydı bu türküler olmazdı.
Aşkla ilgili bir başka ipucu üzerinde durmalıyız. ’İçinde bir kız gezer’ mısrasındaki geniş zaman kipi. Geniş zaman her zaman sonsuzluk duygusu uyandırır. Türküler, Kız’ın eylemini sınırsız bırakarak yaklaşıyor aşka. Kız’ın gezmesi ne zaman bitecektir? Buradaki belirsizlik, aşkın belirsizliğiyle buluşuyor. Türküler böylece. ’Aşk sadece bir olasılıktır’ şeklindeki tanımı güçlendiriyor.
Kız gezmektedir.
Ve işte sadece gezmektedir !
Aşk, yorulması olmayan bir gezinti.
Gezinti bittiği anda aşk olmaktan çıkacak bir duygudan söz ediliyor.
Dünyevi ölçülerle düşündüğümüzde hiçbir gezintinin sonsuza kadar sürmeyeceğini bilebiliriz.
Gene dünyevi ölçülere vurulduğunda sonsuz aşk yoktur.
Gezinti biter,aşk biter.
’Gün batar kuşlar döner.’
Diyor ki, ’İçinde bir kız gezer.’
Başka türlü olamazdı. Başka türlü olsaydı, bu türkü olamazdı. Olsaydı bile böyle bir türkünün üzerine yazı yazmaya değmezdi.
Aşk, bitmesi kaçınılmaz olana ilişkin bir sonsuzluk varsayımıdır.
Erzurum çarşı pazardır ve içinde bir kız gezmektedir. Gezmesi amaçsızdır ve amaçsızlık Kız’ı ve gezintisini sonsuza bağlamaktadır. Hibir pazar, sonsuza kadar kurulu kalmaz ve hiçbir Kız sonsuza kadar gezemez. Gene de sonsuzluk varsayımı ortadan kaldırılamıyor.
Gene de aşk var.
Aşk umudu var.
’İçinde bir kız gezer.’
’Kız’ın gezdiği’ yer, dikkat edilirse, artık Erzurum değil, kalbimizdir.
Aşkı umut eden, aşkın sonsuz olmasını dileyen kalbimiz.
Aşkın süresini ise kalbin saati belirler.
Kalbin saati başkadır.
Dünyevi değildir.
Güneş sistemiyle bütün bağlarını koparmıştır.
Kalbin saati sonsuzluğa ayarlıdıır.
Aşk, sonsuz zamanın bilincidir.
Açıklayalım: Aşk sonsuzluk isteğinin, sınırlı insan ömrünün isyanıdır. Bir saniyelik süreye sonsuzu sığdırma çabasıdır.
Şöyle de söyleyebiliriz: Yani, hiçbir şey söyleyemeyiz.
Sadece Erzurum’u düşünürüz, ’Erzurum çarşı pazar’ ı.
’Erzurum çarşı pazar’ türküsü şimdi yeniden moda oldu. Ama çok eskidir. Çocukluğumuzdan beri biliriz. Çocukluğumuzdan beri o kız Erzurum’un içinde geziyor.
Ruhumuzun içinde, ruhumuzun çarşı pazarında.
Erzurum’un çarşı pazar’ı bitmiyor.
Kız hep orada.
İnsanoğlunun düşünmeye başlamasından beri,
Ezelden beri,
Ve ebediyen,
Aşk, geniş zaman kipinin insanoğluna kurduğu acımasız bir tuzaktır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.