"Hitamına Cevabi Not Yazılmış Bir Mektup Üzerine Şiirsel Deneme-1" isimli şiir 10.12.2020 17:39:44 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Hitamına Cevabi Not Yazılmış Bir Mektup Üzerine Şiirsel Deneme-1
25.10.2018 20:44:05
Yıldızlar kadar uzak ve ışık yılı bir mesafe evveliydi /// mevzu bahis mektup, daha evvelkiler gibi alıcısına ulaşmış, alındığına dair belgeyle geri dönmüştü. ... yüzümüzde çizgilerin olmadığı hayatın emr-i vakileriyle yüzleşmediğimiz zamanlardı. İlk gençlikte bir devir ilk ve /son/ kez yaşanan bir aşk.. bahar sonu ve yaz başına rastlayan yağmur davetçisi sıcakların hüküm sürdüğü mevsimdir.. Nagehan çıkan bir rüzgar sonrası inen, kırkikindi sağanaklı bir öğle sonrasıydı. ikircikli ve zorlukla ilerleyen karşılık bulma ihtimalinin belli-belirsizlikte seyrettiği bir hikayedir mektubun konusu.
İmgelere boğulmaksınız ve kestirmeden söylersek; aptal aşık cesareti bu işin akıbetine, dair huzursuzluktur hissedilen.. Ve şimdi, geri dönülmez zamansal boyutta mazi olmuş günlerin yitik izbelerine gizlenmiş, eski bir hatıraya dair ritüeldi. Tekrar hatırlanır oluşuysa muhtemelen yaşlanmaya başlamak ve gençlikten, yıldız sıçraması bir ıraksamaya delaletti. Dokuz çarşambanın gün değil, ana sığabildiği bir zaman dilimiydi kısaca... Sonu iyi bitecek şeyler için de ne mevsim olumsuzdu, ne doğa aslında ...
İğde çiçeklerinin sere serpe açılıp, tarifsiz hoşlukta koktuğu. Gelinciğin, yoldaşı mor çiçekle dem-i devran sürdüğü. Murat kuşunun hüzünle ötüp, serçelerin ansızın bastıran yağmur vurgunu olmamak için saçak altı bir korunak aradıkları günlerdi, Aptal aşık saflığıyla gönderilmiş, olabilirlik ihtimali gittikçe azalan, kimi zaman da çok ısrarlı fırsatların arada kaynayıp gittiği bir süreç heyecanıyla, cevabını beklediği mektubun hitamına, kısa bir not yazılmış olduğunu gördü. ... Düzgün bir el yazısıyla karalanmış bu kısa nota takıldı, gözleri... Ve yazılanları okumaya koyuldu. Okudukça, ikna edici bir mebruriyet.. ve kabul edilmiş mecburiyetin münzevi çaresizliğini duydu. Geriye, sadece insan tariflerinde tasnif edilebilecek bir sevgiye sığınabilme gerçeği kaldığını duyumsadı. En fazlası aptal bir aşık, tahayyül mesafesi meşk, ve tekrarı olmayacak aşkın ilk haliydi... bunlar dışın da ne öznel arzular bencili meyl, ne acımtrak bir zeyl kalmıştır. Öyle ki, iğdiş edilmiş hisli ayrıksılık. Geri de, kendine özgü ve kendinden özge bir aptallığın muhkim izlerinin seçilebildiği, umutsuz bir "aşk"tan ibaret kalmıştı. Çok kısa tutulmuş, ve bundan sonraki hayatı için bir o kadar derin etkileri olan o notla, her şeyin darmadağın olduğu düşüncesine kapılıverdi, birden ! Sanki, eski bir Türk filminde film kahramanına maziyi anımsatma sahnesindeki sis ve duman efektle -kurgulanan- rolünü oynar gibiydi... Etrafında, pembe ve mavi hareli ve de dumansı film kareli, dönüşken bir mekansızlık vardı. yakıcı.. kor bir gençlik ateşi kül rengi bejinde sönerken, sevgi gerçeğini, kendi yoluna çizerek öldürdüğü kesinleşen menhus bir bahtın karasıyla, aptal bir aşkın yarası halin anlamsızlık boyutunda yaşanmışılığı vardı. yani "gönül adamı" olamayışını ve de hep bu nedenle "pyrus" kaybedenliği ilk kez orada farketti adam.
Ahmet Kutlu Ayyüce Isparta- 5-6 Ekim 2015
Şiirin hazırlığı ve düzeltmeler esnası...
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.